10 Ekim haftası wellness sektöründe yaşanan gelişmeleri, öne çıkan trendleri ve ilgi çeken haberleri sizler için derledik.
Giderek popülerleşen uyku turizmi seyahat etmenin odağına kaliteli uyku uyumayı koyuyor.
Seyahatlerde daha mı iyi uyuyorsunuz, daha mı kötü? Dünyada giderek yaygınlaşan ve başlı başına bir turizm kolu haline gelen uyku turizmi odağına sadece kaliteli uykuyu koyuyor. Pandemi sonrası dünyada bütünsel sağlık ve iyi olma halinin birincil öncelikler arasına çıkarken kaliteli uyku uyumak en az güzel yemekler yemek veya yeni yerler görmek kadar normal bir seyahat beklentisine dönüşüyor. Zincir oteller odalarını “derin dinlenme” sunmak için uyku kalitesini yükseltecek renovasyonlardan geçirirken wellness pratikleri; Mindfulness, yoga, fonksiyonel beslenmeden destek alan uyku odaklı retreatler ve oteller de giderek çoğalıyor.
Kaynak: CNN Travel
Ünlü şarkıcı Selena Gomez’in eş kurucularından olduğu zihinsel sağlık uygulaması Wondermind, 100 milyon dolar değerinde yatırım aldı.
Başarılı tenisçi Serena Williams’ın kurduğu yatırım şirketi Serena Ventures, Selena Gomez’in de girişimcileri arasında yer aldığı, zihinsel sağlık problemlerini stigma olmaktan çıkarmayı amaçlayan Wondermind uygulamasına 100 milyon dolar değerinde bir yatırım planı açıkladı. 5 milyon dolarlık ilk yatırım turundan sonra Wondermind kendi alanında en büyük çok yönlü zihinsel sağlık uygulaması haline gelmeyi amaçladığını belirtti.
Kaynak: Entrepreneur
Bilim insanları canlı hayatının kökeni hakkında çığır açıcı olabilecek bir bulgu elde etti.
Purdue Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada yaşamın orijini olarak kabul edilen peptit; aminoasit zincirlerinin dalgaların kayalara vurduğu spontane anlarda da oluşabildiğini gösterdi. Bu da aslında canlı yaşamının 4 milyar yıl önce cansız bir kaynaktan; su ve kayalardan oluşmuş olabileceği ihtimalini ortaya atıyor.
Kaynak: Vice
Büyük data ile çalışan ekonomist Seth Stephens-Davidowitz’e göre içgüdülere güvenmek çoğu zaman yanlış karar verdiriyor!
Yeni kitabı Don’t Trust Your Gut‘da ekonomist ve eski Google data bilimcisi olarak çalıştığı yıllarda edindiği bulguları anlatan Stephens-Davidowitz, bilinen her tür somut bilgiye rağmen içgüdüler ile alınan kararların büyük oranda yanlış çıktığını savunuyor. Bunun sebebini de içgüdülerimizin, etrafımızı saran ve doğruluğu şüpheli geleneksel bilgi birikimleri ve önyargılar altında şekillenmesine bağlıyor. Nitekim bu içgüdülerimizin tamamen yanlış olduğu anlamına gelmiyor. Sadece bildiğimizi düşündüğümüz konuları her zaman doğru bilmediğimizi ve büyük kararlar vermeden önce ulaşması giderek daha da kolaylaşan kanıtlanmış bilgilere mutlaka danışmamız gerektiğini vurguluyor!
Kaynak: Vox