YAZAN: DİLAN GÜNAÇTI
In partnership with Wings

Her geçen gün daha da online olmaya başladığımız bu dönemde, günün kaç saatini anda geçiriyorsunuz? Telefonumuzdan uzakta vakit geçirmek ve saat başı gelen bildirimleri kontrol edememek bile bir kaygı sebebi olmaya başlamışken ekran süremiz arttıkça hayattan koptuğumuzu fark etmek biraz zaman alabiliyor. Elektronik aletlere olan bağımlılığın farkında olmak ve bu durum ile savaşmaya çalışmak zor olsa da alışkanlıklarımızın ne zaman bir kaçış aracına dönüştüğünü takip etmek bizim sorumluluğumuzda. Cep telefonunu yalnızca faydalı bir alet olarak kullanmak ve aslında ne kadar çok zaman harcamamıza neden olduğunu fark etmek isteyenler için karşınızda cep telefonu bağımlılığı ve ondan kurtulma rehberi!


Cep telefonu bağımlılığı nedir?

Sabah işe giderken, bankada sıra beklerken, metroda, sıkıldığım bir iş yemeğinde, pek kimseyi tanımadığım bir sosyal ortamda, yatmadan önce ve kendimi rahatsız hissettiğim her an… Az önce saydıklarım kendimi telefona bakarken en sık yakaladığım anlar. Telefonun benim için bir kaçış aracı, bulunduğum yerden memnun olmadığımda ya da kafam çok dolu olduğunda kendimi oyalayabileceğim bir icat olduğunu işte bu şekilde fark ettim. “We experience what we give attention to” yani “Dikkatimizi yönelttiğimiz şey hayatımızdır” sözü ise beni bu alışkanlığım ile ilgili değişiklikler yapmaya yöneltti.

Telefonda geçirdiğimiz vakit artık işlerimizi de cep telefonu ile halledebildiğimiz için yalnızca sosyal medya kullanımı ile sınırlı kalmıyor, uyanık olduğumuz her anı kapsıyor. E-postalarımızı yanıtlamak için elimize aldığımız telefonu hızlıca sosyal medyayı kontrol edip o esnada gelen mesajları yanıtlamak için de kullandıktan sonra zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyoruz bile. Kendimizi o gün yapacak bir sürü işimiz varken zamanı değerlendiremeyip hiçbir iş halledememiş bulmak ve daima kronik bir yorgunluktan muzdarip olmak da cabası. Bütün bunlara dur diyebilmek için öncelikle problemin kaynağına inmek gerekiyor.

Cep telefonu bağımlısı olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Aşağıda telefon kullanma alışkanlığınızı gözden geçirebilmeniz için kendinize sorabileceğiniz birkaç soru yer alıyor:

  • Kendinizi fark etmeden telefonunuzu kontrol ederken mi yakalıyorsunuz?
  • Uzun süreler boyunca sosyal medya uygulamalarında scrolling mi yapıyorsunuz?
  • Telefonunuza ulaşamadığınızda veya bir süre bildirimlerinizi kontrol etmediğinizde kaygı mı duyuyorsunuz?
  • Yatmadan önce en son telefona bakıyor ve uyandığınızda ilk olarak telefonunuzu mu kontrol ediyorsunuz?
  • Telefon kullanımınız gün içerisinde veriminizi düşürüyor mu?

Bu sorulara yanıtınız çoğunlukla evet ise cep telefonu bağımlılığınız olabilir fakat merak etmeyin, yalnız değilsiniz.

FOMO nedir?

FOMO yani “Fear of Missing Out”, bir şeyi kaçırma korkusu anlamına gelen bir kısaltmadır. Bu kaçırma korkusu bir fırsatı, deneyimi, sosyal etkileşim fırsatını veyahut gündelik hayatta yaşanan haber ve gelişmeleri kapsayabilir. Telefon bağımlılığı ile yüksek derecede ilintili olan bu korku anda kalabilme yetisini de imkansız kılar. Dikkatimizi elinde tutan bu endişeli ruh hali, daima olduğumuz yerden ve bulunduğumuz konumdan başka bir yerde olmak ister ve kortizol adı verilen bir stres hormonu salgılamamıza yol açar.

Bu stresli hal, telefonumuz yakınımızdayken artar ve bildirimlerimizi kontrol ederek stresi azaltma dürtüsü duyarız. Telefonumuzu her elimize aldığımızda ise bir dopamin tetikleyicisi ile karşılaşarak rahatlar ve bu şekilde bir döngü yaratarak beyinlerimizin hacklenmesine yardımcı oluruz.

Dopamin nedir ve beyinlerimiz nasıl hackleniyor?

Telefonlarımızın ve kullandığımız uygulamaların bağımlılık yapıcı etkisi, aslında tam da bu nedenle tasarlandıkları için oldukça tehlikeli. Geliştirilirken kullanıcılarının sahip olduğu dopamin adı verilen kimyasal bir bileşikten yardım alan bu araçlar, etki ve tepkime sayesinde beyin kimyamızı da kolaylıkla kontrol edebiliyor.

Dopamin, beynin belli bölgelerinde üretilerek sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan bir nörotransmitter olarak görev yapar. Zevk, memnuniyet ve motivasyon ile ilintili olan dopamin aynı zamanda yeni deneyimler, ödül ve tahmin edilemeyen durumlar ortaya çıktığında da deneyimlenir.

Bizim için yeni olan bir deneyimle karşılaştığımızda, dopamin etkisini hissederiz. İlklerin unutulmaz olmasının nedeni de bu yüzdendir. Tabii ki yeni deneyimler, sürekli tekrarlanamaz. Bu nedenle telefonlarımızı her elimize aldığımızda yeni bir içerik, mesaj, paylaşım veya haber ile karşılaşmak sürekli olarak bir dopamin tetikleyicisine maruz kalmamıza neden olur.

Başka bir dopamin tetikleyicisi olan ödül kavramı, sosyal medyada sıkça rastladığımız beğeniler, mesajlar ve takipçiler ile devamlı uyarılır. Kendimizi iyi hissetmek ve dopamin akınına yeniden ve yeniden kavuşmak için cep telefonumuzdan gelecek ödüllendirici bildirimler oldukça önemlidir.

Bilinenden ve değişmeyenden sıkılan beynimiz için bir diğer dopamin tetikleyicisi olan öngörülemezlik ise en etkili ve bağımlılık yaratıcı özellik olabilir. Bir bildirimin sesini duyduğumuzda veya telefonumuzun titreştiğini hissettiğimizde gelen aniden telefona bakma isteği tam olarak bu özellik ile açıklanabilir. Beklenti ve ödül ihtimali telefondan uzak kalmayı oldukça zor bir hale getirir.

Cep telefonu bağımlılığından kurtulmanın yolları

Peki bağımlılık yaratmak için beynimizin kimyasından yararlanan ve tamamen bunun için geliştirilmiş olan bu icattan özgürleşmenin yolu nelerdir?

Öncelikle eliniz hangi anlarda telefonunuza doğru gidiyor onu fark etmek ile başlayın. Beynimiz çoğu davranışı otopilot halinde gerçekleştirmeye alıştığı için telefon bağımlılığınız ne kadar fazla ise bu anları yakalamak bir o kadar zorlayıcı olacaktır. Yalnızca dikkatimizi bu anlara yöneltmek ve farkına varmak bile davranışsal değişim için etkili bir araçtır. Bu farkındalığı arttırmak için telefon ekranınızı sizi uyandıracak ve bulunduğunuz ana getirecek bir arka plan ile değiştirebilirsiniz.

Kendinizi yakaladığınız bu anlarda bu üç soruyu sormak da yararlı olabilir: Ne için? Neden şimdi? Başka ne olabilir? Bu sayede eyleminizin gerçekten bir hedefi olup olmadığını ve bunun yerine o an koyabileceğiniz daha iyi bir alternatifin varlığını araştırabilirsiniz.

Son olarak ise dikkatinizi neye yöneltmek istediğinizi seçin. Telefonda geçirdiğiniz vakti azaltmak sizin için bir kısıtlama değil, hediye olsun. Size kalacak olan zamanı ayırmak istediğiniz şeylere odaklanın ve bu anları telefondan ayrı kaldığınız zaman dilimi olarak değil, hayatınız ile buluştuğunuz anlar olarak kodlayın.


Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Dilan Günaçtı

1998 yılında İzmir’de doğan Dilan, lisede Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nda eğitim gördü, lisansını ise Koç Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi üzerine yaptı. Pandemi ile birlikte kişisel gelişim ve meditasyona yönelirken, David Cornwell’den Mindfulness eğitimi alarak bilinçli farkındalık pratiği ve nefes teknikleri üzerine araştırmalarına devam etti. Editör olarak çeşitli...



BLOOM SHOP