YAZAN: EZGİ DEMİRCAN ÖZELÇAĞLAYAN

Temiz ve güvenli suya erişim için farkındalık yaratmak amacıyla 22 Mart günü Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “Dünya Su Günü” olarak ilan edilmiştir. Geçtiğimiz yıl yayınlanan BM raporunda Dünya nüfusundan yaklaşık 2 milyar kişinin temiz ve güvenli suya erişimi olmadığı belirtilmiştir. Bu sorun direkt ve dolaylı olarak herkesi ilgilendirse de hızla ilerleyen teknolojiye rağmen kolay bir çözümü olmayan bir sorundur. Her yıl bu konuda farklı bir tema belirleyen BM, bu yıl 22 Mart Dünya Su Günü temasını ise yer altı suları olarak seçildiğini belirtiyor.


Yer altı suları denince ne anlamalıyız?

Yeraltı suları pek göz önünde olmadığı için hayatımızda yarattığı farkı hemen tasvir etmek pek mümkün olmayabilir. Şöyle yardımcı olayım. Hani yaz günü tatil yolunda arabayla giderken yol kenarında bir çeşme görürüsünüz de önce ferahlamak için buz gibi akan suyla ellerinizi ve yüzünüzü yıkarsınız. Sonra yanınızda bulunan tüm şişeleri doldurur, yola koyulmadan kana kana içersiniz bir de. Buz gibi, tertemiz. Ya da bir akarsuda, tam yer altı suyunun karıştığı noktadaki o buz gibi suya ayaklarınızı sokarsınız ve yeniden doğmuşa dönersiniz. Bir de herkesin kendine göre çok sevdiği bir su markası, hatta bir de favori mineralli suyu vardır ya şişelenip satılan. İşte tüm bunlar yer altı sularına örnektir.

Yer altı suları, su döngüsünde canlılar için kalite anlamındaki kritik su kaynaklarıdır. Dünya’daki tatlı suların yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan yer altı suları çoğu zaman kayalık, toprak gibi doğal yollarla filtrelenerek içme suyu kalitesinde su sağlar. Yeraltı sularının yeryüzüne çıktığı yerlere kaynak adı verilir ve bildiğiniz üzere kaynak suları ülkemizde de en çok tercih edilen içme sularıdır. Bir şişeden su içerken suyunuzun kaynağı nerede, özellikleri neler, tadı, içimi nasıl dikkat ediyor musunuz? Bu kaynağın kaç yıl daha size su sağlayabileceğini biliyor musunuz? Şehrinizde yer altı su kaynağı var mı? Ya da bu kaynağa yakın endüstriyel kirleticiler mevcut mu, biliyor musunuz?

Yer altı suları neden önemli?

Türkiye yer altı suları açısından zengin bir ülke olarak düşünülse de NASA 2021 yılında bir harita paylaşarak Türkiye’nin yer altı sularının önemli ölçüde ortalamanın altına inmiş olduğunu gösterdi. Genellikle halihazırda var olan su kaynaklarında azalma görüldüğünde kullanılan yer altı suları, özellikle tarımda yanlış ve izinsiz kullanım sonucu azalmaktadır. Konya ovasında oluşan obruklar bunun en çarpıcı örneklerindendir. Tarımda sulamada yeni teknolojiler ve suyun geri kullanımı üzerine eğilmek yer altı sularının azalmasının önüne geçmede temel adımlardan biri olabilir. Kimi göller ve nehirler azalan suyun ve iklim değişikliğinin yarattığı etkiyle maalesef birer birer kuruyor.

Yüksek kalitedeki bu sulara kimyasal atık, plastik gibi herhangi bir kirleticinin ulaşması durumunda ise maalesef temizlenmesi en zor sular haline geliyor. Hatta kirleticiyi saptamak bile diğer kaynaklara oranla çok daha zor oluyor. Bu nedenle özellikle petrol ve türevlerinin geçiş sağladığı boru hatlarının yer altı su kaynaklarına yakın olması ya da maden gibi endüstrilerin atık sularının yer altı sularına karışma ihtimali çok büyük tehlike arz ediyor. Dolayısıyla, bu projeler büyük protestolara neden oluyor. Yer altı sularının ünlü bir firma tarafından şişelenip satılma süreci de geçtiğimiz yıllarda Kanada’da protestoyla karşılanmıştı.

Elbette suya erişimin temel insan hakkı, pazarlanma veya kirletilmesinin bu hakkın gasp edilmesi olduğunu düşünmek çok da yanlış görünmüyor. Üstelik temiz ve güvenli suya erişimi olmayan milyonlarca insan varken. Bu durumda suya erişimin bulunmadığı coğrafyalar ve su zengini ülkeler arasındaki güç savaşında yer altı suları gelecekte daha da önemli bir rol oynayabilir. Henüz bilmiyorsanız siz de çevrenizdeki yer altı suyu kaynaklarını araştırabilir ve suya erişim hakkında farkındalık yaratabilirsiniz.

22 Mart Dünya Su Günü kutlu olsun!



Ezgi Demircan Özelçağlayan

ODTÜ Kimya bölümünden 2011 yılında mezun oldu. Organik Kimya dalında yüksek lisans ve bu süre zarfında araştırma görevliliği yaptı. 2018 yılında Kanada’da University of Waterloo, Çevre Mühendisliği bölümünde doktoraya başladı. Aynı zamanda University of Waterloo, Water Institue, Collabrative Water Programı’nı tamamladı. Disiplinlerarası olan bu programda suyun ekonomiden psikolojiye, toplum sağlığından...



BLOOM SHOP