Hamilelik ve doğum evreleri ile beraber anneliğin özel psikolojisine ışık tutan kitabı “Doğum” ile ses getiren yazar Burcu Kutluk doğum ve hamilelik konuları hakkında merak edilenleri cevapladı!
Doğumun annenin bedeninde ve zihninde yarattığı dönüşümler nelerdir? Anneler doğuma hazırlanırken bir bebek dünyaya getirmekle ilgili olarak nelerin farkında olmalı sizce?
Doğum doğanın tasarladığı şekilde olabilirse kadını inanılmaz güçlendiriyor, daha önce sahip olduğunun farkında olmadığı bir güçle bağlantıya geçmesine imkan veriyor bence. Mükemmel işleyen bir sistemin de parçası olduğumuzu hissetmemize ve hayata güven tazelememize katkı sağlıyor. Doğum ayrıca teslimiyete dair de çok önemli bir mesaj veriyor. Olmakta olana izin vermek ve teslim olmak, rahat bırakmak kendini…
Türkiye’de normal doğumdan daha fazla sezaryen tercih ediliyor oluşunu hangi etkenlere bağlıyorsunuz? Sezaryene bakış açınız nedir?
Bence bir algı yanılsaması içindeyiz şu an. Tıpkı zamanında uçaklarda bile püfür püfür sigara içilebildiği ve bunun normal kabul edildiği günlerde olduğu gibi. Şimdi lokantalarda bile yasak. Sezaryen konusunun da yakında değişeceğini umuyorum, gelişmiş ülkelerden Japonya, Amerika ve Avrupa da olduğu gibi.
Şu anki durumun birçok sebebi var ama ilki hamileliğin bir bilgilenme süreci olarak ele alınmıyor olması diyebiliriz. Kadınların bu 9 ay 10 günde bilgilenme hakkını sonuna kadar kullanması ve öğrendikleri doğrultusunda doğuma hak ettiği değeri herkesin vermesi için talepte bulunmaları gereken bir durumdayız.
Yani kadınların çok gözü açık davranmaları ve doğumlarına sahip çıkmaları gerekiyor. Çünkü özel hastanelerde yüzde 80-85 sezaryen ameliyatı yapılıyor Türkiye’de ve bu Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği makul rakam olan yüzde 10-15 in kat be kat üstünde. Bu hem manevi hem fiziksel olarak pek çok soruna yol açıyor hem annede hem bebekte.
Bunun ötesinde ebelerin doğumda aktif olarak bulunmaya başlamaları gerekiyor. Doğum bir hastalık değil. Sağlıklı bir kadın gayet rahat ebesi ile doğurabilir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi doktorlar sadece acil durumda müdahale eder. Böylece hem doktorun iş yükü azalır hem de doğum normale döner.
Haziran 26-29 arası ilk kez Uluslararası Doğum Psikolojisi ve Doğum Ekipleri Kongresi düzenleniyor. Ben de konuşmacı olarak katılıyorum. Pek çok uzman eşliğinde doğuma dair konuşulmayan ne varsa konuşup paylaşmayı umuyoruz.
Anneliğe adapte olabilmek adına kendinizden de yola çıkarak anne adaylarına ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Tavsiye de bulunmak haddime mi bilemiyorum çünkü hem her anne ve çocuk ilişkisi ayrı hem de ben de yeni bir anneyim.
Ancak hamilelik, doğum ve çocukla geçen ilk senelerde annenin varlığı çok değerli diye düşüyorum. Daha doğrusu bu süreçteki farkındalık çok önemli. Bugün çoğunlukla iyi niyetli ama farkındalığı az olan anne ve babaların çocuklarının oluşturduğu bir dünyadayız.
Daha iyisini yapabiliriz gibime geliyor. Bunun için pek çok teknik ve çalışma var yapılabilecek. Kendi “Doğum Süreci” atölyelerimde buna dikkat çekmeye gayret ediyorum. Çünkü hayat doğumla başlar, neden buradan başlamayalım…
Önemli konulardan biri de yardımlaşma ve kadın birliği. Modern dünyada anneler her şeyin üstesinden tek başına gelmeye çalışırken hırpalanıyor. Bunun çözümü nedir henüz bilmiyorum ama birbirimize destek olmak ve kadınlığın bu muhteşem serüvenine el birliğiyle sahip çıkmak çok önemli diye düşünüyorum. Bu sayede samimiyetle konuşup paylaşarak yeni yollar bulabileceğimize inanıyorum.
Hamilelik ve doğumda babanın rolü hakkında ne düşünüyorsunuz? Baba, anneye nasıl destek olmalı, anneye bakış açışı ve tutumu nasıl şekillenmeli?
Baba tam bir denge ve güven unsuru aslında. O olmadan da kadın güvende hissedebilir ve hissetmeli de ama duyarlı ve farkındalığı yüksek bir baba ile el ele bir canlıyı dünyaya getirmek gerçekten muhteşem bir yolculuk. Babanın nasıl bir tutum izlemesi hamileliği ve doğumu kolaylaştırır derseniz… Geçen ay Artemis Yayınevi’nden çıkan “Doğum – Günümüz Kadınının Doğuma Hazırlık Rehberi” kitabımda bununla ilgili koca bir bölüm var.
Burada da önce kadının babaya yer açması gerektiğine inanıyorum. Duygularını ve vücudunda yaşadığı deneyime babayı ortak ederse baba tüm gücüyle bebeğinin yanında olmak için gayret gösterecektir. Genel olarak baba, anne adayına duyarlı ve destek olur halde olmalı tabii ki. Doğumda da anne nasıl bir doğum planlıyorsa ona saygı duyulmalı.
Bugünün şartlarında doğumun normal akışında olmasının güvende olması için önlemler alınmalı, çaba sarf edilmeli. Doğum planı netleştikten sonra da doğumun güvenliğini ve anne adayının istediği şartların muhafazasını sağlamak babaya kalıyor çünkü anne o sırada doğurmakla meşgul ve rahat bırakılmalı.
Hamilelikte meditasyon ve yoganın olumlu etkileri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İnanılmaz. Zihnin rahatlaması, vücudun esnemesi, kasların kuvvetlenmesi… Hepsine olanak sağlıyor yoga. Meditasyon ve olumlamalar doğumun tüm akışını değiştirebilir. Kitabımda hayatında hiç meditasyon ve yoga yapmamış kadınların bile uygulayabileceği şekilde anlatıyorum bu konuyu da. Olumla nedir nasıl yapılır, bu konular da detaylı bir şekilde yer alıyor.
Ayrıca 18 Mayıs Kanyon Joint Idea’da yapacağımız “Interaktif Doğum Süreci” söyleşisinde de bu konuya biraz değineceğiz ve ufak bir uygulama ile paylaşacağız. Başta kadınlar olmak üzere hayatın başına dair çok yönlü düşünmek isteyen herkes katılabilir, üstelik kitabım da hediye. Söyleşilere dair detaylar Instagram’ımda var. DM den tek tek sorulara cevap da veriyorum.