“Hayır” kelimesini kullanmak birçoğumuz için oldukça zor ve hatta bazen gözümüze imkansız gibi görünebilir. Fakat suçluluk hissetmeden hayır diyebilmek, bireysel anlamda hepimizin sahip olması gereken bir özellik. Hayır demek isteyip diyemediğimiz her durumda, aslında kendi alanımızı ve sınırlarımızı hiçe saymış oluruz.

İhtiyacımız olduğunda hayır kelimesinden kaçınmak, kendimizi fazladan stres ve baskı altına sokmamıza ayrıca sosyal yorgunluk yaşama riskimizi de büyük oranda artırmamıza neden olur.

İlginizi çekebilir: Sosyal Yorgunluk Nedir? Nasıl Baş Edilir?

Önceliklerimizi, isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı ikinci plana atmamıza yol açan hayır diyememe eğiliminin, sağlıklı ve dengeli bir sosyal hayatla aramızda duran bir bariyer olduğunun farkına varmamız bu durumu düzeltebilmemiz açısından önemlidir. Bu şekilde, nedenler veya bahaneler sunmadan hayır diyebilmek, ısrarların karşısında kararımıza sadık kalmak ve tüm bunları yaparken suçluluk hissetmemek sağlanabilir.

Neden “hayır” demekte zorlanıyoruz?

Bu durumun pek çok farklı nedeni ve tetikleyicisi olabiliyor. Uzmanlara göre insanlar biyolojik olarak karşılarındaki kişiyi memnun etme eğilimindeler. Bu duruma kültürel kodlar, gelenekler ve karakter özellikleri de eklendiği zaman bazı bireylerde kendi istek ve ihtiyaçlarını hiçe saymak pahasına “hayır diyememe” durumu ortaya çıkıyor. Sonuç olarak da gereksiz stres, yorgunluk ve dolup taşan ajandalar gündeme geliyor.

Neden, kimimiz için karşımızdaki insanı kırmak istememek veya ısrarlara karşı hayır cevabını verememekken, kimimiz içinse FOMO yani bir şeylerin dışında kalma ve yeni gelişmeleri kaçırma korkusu olabiliyor.

Unutmamız gereken şey, şartlar her ne olursa olsun “hayır” kelimesini rahatlıkla kullanmak, kendimize verdiğimiz değerin en önemli göstergelerinden biri. İşte hayatımızın kontrolünü yeniden elimize almamız ve hayır cevabını rahatlıkla kullanmaya başlamamız konusunda hepimize yardımcı olacak küçük tüyolar!

1. Limitleri fark etmek

Bireylerin fiziksel anlamda limitlerinin farkında olmaları oldukça önemli. Fiziksel ve ruhsal sağlıklarını tehdit etmemek için ihtiyaçlarını ve isteklerini her zaman göz önünde bulundurmaları ve kendilerine yeterince zaman ayırdıklarına her zaman emin olmaları gerekiyor.

İstisnai durumlar haricinde prensip sahibi olmak ve bireysel olarak belirlenen limitleri esnetmekten kaçınmak, bireylerin hayır demeleri gereken noktaları daha net görmelerini sağlıyor.

2. Öncelikleri belirlemek

Uzmanlar, öncelik belirleme aşamasında bireylerin kendilerini iyi hissettikleri bir denge yakalamaya çalışmalarını tavsiye ediyor. İhtiyaçlar, istekler, yapılması gereken işler ve sosyal aktiviteler arasında kurulması gereken bu denge, bireyin her anlamda sağlıklı olabilmesi için oldukça önemli.

Ayrıca yapılan planları haftalık olarak kaydetmek de nerede durulması gerektiğini görmeye yardımcı oluyor.

3. Karşıdaki kişinin kırılabileceğinin bilincinde olmak

Farkında olunması gereken başka bir nokta ise herkesi memnun etmenin mümkün olmadığı. Bu nedenle bireysel mutluluğa odaklanmak, suçluluk hissetmeden hayır diyebilmek için güzel bir başlangıç noktasıdır.

Hayır cevabı muhatap kişiyi kırsa da bireylerin bu cevabı değiştirmemesi gerekiyor. Hayır cevabının karşıdaki kişiyle veya olayla değil, bireyin kendi ihtiyaç ve istekleriyle alakalı olduğunun farkında olarak bu süreçte kararlılığını koruması oldukça önemli.

Unutulmaması gereken bir başka nokta ise bireyin hayır cevabını veriyor olmasının yanlış bir şey yaptığı anlamına gelmiyor olduğu. Bireylerin hayır cevabını verirken kendilerine güvenmesi ve bu kararı kendileri için aldıklarını hatırlamaları gerekiyor.

4. Tonu düzgün ayarlamak

Bireylerin karşıdaki kişiye şefkatle yaklaşıyor olması, hayır deme sürecine yardımcı olabilir. Durumu yumuşatan kalıplar veya empati hissettirecek kelimeler kullanmak, ılımlı bir diyalog kurulmasına yardımcı oluyor. Alternatif planlar sunmak, yardım ve fikir önerilerinde bulunmak veya farklı tarihler önermek karşıdaki kişiye çıkış yolu sunulmasına ve aynı zamanda bireyin sınırlarının da korunmasına yardımcı oluyor.

5. Açıklamaları ortadan kaldırmak

Hayır cevabının ardından sıklıkla ve ısrarcı tavırlarla gelen “Neden?” sorusu zaman zaman bireyleri köşeye sıkıştırabiliyor. Fakat unutulmaması gereken şey net bir hayır cevabından sonra açıklama yapmak gibi bir zorunluluk olmadığı. Sebebi her ne olursa olsun hayır denmiş olması, o konunun kapanması için yeterlidir.

Bireylerin farkında olması gereken noktalardan bir tanesi de ısrarın, altında yatan motivasyon ne olursa olsun, bir çeşit duygusal şiddet olduğudur.

6. Net olmak

Hayır cevabını verirken net bir tavır takınmak, karşıdaki kişiye esnek olunmadığı mesajının iletilmesinde önemli bir nokta. Özellikle empati duyarak yumuşak bir tonda konuşmak ve net olmak arasındaki ince çizgiye çok dikkat etmek gerekiyor. Sınırlar, limitler, zamanlamalar ve sonuç olarak da cevap konusunda karşı tarafa net cevaplar vermek sağlıklı bir diyalog oluşmasına yardımcı oluyor.

Birey kendi sınırlarına ve limitlerine saygı duymaya başladıkça karşıdaki kişiler de aynı şekide davranmaya başlıyor. Suçluluk hissetmeden hayır diyebilmek veya yanlış bir şey yapıyormuş hissine kapılmak aslında kişinin duruma nasıl baktığıyla ve algısıyla alakalı. Önceliğini kendisi olarak belirleyen ve ihtiyaçlarının farkında olan bireyler, hayır cevabını verirken öznel boyutta düşünmeye başladıkları için suçluluk hissinden de kurtuluyor.



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP