Zen, aydınlanmacı bir yaşam felsefesi. İyi ve erdemli bir insan olmak Zen’in temel öğretisi. Zen, basitçe açıklayacak olursak, “meditatif hal” anlamına geliyor. Zen öğretisinin temelinde “dyana” yani meditasyon var. Farkındalık ve iç gözlem bu yaşam biçiminde büyük önem taşıyor. Zen felsefesi her insanın içinde sezgisel bir bilgelik olduğunu söylüyor. Öğreti, bu bilgeliği yaşama geçirmek üzerine kurulu. Dünyaca ünlü bir Zen üstadı ve barış elçisi olan Thich Nhat Hanh, Zen’i şöyle özetliyor:
“Zen, genel anlamıyla farkında ve odaklı bir zihin; yapmacıklık ve sunilik yerine doğallık ve sadelikten oluşan disiplinli bir hayat, “ben” odaklılık ve saldırganlık yerine dünyanın ve kendinin iyiliği ile şefkatle meşgul ve kaygılı bir yaşam demek. Kısacası, tabiatla sürekli çatışma halinde değil, onun doğal düzeniyle uyum içinde yaşamak demek.”
İçinde yaşadığımız kaosun içinde de Zen’i bulabiliriz. Kaos olmazsa dinginlik ve sükunet de olamaz zaten. Karmaşanın içinde, sadeliği, dengeyi ve farkındalığı bulmak yaşamda esas olan bir konu.
Peki Zen’i hayatımıza adım adım nasıl katabiliriz?
Sadeleşin.
Gereksiz bulduğunuz her şeyi hayatınızdan çıkarın. Fazlalıklardan kurtulun. Dolaplarınızda, hayatınızda, yaşadığınız çevrede fazlalık hissettiğiniz her ne varsa o yükleri bırakın.
Doğallaşın.
Suni sözcüklerinizi ve duygularınızı gözlemleyin. İçinde kimyasal bulunan yiyecekleri yemeyin. Doğal ve sağlıklı beslenin. Kendi doğanızı tanımaya yönelin.
Çevrenize ve kendinize karşı farkındalık geliştirin.
Yaptıklarınızı yüzde yüz yapmaya alışın. Yürürken sadece yürüyün. Sevdiklerinizleyken sadece onlara odaklanın. Yemek yaparken sadece yemek yapın.
Sakinleşin.
Çiçek bakmak, doğaya çıkmak, toprakla uğraşmak, kitap okumak, nefes, yoga, meditasyon, sizi sakinleştiren her ne ise, sakinleşmeye, dinginleşmeye vakit ayırın.
Önceliklerinizi belirleyin.
Önceliklerimizi belirlediğimiz zaman boş yere bir sürü vakit harcamayız. (Sosyal medyada gereğinden fazla geçirdiğiniz vakti düşünün.) Kaotik ritimden çıkmanın en etkin yolu öncelik belirlemek ve günü ona göre planlamak. Öncelikleri doğru belirlemek yaşama sadelik de katar. Böylece kendinize de daha fazla vakit kalır.
Yavaşlayın.
Birçok şeyi hızlı yaptığımızda hata yapıyoruz. Yavaş ve konsantre yaptığımızda ise hataların oranı azalıyor. Dolayısıyla hızlı da yapsanız yavaş da yapsanız aynı zamanda bitiriyorsunuz. Onun için yavaş ve konsantre bir şekilde yaparsanız, akıl sağlığınızı da yitirmeden yapmış olursunuz.
Meditasyona vakit ayırın.
Meditasyon, zihninizi temizlemenize ve sakinleşmenize yardımcı olur. Temiz bir zihin anda kalabilir. Günümüzde içinde yaşadığımız kaos, zihin kirliliğinin ürünü. Oturarak meditasyon yapma uygulaması, esasında meditatif hali yaşamdaki tüm aktivitelere yayma yetisini geliştirmek için de çok önemli. Durduğunuz zaman işe yaramıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Oysa tam tersine, durmak verimliliğinizi arttırır. Zihniniz gereksiz düşüncelerden arınmış, odaklı ve temiz olacağı için daha kısa zamanda daha çok konu başlığını halledebilirsiniz.
Sevgi ve şefkatle hareket edin.
Çoğumuz bencil, rekabetçi ve saldırgan olmanın prim yaptığı bir dünyanın içine doğduk. Günümüz dünyası bizden bunu istiyor. Oysa her zaman seçme hakkımız var. Başarıya ulaşmak başka yollar da var. Sevgi ve şefkati temel alarak yola koyulmak, ayırıcı değil, birleştirici bir toplum oluşturacaktır. Bu da bireylerle ve bireysel seçimlerle başlıyor.
Başkaları için bir şeyler yapın.
Günümüzün bir kısmını başkalarının iyiliğine ayırdığımız zaman sevgiyi de paylaşmış oluruz. Yalnızlığımız azalır. Ben odaklı bir yaşamın dışına çıkmak aidiyet hissini arttırarak, bütünsel sağlığa da iyi gelir.