YAZAN: BURCU ERBAŞ
İLLÜSTRASYON: GIACOMO BAGNARA

Kendinizi hiç yaratıcılığınızı isteyen bir iş esnasında çaresiz, ilhamsız hatta beceriksiz hissettiniz mi? Eğer bu soruya cevabınız evet ise siz de dünya üzerindeki birçok başarılı sanatçı gibi yaratıcı tıkanıklık, İngilizce ismi ile “creative block” yaşamışsınız demektir. O anda sanki bütün güzel fikirler kurumuş, kalem, fırça veya mouse (!) artık ele hiç yakışmıyormuş gibi hissettirebilen bu fenomen beraberinde endişe, motivasyon kaybı ve stres getirebiliyor. En profesyonel sanatçıların bile yaşayabildiği bu tıkanıklık anının birçok farklı tetikleyicisi olabiliyor. Kaynağı ne olursa olsun, yaratıcı tıkanıklığı aşmanın yegane yolu tavır ve davranışlarımızı değiştirmekten geçiyor. Peki hangi yönde? Bu konuda kendi deneyimlerine dayanarak tavsiyeler veren Picasso, Dali, Monet gibi dünyaca ünlü sanatçılar hepimize bir sonraki yaratıcı tıkanıklık anımızda ilham olacak.


Yaratıcı tıkanıklık (Creative Block) nedir?

Yaratıcılık gerektiren bir süreçte sanki daha fazla ilerleyemeyecekmiş, yeni veya farklı bir şey yaratamayacakmış gibi hissetmeye creative block yani yaratıcı tıkanıklık deniyor. Yazı yazmadan resme, müzikten grafik tasarıma kadar her yaratıcılık gerektiren iş veya projede deneyimlenebilen bu fenomen birçok sebepten kaynaklanabiliyor. Mükemmeliyetçilik, öz eleştiri, kendinden şüphe duymak yaratıcı düşüncenin önünü kesebiliyor. En az yaratıcılık kadar yaratıcı tıkanıklık da çok bireysel bir süreç ancak genel anlamda herkese yardımcı olabilen bazı ipuçları ile ilham yeniden kazanılabiliyor. Bu ipuçlarından bazıları şu şekilde:

  • Çalışma alanınızı temizleyin, gerekiyorsa her şeyi yeniden organize edin.
  • Size ilham veren sanatçıların işlerine bakın; onların işlerini kendi yorumunuzu da katarak yeniden yapmaya bir nevi kopyalamaya çalışın!
  • Yaptığınız işi bu kez de farklı bir şekilde yapmaya çalışın. Kullandığınız araçları, uygulamaları değiştirin.
  • Oyuncu bir havanız olsun. Mükemmeliyetçiliği bir kenara bırakıp eğlenmeye, plansız şekilde harekete geçmeye, yeni yollar ve fikirler keşfetmeye, konfor alanınızdan çıkmaya açık olun.
  • Sonuca değil, sürece odaklanın. Yaratırken deneyimlediğiniz duygulara, aldığınız zevke, gördüğünüz güzelliklere konsantre olun, sürecin sonunda yarattığınız işin güzelliğine değil.

Sanatçılara göre yaratıcı tıkanıklık nasıl aşılır?

Peki birçok farklı disiplinde rastlanabilen yaratıcı tıkanıklık dünyaca ünlü sanatçıları ve eserlerini nasıl etkilemiş ve bu isimler bu zorlu süreci nasıl atlatabilmişler?

Claude Monet

Empresyonizm sanat akımının öncülerinden, ünlü Fransız ressam Claude Monet eşi Alice’in ölümünden sonra yoğun bir yas ile yaratıcı tıkanıklık dönemine giriyor. Bu süreçte birçok yeni eserini ya bitiremiyor, ya başladığı gibi yok ediyor hatta eski eserlerini bile hüsran içerisinde parçalıyor. 2 sene sonra, evinin terasında otururken bir gün, her gün gördüğü gülleri resmetmeye karar veriyor. Yaratıcı tıkanıklığını aştığı eser olan Grandes Decorations şu ana kadar belki de en çok ses getiren eseri olup Paris’teki Musée de l’Orangerie’nin duvarlarını süslüyor.

Pablo Picasso

Dünyaca ünlü kübist ressam Picasso, ilk eşiyle yaşadığı boşanma süreci ve çocuklarının velayetini kaybetmesi üzerine stüdyosundan içeri adımını atmadığı bir döneme giriyor. Picasso kendi resimlerini veya çizimlerini görmenin bile onu sinirlendiği bu süreçte çıkışı resme yüklenmekte veya kendini zorlamakta değil, yaratıcı aracını değiştirmekte buluyor. Kendini şiir yazmaya veriyor. Bu süreçteki şiirlerini Les Cashier d’Art ismi ile yayımlarken ilhamını da yeniden kazanmış şekilde resme geri dönüyor. Ona göre yaratıcılık bizlerden bekleneni değil, kendi yolumuzu çizmekten geçiyor. “Kuralları aynı bir profesyonel gibi öğrenin. Böylece bir sanatçı gibi tüm kuralları çiğneyebilirsiniz.”

Sylvia Plath

Ünlü yazar Sylvia Plath için “Yaratıcılığın en büyük düşmanı kendinden şüphe etmektir.” Sadece yaratıcı süreçlerde değil, yaşamımız boyunca da kendi iç sesimiz bizim ya en iyi dostumuz ya da en büyük düşmanımız oluyor. Korkularımız, öz eleştirilerimiz, kendimizden şüphe etmemiz en başarılı anlarımızda bile bizi aşağıya çekme gücünü elinde bulunduruyor. Önemli olansa bu anlarda kendi iç sesimizin bizi kısıtlamasına izin vermemekte, öz güvenimizi yeniden inşa etmekte yatıyor. Kendi zihnimize hapsolmak yerine hedeflerimize, geçmiş başarılarımıza, bizi destekleyen insanların sözlerine odaklanmak pozitif ivmelenmemize yardımcı oluyor.

Tchaikovsky

Kendisinin yaratıcı tıkanıklık ile karşı karşıya kalıp kalmadığını bilmemekle beraber ünlü Rus yazar Tchaikovsky’nin söylediği bir cümle, bu durumu yaşarsa durup beklemeyeceğini bizlere gösteriyor. “Kendine saygısı olan bir sanatçı, havasında olmadığı bahanesiyle ellerini kavuşturup oturmamalı.” diyen Tchaikovsky aslında ilhamın bize gelmesi için oturup beklemenin ne gerekli ne de üretken olduğunu söylüyor. Bir işe fikrimizi beğenmediğimiz veya kendimizden şüphe duyduğumuz için başlamamıza neden olan fazla düşünme eğiliminin tek gerçek çözümünün yaratıcılığı da bir “9-5” iş gibi görüp düzenli şekilde başlamak ve devam etmek olduğunu vurguluyor.

Yohji Yamamoto

Moda dünyasının en efsanevi isimlerinden Japon tasarımcı Yohji Yamamoto için yaratıcı tıkanıklığın yegane kaynağı mükemmelik takıntımızdan geliyor. “Mükemmelliğin çirkin olduğunu düşünüyorum. İnsanların yaptığı eserlerin bir yerinde başarısızlık, düzensizlik, çarpıklık, yara izleri görmek istiyorum.” diyen Yamamoto, aslında biz insanların hatasız makineler olmadığını ve hataların yaratıcı sürecin en doğal parçası olduğunu vurguluyor. Hatta hataların bizleri beklenmedik yönlere itebileceğini, daha yeni ve iyi fikirler üretmemizde tetikleyici rol oynayabileceklerini savunuyor. Bu nedenle yaratıcı süreçte hata yapmaktan çekinip tıkanmak yerine hatalarla beraber ilerlemek ve yeniden şekillenmek, tahmin edebileceğimizden daha güzel sonuçlar doğurabiliyor.

Salvador Dali

Sürrealizm yani gerçeküstücülük sanat akımının kurucusu Salvador Dali için yaratıcılığın özü karmaşadan ve rastgelelikten geliyor. “Sistematik olarak kafa karışıklığı yaratmalısınız, bu yaratıcılığınızı özgür kılar. Çelişkili olan her şey, hayatı yaratır.” diyen Dali için eğer işler yolunda gitmiyorsa bunun çözümü beklenmedik teknikler denemekten, rastgele aksiyonlar almaktan geçiyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP