Dış görünüşümüzü önemsemeden bedenimizle ilgili olumlu bir imaja sahip olmak; sağlıklı, mutlu ve güçlü olabilmenin anahtarı. Bedenimiz hakkında şüphe ve utanç duyarken kendi gelişimimize odaklanmamız ve sağlıklı kararlar almamız zorlaşır. Yapılan araştırmalar, günümüzde pek çok kadının vücudu ve dış görünüşü hakkında olumsuz bir imaja sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumdan kurtulmak, kendi tenimizin içinde huzurlu olmak ve kendimize güvenmek için basit adımlarla bu algıyı kırıp olumlu bir beden imajı yaratabiliriz. İşte beden olumlamanın 4 adımı!

İlginizi çekebilir: Beden Algısı Nedir? Dış Görünüşümüzle Barışmanın Yolları

1. Farkında olmak

Farkına varmamız gereken ilk şey, gün içinde güzellik hakkında ne kadar mesaja maruz kaldığımız ve bu mesajların bizim davranışlarımızı ve dış görünüşümüzü ne kadar etkilediği. Özellikle dijital medya aracılığıyla kadınlara sürekli olarak dayatılan kar odaklı güzellik anlayışı oldukça sığ bir etki yaratıyor. Uzun boy, genç bir yüz, ince bel, bronz ten ve kusursuz bir ciltten oluşan bu figür pek çok kadının güzellik algısını şekillendiriyor ve kendi bedenleri hakkında olumsuz bir algı yaratmalarına neden oluyor. Her şeye rağmen fark etmemiz gereken gerçekse, yansımamızın bizim değerimizi tanımlamadığı.

Ne yapabiliriz?

İlk aşamada yapmamız gereken şey, odağımızı bize dayatılan güzellikten uzaklaştırarak özgün güzellik kavramını kendimiz için yeniden tanımlamak. Gün içinde dış görünüş hakkında maruz kaldığımız tüm mesajların farkında olarak işe başlayabiliriz. Kusursuz ve gerçek dışı güzelliği kullanan sosyal medyadan, filmlerden, bloglardan ve dergilerden mümkün oldukça kaçınarak anksiyete yaratan bu güzellik algısına karşı farkındalık geliştirmemiz mümkün.

2. Yansıtmak

Başta medya tarafından dayatılan dar ve gerçek dışı güzellik algısı vücudumuzu nesnelleştirerek tüketilebilecek bir obje haline getiriyor. Bilinçaltımıza işleyen bu baskı, gerçekliğimiz halini alıyor ve farkında bile olmadan kendi vücudumuzu sürekli olarak izlemeye, kusurlara odaklanmaya ve karşımızdaki insanların bizi nasıl gördüğünü sorgulamaya başlıyoruz. Bu kaygı üzerimizde öz sevgi ve öz saygı eksikliği yaratıyor.

Daha da ileri gittiği noktalarda kontrolden çıkarak yeme bozukluğu, sosyal kaygı, kendine zarar verme ve estetik ameliyat bağımlılığı gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olabiliyor.

Ne yapabiliriz?

İşe güzellik rutinimizin ve alışkanlıklarımızın takibini yaparak başlayabiliriz. Dış görünüşümüz için ne kadar zaman, enerji ve para harcadığımızı belirleyerek bu kaynakları başka bir aktiviteye kanalize edip edemeyeceğimizi de görmüş oluruz.

Yeni bir hobi edinmek veya yeni beceriler kazanmak güzel görünmekten daha değerli değil mi? Dış görünüşümüze odaklı yaşadığımız endişeleri iç güzelliğimiz için neden yaşamıyoruz? Bu gibi soruların cevaplarını, objeleştirilen güzellik kavramının içinden kendimiz çıkartarak daha derinlikli bir yaklaşıma sahip olabiliriz.

3. Yeniden tanımlamak

Güzellik ve sağlık konusundaki fikirlerimizi yeniden tanımlarken bunu kendimizi destekleyerek ve güçlendirerek yaptığımıza emin olmamız gerekir. Sahip olduğumuz fiziksel gücün farkında olmak, kendimiz hakkındaki endişelerden sıyrılarak vücudumuzu sevmeye başlamamıza yardımcı olabilir. Bedenimizi, beğendirilmesi veya şekillendirilmesi gereken bir nesne olarak görmek yerine, onun fayda sağlamak için yaratılmış bir enstrüman olduğunu fark etmek odağımızın sağlıklı bir noktaya kaymasına yardım sağlar.

Ne yapabiliriz?

Dış görünüş ve sayı odaklı hedefleri bir kenara bırakıp önümüze spor hedefleri koymak güzel bir adım olabilir. Nasıl hissettiğimize ve neler yapabildiğimize odaklanarak fiziksel aktiviteye yönelik hedefler koymak önceliklerimizin değişmesine yardımcı olur. Daha fazla, daha hızlı ve daha güçlü olmak konusundaki hedeflerimize ulaşırken süreçten keyif aldığımıza emin olmamız, vücudumuzu gereğinden fazla zorlamadan şefkatli davranmamız da önemli.

4. Karşı koymak

Bedenimizi nesnelleştiren güzellik algısına karşı her gün farkındalıkla karşı koymamız gerekiyor. Bu durum başlarda zorlayıcı gelse de kendimizi kısa bir sürede ikna edebilecek güce sahibiz.

Ne yapabiliriz?

Bu konudaki görüşlerimizi dile getirmek, bakış açımızı ve duruşumuzu belirlememiz için bir başlangıç olabilir. Pozitif beden imajına değer veren markaları tercih etmek de güzel bir yaklaşım. Kültürümüzün içine işlemiş olan bu baskıcı güzellik imajına karşı duran kadın hareketlerini ve kampanyaları takip etmek, daraltılan güzellik imajının doğurduğu yıkıcı sonuçları anlamamıza yardım sağlayabilir.

İlginizi çekebilir: Jessamyn Stanley’ın İlham Veren Beden Olumlama Yolculuğu



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP