YAZAN: BURCU ERBAŞ
In partnership with Wings

Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünya liderleri, iş insanları ve akademisyenler 20-24 Ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kasabasında Dünya Ekonomik Forumu‘nun senelik toplantısı için bir araya geldi. Bu yıl teması “Akıl Çağında İşbirliği” olan toplantılarda katılımcıların amacı küresel sorunlara çözüm aramak, sürdürülebilirlik, sağlık ve eşitlik gibi hayati konuları tartışmaktı. Bir yandan yenilikçi ve eşitlikçi çözümler öne sürülürken, diğer yandan da dünyanın kriz noktasına gelmesine sebep olan tüm sistemlerin daha da güçlenmesini sağlayacak geriye yönelik adımlar atıldı. Sonucunda Davos bu kez de köklü değişimlerin başlama noktası olmak yerine statükonun korunmasında prestijli bir araç olmaya devam etti. Sizin için Davos 2025 buluşmalarında sürdürülebilirlik ve wellness alanlarında nelerin konuşulduğunu derledik.


Davos 2025 nedir?

Dünya Ekonomik Forumu (World Economic Forum, WEF) her sene İsviçre’nin Davos kasabasında dünya liderleri, önde gelen iş insanları, yöneticiler, ekonomistler, akademisyenler ve aktivistler dünyadaki en acil sorunları ele almak üzere bir araya geliyor. Küresel birçok konunun konuşulduğu bu prestijli toplantı kısaca “Davos” ismi ile anılıyor. Ekonomi, teknoloji, politika, iklim krizi, sağlık, sürdürülebilirlik gibi çok çeşitli alanların tartışıldığı ve sektörlerin birbirinden ilham aldığı bu toplantıların amacı yeni ortaklıkların kurulması, yenilikçi çözümlerin üretilmesi için küresel bir platform oluşturmak. 4 gün süren toplantılarda bu yıl ana odak konusu yapay zeka, dijital dönüşüm ve yenilikçi teknolojiler oldu. Tüm bu teknolojik atılımların pozitif etkileri kadar nasıl sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri beslediği de masaya yatırıldı. Katılımcılar insanlar, teknoloji ve gezegenimiz arasında simbiyotik bir dengenin oluşturulması gerektiği konusunda anlaştı.

Davos 2025’te sürdürülebilirlik hakkında neler konuşuldu?

Bu yıl sürdürülebilirlik alanında Davos’un ana konularından birisi gezegeni korumak üzerine gerçekleşti. 2024 yılının kayıtlara geçen en sıcak yıl olması, iklim krizinin ulaştığı kritik noktanın en somut kanıtı olarak değerlendirildi. Gezegenin sağlığı ve insan yaşamının devamlılığı için iklim ve çevre konusunda verilen sözlerin mutlaka tutulması gerektiği vurgulandı. Eş zamanlı olarak ABD Başkanı Trump’ın küresel karbon salınımı en yüksek ülke olan ABD’yi, Paris Anlaşması’ndan çekmesi Davos’da “business as usual” yani her zamanki işler olarak değerlendirildi.

1. Fosil yakıt bağımlılığı gezegeni yok ediyor.

BM Genel Sekreteri António Guterres, fosil yakıt bağımlılığını “Frankenstein’ın canavarı” olarak betimleyerek bu bağımlılığın dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri olduğunu vurguladı. Fosil yakıt sorununun yalnızca çevresel bir kriz değil, ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri besleyen bir sorun olduğunun da altını çizdi. İklim krizinin etkilerini azaltmak için yenilenebilir enerjiye geçişin kaçınılmaz olduğunu tekrardan herkese hatırlattı.

2. Çevresel etki ölçümüne doğayı koruma maddesi de eklenmeli.

Singapur Devlet Başkanı Tharman Shanmugaratnam, gezegenin biyoçeşitliliğini korumak için karbon piyasalarının doğa koruma politikaları ile birleştirilmesi gerektiğini söyledi. Bu yenilikçi yaklaşıma göre şirketlerin dünyadaki su kaynaklarını ve biyoçeşitliliği nasıl etkiledikleri karbon emisyonlarıyla bir arada değerlendirilerek daha bütüncül ve gerçekçi bir çevresel etki ölçümü yapılmalı.

3. Uluslararası şirketler sürdürülebilirlik hedeflerine sadık kalıyor.

Devlet bazında yaşanan tüm politika değişikliklerine rağmen uluslararası şirketler sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getireceklerini konuştu. Pek çok sektör uzun vadeli stratejilerinde sürdürülebilirlik hedeflerine yer vereceğini ve iklim dostu yatırımlar yapmaya devam edeceğini söyledi. Şirketlere göre iklim için atılan adımlar ekonomik büyüme ve inovasyonu da beraberinde getiriyor.

4. İklim krizi ile mücadele ve ekonomik büyüme bir arada var olabilir mi?

Her sene olduğu gibi bu yıl da Davos’ta iklim kriziyle mücadelenin ekonomik büyüme ile nasıl bir arada var olabileceği tartışıldı. Katılımcılar sürdürülebilirlik alanında atılacak adımların gezegen sağlığını korumakla kalmayıp inovasyonlara kapı açarak ekonomik büyüme getireceğini de konuştu.

Davos 2025’te küresel sağlık ve wellness trendlerine dair neler konuşuldu?

Küresel sağlık ve wellness alanındaki tartışmalarda, sağlık sistemlerinin eksiklikleri, sağlık eşitsizlikleri, zihinsel sağlık sorunları ve yeni teknolojilerin rolü ön plana çıktı. Teorik çözümlerle yetinmek yerine, somut adımlar atılmasının artık bir zorunluluk olduğu kabul edildi. Oturumlarda sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi, insan sağlığını destekleyecek daha kapsayıcı politikaların geliştirilmesi ve wellness kavramının yalnızca yüksek gelire sahip kişilere ait bir ayrıcalık olmaktan çıkarılıp herkesin erişebildiği bir hak haline getirilmesi için önerilerde bulunuldu.

1. Küresel sağlık sistemleri nasıl güçlendirilebilir?

Toplantılarda sağlık sistemlerinin pandemi ve iklim değişikliği gibi küresel krizlere karşı çok daha hazırlıklı olması gerektiği vurgulandı. Bu yönde her ülkenin stratejik ortaklıklar kurması ve ölçeklenebilir sağlık modellerine geçiş yapması gerektiği anlaşıldı. Sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizliklerin giderilmesi için yeni stratejiler önerildi. Özellikle düşük gelirli bölgelerde sağlık altyapısının güçlendirilmesi ve temel sağlık hizmetlerinin herkes için ulaşılabilir hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Bu duruma çözüm olarak yapay zeka ve tele sağlık gibi teknolojik yenilikler önerildi.

2. Sağlıkta cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele devam ediyor.

Sağlık alanındaki eşitsizliklerin kapatılmasında bir başka odak kadınların sağlık sistemi içerisinde deneyimledikleri sistematik ayrımcılıklar oldu. 2020 yılında 800 kadının tamamen önlenebilir nedenlerden sağlık sistemi içerisinde hayatını kaybetmesi, kadınların erkeklere oranla çok daha fazla kere yanlış teşhis, tanı ve tedaviye maruz kalması yeniden masaya yatırıldı. Bu sorunu çözme yolunda kadınları konu alan ve kadın sağlığını araştıran bilimsel çalışmaların arttırılması ve sağlık sistemi içerisinde kadınları destekleyecek politikaların oluşturulması gerektiği söylendi. Özellikle hormonal sağlık ve zihinsel sağlık gibi alanlarda kadınların yaşadıkları “görünmez” zorlukların gün yüzüne çıkarılması gerektiğine vurgu yapıldı.

3. Herkes için zihinsel sağlık.

Zihinsel sağlık hizmetlerinin daha geniş bir kitleye ulaşabilmesi için sosyal güvenlik sistemleri içine dahil edilmesi gerektiği konuşuldu. Zihinsel sağlığın daha ulaşılabilir bir hale getirilmesi için telesağlık gibi dijital çözümlerin ve sağlık teknolojilerinin benimsenmesi gerektiğine karar verildi.

4. Wellness sadece zenginlere ait olmamalı.

Wellness uygulamalarının yalnızca yüksek gelire sahip insanların erişebildiği ayrıcalıklar olmaktan çıkarılıp daha geniş kitlelere yayılması gerektiği tartışıldı. Bunu sağlamak içinse wellness uygulamalarının sosyal sağlık sigortalarına dahil edilmesi ve daha kapsayıcı kamu sağlığı politikalarının oluşturulması önerildi. Sağlık politikalarının dünya çapında daha tutarlı ve kapsayıcı bir hale gelmesi için uluslararası anlaşmalar yapılması gerektiği konusunda anlaşıldı.


Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz!



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP