Sabah gözlerinizi açmanıza sebep olan bir amacınız var mı? Yaşama karşı heyecan duyuyor musunuz? İşler zaman zaman ters gitse de devam etme istekliliği hissediyor musunuz? Çoğumuz elimizdeki malzemelerden bir yaşam kurar ve “yaşayıp gideriz”. Yaşayıp gittiğimizde vakit geçirir fakat geçen bu vaktin çoğu zaman bilincinde olmayız. “Zaman su gibi akıp gidiyor.”, “Nasıl geçti anlamadım.”, “Koşturup gidiyoruz.” Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Zamanın elimizden kayıp gitmesini izlemektense, onu farkındalıkla yönettiğimizde, yaşamımıza daha fazla renk, ruh ve anlam katabiliriz. “Yaşayıp gidiyorum”u, “doya doya yaşıyorum”a çevirebiliriz.
Amaca yönelik yaşam nedir?
Amaca yönelik yaşam, kişinin değer ve inançlarına göre yaşaması için bilinçli girişimlerine dayanan bir yaşam tarzıdır. Ne istediğini bilerek başkalarının değil, kendi kurallarıyla yaşamak esasına dayanır.
Kuantum biliminin araştırmalarına göre gerçekliğimizi duygu, düşünce ve niyetlerimizle yaratıyoruz. Bilinçli ve değerlerimize uygun bir şekilde kurduğumuz yaşamlar bizi sadece tatmin etmekle kalmıyor, aynı zamanda da yaşamımıza amaç ve anlam katıyor. Örneğin, en önemli değerlerimizden biri sağlık ise, sağlıklı yaşamak odaklı bir rutin oluşturabilir, egzersiz ve temiz beslenmeyi yaşamımızın merkezinde bulundurabiliriz. Ya da bizi en çok heyecanlandıran şey müzik yapmaksa, buna daha fazla vakit ayırabileceğimiz bir şekilde gündemimizi yeniden tasarlayabiliriz. En önemli değerimiz sevgi ise, sevdiklerimizle daha nitelikli vakitler planlayabiliriz.
Araştırmalara göre amaca yönelik yaşam kuran insanlar daha fazla anda kalabiliyor, kendi güçlerinin farkında olarak yaşıyorlar ve görece daha düşük stres seviyelerine sahipler.
Amaca yönelik yaşam kurmaya nereden başlamalı?
Değer ve inançlarınızı fark edin.
Temel değerlerimizi bilmek hayatımızda bir amaç ve anlam duygusu yaratır. Kendinize sorun, gerçekten değer verdiğiniz şeyler neler? Sevgi, bilgi, eğlence, iletişim, disiplin, birlik, güç, gelişim, özgünlük, dürüstlük, güven, açık fikirlilik, aile, mutluluk, özgürlük, gelişim, yaratıcılık bu değerlerden bazıları. İnançlarımız ise yaşam çizgimizde önümüzde engel olabilir veya yolumuzu açmak yönünde rol oynar. Örneğin, iç sesimiz asla hak ettiğimiz gibi yaşayamayacağımızı söylüyorsa, bunu fark ettiğimiz zaman yeni ve daha sağlıklı bir inanç geliştirebiliriz.
Ne istediğinizi bulun.
“Ne istiyorum?” Belki de cevabı en zor ama hayattaki en önemli sorulardan biri. Ne istediğimizin cevabı, neye odaklanacağımız, neyi önemseyeceğimiz ve önceliklerimizi belirlemek konusunda bizi yönlendirir. Örneğin şunları düşünebilirsiniz: Aileme ve sevdiklerime daha fazla vakit ayırmak istiyorum, bir köpek istiyorum, daha enerjik olmak, daha fazla para kazanmak ya da yeni bir çevre oluşturmak istiyorum…
Sizi gerçekten neyin mutlu ettiğini ve tutkularınızı keşfedin.
Geçmişe dönüp bakın, gerçekten mutlu olduğunuz anları düşünün. En çok sizi heyecanlandıran anlar hangi anlar? Nelerden zevk alıyorsunuz? Günlerinizi nasıl geçirmek isterdiniz? İdeal bir günü tanımlayın. Sizi bugün mutsuz eden ve strese sokan konuları da yazın.
Önceliklerinizi belirleyin.
Yaşamdaki önceliğiniz sağlığınız mı, maneviyatınız mı, bilgi edinmek veya kariyeriniz mi, sevdikleriniz ve sosyal hayatınız mı? Bu önceliklere yeteri kadar zaman ayırıyor musunuz? Başkalarını mutlu etmek için kendi önceliklerinize vakit ayıramadığınız oluyor mu? Başkalarının söyleyecekleri yüzünden kendinizi kısıtlıyor musunuz?
Dikkat dağıtıcı etkenleri bulun.
Zaman, enerji ve paranızı nereye yatırıyorsunuz? Uykuya dalmadan önce geçirdiğiniz gün sizi tatmin etmiş oluyor mu? Farkında olmadan sosyal medyada gereğinden fazla mı oyalanıyorsunuz? Yapmak istedikleriniz ve yapmak zorunda olduklarınız örtüşüyor mu? Yapmak zorunda olduğunuzu düşündüğünüz ve size keyif vermeyen şeyler yaşamınızı nasıl etkiliyor? Bunları delege etmeniz mümkün mü?
Hedefiniz yönünde ilerleyin.
“Hayır” demek ve sınırlar koymak pek çoğumuza ayıp gibi geliyor. Oysa sadece “hayır” diyemediğimiz için o kadar çok vakit kaybediyoruz ki… Başkalarına ayıp olmasın derken, kendimize ve en yakınlarımıza ayıp ettiğimizi çoğu zaman unutabiliyoruz… Birine veya önceliğiniz olmayan bir etkinliğe “hayır” demek, belki de kendinize vakit ayırmaya, gerçekten önemli olanla ilgilenmeye ve sizi hedefinize ulaştıracak olana “evet” demektir…
Alanınızı temizleyin.
Evinizdeki ve çalışma alanınızdaki fazlalıklardan kurtulun. Fazlalık enerjisi dikkat dağıtır, odaklanmanızı engeller. Temiz, aydınlık, havadar bir alanda yaşamaya özen gösterin.
Gününüzü planlayın.
Ajandanıza baktığınızda dinlenme, eğlenme ve çalışma dengeniz sizi mutlu ediyor mu? Planlarınız gerçekçi ve ulaşılabilir mi? Öz bakım, egzersiz, yeme-içme, çalışma, sosyalleşme ve dinlenme rutinlerimiz yaşam kalitemizi belirler. Biraz meditasyon, sabah sayfaları ve yogadan oluşan sabah rutini ilham dolu bir güne başlamanıza yardımcı olabilir.
Bir günlük tutun.
Buradaki önerilerle ilgili düşüncelerinizi ve gerçekten nasıl bir hayat tasarlamak istediğinizi günlüğünüze yazın. Hatta bir düş panosu oluşturun. Neleri değiştirmek istiyorsunuz? Gününüzü nasıl daha efektif geçirebilirdiniz, notlar alın. Farkındalıkla her gün bir adım daha hayalleriniz ve hedefleriniz yönünde ilerleyebilirsiniz.