YAZAN: BURCU ERBAŞ

Kronik yorgunluk, baş ağrısı, migren, beyin sisi, şişkinlik, kabızlık, endişe… Kendinize ne kadar dikkat ederseniz edin saydığımız bu semptomlar size çok tanıdık geliyor hatta her gününüzü tanımlıyorsa bedeniniz tolere edebildiğinden çok daha ağır bir toksin yüküne sahip olabilir. Modern ve endüstriyel dünyada her saniye milyarlarca farklı kimyasala maruz kalıyoruz. Cildimize sürdüğümüz kozmetik ürünlerde, evimizi temizlediğimiz deterjanlarda, içtiğimiz suda, yediğimiz besinlerde hatta soluduğumuz havada bile yüzlerde farklı yapay bileşen bulunuyor. Görünmeyen, bilinmeyen, bu nedenle de önlenemeyen bu kimyasal maruziyeti bütünsel sağlığı en çok etkileyen ağır metaller açısından zenginse yukarıdaki semptomlar ve nicesi bir bir kendini göstermeye başlıyor. Herhangi bir nedene bağlayamadığımız tüm kronik şikayetler bedenimizdeki ağır metal fazlalığından kaynaklanabiliyor. İyi olma halimizi sinsice aşağıya çekebilen bu toksin yükünü önlemenin yolu bilinçlenmekten ve aktif olarak bedenin detoksifikasyon yollarını güçlendirmekten geçiyor. Bu nedenle etkili bir ağır metal detoksu doğru beslenme şeklini kapsadığı gibi etkili takviyeleri ve yaşam tarzı önerilerini de içeriyor.


Ağır metal nedir?

Ağır metaller toksik olarak tanımlanan ve en az miktarlarda bile bütünsel sağlığa tehlike arz edebilen elementlere deniyor. Ağır metaller; cıva, kurşun, arsenik, kadmiyum, alüminyum, nikel, uranyum, talyum ve yüksek miktarlarda alındığında demir, lityum, çinko ve kalsiyum olarak sıralanıyor. Kana kirli su, hava kirliliği, endüstriyel balıkçılık ürünleri, diş dolguları, temizlik ürünleri ile karışabilen ağır metaller daha sonra yağ dokularına ve organlara sızarak seneler boyu birikmeye başlıyor. Bu da bedendeki optimal denge olan homeostasisi bozarak kronik hastalıklara yol açabiliyor.

Ağır metal zehirlenmeleri arasında en yaygın görüleni cıva yüzünden yaşanıyor. Tahminlere göre dünyada yaşayan her insanın bedeninde eser miktarda da olsa cıva bulunuyor. Cıvanın bu yaygınlığının sebebi de yoğun trafikte, hava kirliliğinde, yüksek sigara kullanımında, amalgam dolgularda, yanlış beslenmede, kimyasal temizlik ve kozmetik ürünlerinde aranabiliyor. Yapılan bilimsel araştırmalar cıva zehirlenmesini endişe bozukluğu, otizm, bipolar bozukluk, epilepsi, saç dökülmesi, güçsüzlük, hafıza kaybı, kronik uykusuzluk, düşük libido ve depresyonla ilişkilendiriyor.

Ağır metallerin bütünsel sağlık üzerindeki etkileri nelerdir?

Ağır metaller bedenden yakılarak atılması zor olan yağ dokularında ve hayati organlarda senelerce kalabildiği için zararları da uzun vadede ve yavaş şekilde görülebiliyor. Kendini belirgin olarak bilişsel performansta azalma, merkezi sinir sisteminde zayıflama ve karaciğer, kalp, endokrin bezleri, böbrekler gibi hayati organların işlevlerinde düşüş ile gösteren ağır metal zehirlenmesi uzun vadede Parkinson, demans ve Alzheimer hastalıklarına benzer bir tabloya neden olabiliyor. Fonksiyonel Tıp Doktoru Josh Axe‘a göre özellikle ilerleyen yaşlarda ağır metal zehirlenmesi bu gibi ileri yaş ile ilişkilendirilen nörodejeneratif hastalıklara yorularak tedavi edilmeden bırakılabiliyor.

Ağır metaller merkezi sinir sistemini negatif etkileyebiliyor, bağırsaklarda yaşayan bakteri florasını dengesizleştirebiliyor, bedeni virüs ve bakterilere karşı daha savunmasız hale getirebiliyor, enflamasyonu yükseltebiliyor hatta kronik besin değeri eksiklerine yol açabiliyor. Ağır metal zehirlenmesinin en yaygın ve belirleyici semptomları ise aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Kronik yorgunluk
  • Ağır bir egzersiz veya yüksek tempolu egzersizlerden sonra uzun süren iyileşme periyodu
  • Sindirim problemleri
  • Eklem ve kas ağrıları
  • Cilt sorunları
  • Beyin sisi ve zayıf bir hafıza
  • Endişeye ve depresyona yatkınlık
  • Kronik uykusuzluk
  • Otoimmün hastalıklar

Ağır metal yükünü bu denli tehlikeli kılan unsurlardan birisi de herkesin kendine özgü bir toksin alaşımı taşımasından kaynaklanıyor. Bedende bir araya gelen farklı türde ağır metaller birleşip birbirinden farklı semptomlara yol açan ve farklı tedaviler gerektiren durumlara yol açabiliyor. Tam da bu nedenle bir kişinin ağır metal zehirlenmesi sonucu yaşadığı medikal tablo bir diğer kişinin yaşayabileceklerinden tamamen farklı şekilde görülebiliyor.

Ağır metal detoksu nasıl yapılır?

Gerçekçi olmak gerekirse modern yaşamda ağır metallerden yüzde yüz şekilde korunmanın herhangi bir yolu bulunmuyor. Topraktan havaya tüm gezegeni kirletmiş olan bu toksinler maalesef hepimizi, her yaşta etkileyebiliyor. Alabileceğimiz en iyi önlem ise bu maruziyeti minimize etmek ve bedendeki detoksifikasyon yollarını güçlendirmek oluyor. Ağır metal detoksu yapmak bedendeki toksinleri uzaklaştırmak kadar oksidatif stresi düşürmeye, enerji seviyelerini yükseltmeye, bağırsak sağlığını ve bağışıklığı desteklemeye, bilişsel performansı artırmaya yardımcı oluyor.

1. Ağır metal karşıtı beslenme

Ağır metallerin bedenlerimize ne denli rahat şekilde girebildiklerini nasıl beslendiğimiz belirliyor. Paketli gıdalarda bulunan yapay eklentiler, endüstriyel tarım ve balıkçılılık ürünleri, pirinç, yüksek alkol tüketimi ve gıda alerjilerinin tetiklenmesi artan ağır metal yükünü arttırıyor. Detoks süreci de tüm bu unsurların minimize edilmesi ile başlıyor.

Yüksek bir toksin yükünün belirli bir zaman içinde arındırılmasını sağlayan ağır metal detoksunda tüketilmesi önerilen ana besin kaynakları aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Organik tarım ile üretilmiş yeşil yapraklı sebzeler
  • Fesleğen, nane, kekik, biberiye, zencefil, zerdeçal, tarçın, köri gibi baharatlar
  • C vitamini açısından yüksek meyve ve sebzeler
  • Sarımsak ve soğan
  • Keten ve chia tohumu
  • Kemik iliği suyu
  • Taze limon sıkılmış su
  • Yeşil çay

Ağır metal detoksu sırasındaki izlenecek beslenmenin yağ açısından düşük olması da öneriliyor. Özellikle yağ dokularına yerleşen ağır metallerin detoks sürecinde kısa sürede atılabilmesi için bedenin ihtiyaç duyduğu yağı dışarıdan değil, deposundan alması gerekiyor. Bütünsel sağlığı tehlikeye atmadan bu geçici eksikliği sağlamanın yolu da beslenmedeki sağlıklı yağ miktarını yüzde 20-25 oranında azaltmaktan geçiyor.

2. Ağır metal çekici takviyeler

Aşağıdaki gıda ve vitamin takviyeleri içerdikleri yüksek antioksidan miktarı, zengin besin değerleri ve depo sayesinde ağır metallere yapışarak boşaltım kanallarına sürükleyebilme özelliğine sahip. Bu nedenle ağır metal detoksunun en güçlü oyuncularından sayılıyorlar. Etkinliklerini en çok bir arada ve uzman kontrolünde kullanıldıkları zaman gösteren bu takviyeler, toksin maruziyetinin önlenmesinden çok ağır metallerin bedenden adım adım uzaklaştırılmasına yardımcı oluyor.

  • Deniz yosunu
  • Selenyum
  • Çinko
  • Sarımsak
  • Süt devedikeni
  • Spirulina
  • Buğday çimi tozu
  • Kişniş
  • Yaban mersini
  • Atlantik dulse

3. Sauna

Saunalar, özellikle infrared saunalar, yüksek sıcaklıkların ister ısı ister ışık formunda bedendeki dokuları etkileyerek kan dolaşımını hızlandırması mantığı üzerinden etki ediyor. Dokularda biriken toksinlerin terleme ile cilt üzerinden atılmasını sağlayan sauna bedenin doğal detoksifikasyon yollarını destekliyor. Bu da özellikle haftada 1-2 kere 15-20 dakika yapıldığında ağır metal yükünün hafifletilmesine yardımcı oluyor.


Eğer kendinizde ağır metal zehirlenmesi olduğundan şüpheleniyorsanız sağlık uzmanınıza danışarak medikal testlerden geçmeli ve sonuçlarına göre bir tedavi planı izlemelisiniz. Bu yazıda anlatılan tüm bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlı olup ağır metal zehirlenmesi için kesin bir tedavi sunmazlar. Nitekim ağır metallere karşı sunulan yukarıdaki önlem ve değişimlerin çoğu sağlıklı bir bağışıklık, sindirim ve detoksifikasyon sistemi için iyi birer destekçi olur.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP