Kaç kere çevrenizden ne kadar iyi bir gece uykusu çekmiş olsanız bile “Yorgun görünüyorsun, iyi misin?” sorusunu aldınız? Böylesi bir sorunun hala soruluyor olması başlı başına bir konuyken bize hissettirdiği kötü hisler günümüze gölge düşürmeye yetebiliyor. Hayatın her anlamda bizi zorladığı böylesi bir dönemde bizden beklenen her tür gerekliliği, sorumluluğu yerine getirmeye çalışıp bir de sağlımıza ve nasıl göründüğümüze emek harcamak hepimizin üzerinde inanılmaz bir baskı oluşturabiliyor. Hiç birimizin “mükemmel” görünme gibi bir zorunluluğu olmadığı gibi yorgun görünmek, cilt problemleri yaşamak, her daim en iyi versiyonunu yansıtamamak hayatın çok doğal parçalarını oluşturuyor. Başkalarına hoş görünmek veya bu soruyu bir kere daha duymamak için değil, kendinizi bedeniniz ve cildinizde daha iyi hissedebilmeniz için yorgunluk ile ilişkilendirilen belirtileri azaltmanıza yardımcı olacak bakım ve makyaj tüyolarını derledik!
İyi bir gece rutininiz olsun
Her sabah sağlıklı, canlı ve parlak bir cilde uyanmanın yolu iyi bir gece rutinine sahip olmaktan geçiyor. Güneşin batması ile salgılanmaya başlayan ve uykuya geçmemizi sağlayan melatonin hormonu aynı zamanda bedensel enflamasyonun düşürülmesini de sağlıyor. Yani hücresel hasara neden olan ve cilt üzerinde kendini yaş alma belirtileri ile gösteren oksidatif stres, biz uykudayken beden tarafından nötralize edilmeye çalışıyor. Eğer yeterli ve kaliteli şekilde uyuyamazsak da oksidatif stres kümülatif şekilde artmaya başlıyor. Bu da cildin bariyerini oluşturan doğal nemlendirici hyalüronik asidin sentezini engelliyor ve birçok cilt problemiyle beraber erken yaşlanma belirtilerini de beraberinde getiriyor.
Tam da bu nedenle cilt bakımı kadar uykuya geçişi kolaylaştıran iyi bir gece rutinine sahip olmak sağlıklı bir cildin olmazsa olmasını oluşturuyor. Melatonin salgısını engelleyen geç saatlerde kafein ve alkol tüketimini, mavi ışık maruziyetini, stresi mümkün olduğu kadar azaltmak, uyku hijyenine uymak, uzman kontrolünde magnezyum takviyesi almak kaliteli ve yeterli bir uykuyu ve beraberinde sağlıklı ve canlı bir cildi getiriyor.
Gece bakımına eklenebilecek bazı etken maddeler ise sabahları cildin daha dolgun ve parlak görünmesine yardımcı olabiliyor. Çoğu zaman “gece” etiketi ile ortaya çıkarılan bakım ürünleri retinol, glikolik asit gibi cildin kendini yenilemesini tetikleyen güçlü etken maddeleri ve cildi nemli tutacak hyalüronik asit, seramid, bitkisel yağları bir arada içeriyor. Bazı bakım ürünleri ise, örneğin leave-on maskeler, gece boyu yüzde kalarak sabahları cildin daha iyi görünmesi için yoğun bir bakım verebiliyor.
Göz altı şişkinliğini hafifletin
Yorgunluk kendini en çok göz çevresinde gösteriyor. Göz altı şişkinliği, koyu halkalar, ince çizgiler tüm yüzün aşağıya düşmesine neden olabiliyor. İyi haberse sabah rutininde göz çevresine biraz daha ilgi göstermek daha canlı ve uyanık görünmek için tek başına yeterli gelebiliyor. Burada da yardımımıza iyi bir nemlendirici, şişkinliği azaltan ve aydınlatan etken maddeler koşuyor. Kafein göz çevresindeki kılcal damarların kasılmasını sağladığı için şişkinliği geçici bir süreliğine de olsa azaltabiliyor. Koyu lekeler için aydınlatıcı özelliği bulunan C vitamini uzun süreli kullanımda etkili sonuçlar veriyor. Öte yandan herkes iyi bir göz altı nemlendiricisinin sağlayacağı dolgunluk ve parlaklıktan faydalanabiliyor. 40’lı yaşlara kadar yüzde bulunan neredeyse tüm ince çizgilerin nem eksikliğinden kaynaklandığını bir kere daha hatırlatalım!
Zamanınız varsa buz banyosu yapın
Birçok ünlünün cilt bakımı sırlarında yer alan, şu sıralarda özellikle TikTok üzerinde “hangover“a bir çare olarak yeniden ünlenen buz banyoları yorgunluğun izlerini silmekte de çok başarılı oluyor! Soğuk maruziyetinin kan akışını ve lenf dolaşımını hızlandırmaması cildin daha canlı görünmesini, yüz hatlarının daha belirgin olmasını sağlıyor. Bu da yorgunlukla ilişkilendirilen belirtileri tek bir hamlede silebiliyor. Eğer zamanınız varsa geniş bir kaseyi soğuk su ve buzlar ile doldurup yüzünüzü sokabilir ve dayanabildiğiniz kadar içinde tutabilirsiniz!
Rutininize aydınlatıcı etken maddeler ekleyin
Gündüz rutininde kısa sürede etki gösteren sihirli maddelerin başında C vitamini geliyor. Antioksidan özelliği sayesinde güneşin zararlı UV ışınlarının sebep olduğu oksidatif stres ile savaşan C vitamini aynı zamanda cilt tonunun eşitlenmesini ve aydınlık görünümün desteklenmesini de sağlıyor. Etkinliği en iyi yüksek korumalı bir güneş kremi ile birleştirildiğinde alınan C vitamini ister serum halinde ister nemlendiricinin içerisinde kullanılabiliyor.
C vitaminin yanı sıra cildin mikro bir düzeyde soyulmasını sağlayan kimyasal peeling maddeleri; glikolik asit, laktik asit, PHA, AHA+BHA asitleri de gündüz rutinine tonik olarak eklenebiliyor. Cildin yenilenmesinin dışarıdan desteklenmesi matlığın önüne geçilmesini de sağlıyor.
Yüzünüzü iyi nemlendirin
Aynı göz çevresi gibi yüzün genelinde de iyi bir nemlendirici kullanmak yorgun görünüme sebep olan ince çizgileri ve dolgunluk kaybını hafifletebiliyor. Burada içinde hyalüronik asit, seramid, skualen, gliserin gibi nem bariyerini güçlendiren içerikler bulunduran nemlendiriciler seçmek gün boyu cildin nemli kalmasını sağlıyor.
Acil çözüm aradığınız günlerde ise nemlendiriciden önce yüz yağı; marula, jojoba, kuşburnu, shea uygulayarak elleriniz veya bir Gua Sha yardımıyla yüzünüze masaj yapabilir ya da nemlendirici bir maske uygulayıp sabah rutininizin sonuna kadar yüzünüzde bırakmayı deneyebilirsiniz. Birinci çözüm yüzünüze giden kan dolaşımını arttıracakken ikincisi nem ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayacaktır.
Kirpiklerinizi kıvırın, kaşlarınızı yukarıya tarayın
Uyanık bir görünüm için en etkili makyaj tüyosu yüzdeki tüm detayları gerçekten “uyanık” gibi göstermek yani yukarıya doğru uzatmaktan ibaret! Bunun için kirpiklerinizi bir kirpik kıvırıcı ile kıvırıp üzerine ister bir bakım yağı isterseniz de bir maskara sürerek gözlerinizi olduğundan daha “açık” gösterebilirsiniz. Aynı şekilde kaşlarınızı da bir beyaz katı sabun ve fırçayla veya bir kaş jeli ile yukarıya doğru tarayabilir ve göz çevrenizin daha geniş görünmesini sağlayabilirsiniz.
Makyajınızda canlı renkler kullanın
Bakım tüyolarının arzulanan sonucu vermediği yerde doğru makyaj yöntemleri her zaman hızlı, etkili ve güzel sonuçlar verebiliyor. Yorgunlukla eşleştirilen koyu halkaları ve matlığı nötralize etmenin ilk adımı renk düzenlemeden ikincisi ise iyi bir allıktan geçiyor. Renk düzenlemesinde cilt üzerindeki istenmeyen renkler zıt renkler ile dengelenmeye çalışılıyor. Örneğin göz altındaki mor görünümü azaltmak için turuncu bir kapatıcı, burun çevresindeki kırmızılığı azaltmak için de yeşil bir kapatıcı kullanılıyor. Daha sonra hepsinin üzerinden cilt tonuna yakın bir kapatıcı ile geçiliyor.
Allık ise cilde o “sağlıklı kırmızlığı” geri kazandırmak için stratejik olarak uygulanıyor. Elmacık kemiklerinin üstüne, yüzün dışına doğru uygulanan allık, yüz hatlarını belirginleştirirken yanağın ortasına uygulanan bir allık daha genç bir görünüm kazandırıyor. Güneşten hafif yanmış gibi görünmek için allığı gözünüzün hemen altına ve burnunuzun üstüne sürebilirsiniz. Hala son bir desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız kırmızı ruj sürmek tüm yüzünüzün canlanması için tek başına bile yeterli olacaktır!