Hint asıllı Amerikalı yazar, spiritüel önder ve bütünsel tıpta dünyaca ünlü bir öncü olan Deepak Chopra pek çok kez çok satanlar listesine girmiş ve 85’ten farklı dile çevrilmiş kitaplarıyla tanınıyor. Uzun ömürlü olmanın herkesçe bilinen biyolojik yöntemlerinin aksine spiritüel yönüne ağırlık veren Chopra bunu kendi hayatında da çeşitli yollarla deneyimliyor. Son kitabı “Living in the Light”ta okuyuculara zihin, beden ve ruhu bütünleştirmek için ilham verici bir program sunan yazar, The mindbodygreen Podcast‘e konuk olarak uzun ömürlülüğün gözden kaçırılan yüzü olan spiritüelliği kendi hayatından örnekler vererek dinleyicilerle paylaştı. Bilgeliği, bu gezegendeki yaşamı besleyen iyileştiren bilgi birikimi ve evrimimizin bir sonraki aşaması olarak tanımlayan Chopra’ya göre yaş almak; deneyimin bilgeliği ve gençliğin biyolojisi olmalıdır. 76 yaşındaki Chopra’nın daha uzun ve neşeli bir hayat için paylaştığı bilgileri sizin için derledik.
Deepak Chopra için uzun ömürlülük nedir?
Uzun ömürlülük en basit anlamıyla insan yaşamının süresinin fazlalığını ifade eder. Bu konu hakkında beslenmeden egzersize takviyelerden bio-hacking’e kadar bir sürü şey konuşuyoruz fakat atladığımız bir şey var: Spiritüellik.
Yaygın olarak üzerinde durulan yaşam süresini uzatma yöntemlerinin temelinde insanı bir madde olarak ele alan bilimin yanında ruhun gücüne inanan Chopra çeşitli spiritüel yöntem ve deneyimlerin güçlü etkisine inanıyor.
Deepak Chopra ile uzun ömürlü olmanın spiritüel yolları
İnsanı madde olarak ele alan bilimin aksine Chopra, ruhun gücüne inanıyor. Merkezinde ruh olan insan uzun ömürlü olmak için ruhunu beslemelidir, bu da ancak spiritüel yollarla mümkün olabilir.
1. Çıkış stratejiniz hakkında düşünün
Çıkış stratejisini yaşadığımız hayattan bedenen ayrılmadan önce bunu mümkün olan en pürüzsüz ve başarılı şekilde deneyimlemeye çalışmak olarak tanımlayabiliriz. “The Great Wisdom” geleneğine göre ölümü fethetmek istiyorsan, iyi bir çıkış stratejisine sahip olman gerekir. Bu kulağa alışılmadık gelebilir ama uzun ömürlülük ve biohacking ile ilgilenenler genellikle çıkışa gelene kadar olan süreyi uzatmaya çalışıyorlar, kendisi hakkında düşünmüyorlar. Birçok insanın uzun yaşamayı bir anksiyete haline getiriyor ve neredeyse uzun ömürlü olma konusu bir strese dönüşüyor. Chopra’ya göre bilincinizi fiziksel bedeninizden ayırmak uzun ömürlülüğü iyileştirmenin asıl yoludur. Bedenimizi fiziksel olarak değil formsuz bir farkındalık olarak deneyimlemeyi öğrendiğimizde, fiziksel formumuzu terk ettiğimizde bile bilincimiz yaşamaya devam ediyor. Zaten ölüm bilinçte değil bilincin aktivitelerinde gerçekleşiyor; algılama, biliş, hafıza gibi, ama biz bunun daha ötesine gidebiliriz. Bu zihniyeti içselleştirdiğinizde uzun ömürlülüğü iyileştirmenin yolunu bulmuş olursunuz. Doğum ve ölümün insan inşası olduğunu anlamamız gerekiyor, zamansız bir varoluş bu, sadece doğum ve ölüm değil. Uzmanlara öldükten sonra ne oluyor diye sorduğunda hiçbir zaman doğmadım derler. Yanlış, sorunun kendisindedir.
2. Mindful yürüme pratiğini deneyimleyin
Verimli bir yürüyüşçü olan Chopra her gün New York’ta 20.000 adım atmasıyla ünlü. Yapılan araştırmalar sonucunda yürümenin yaşam kalitesini ve süresini uzatmak için çok faydalı olduğunu zaten biliyoruz fakat Chopra bunu bir adım öteye taşıyor. Günlük yürüyüşünü bir “uyanış süreci” olarak tanımlıyor. Çevresindeki insanları gözlemlerken gerçekten “uyanık” birini görebiliyor muyum yoksa gördüklerim uyurgezer biyolojik robotlar mı bunlar diye baktığını itiraf ediyor. Çevrede gördüğü fiziksel olan her şeyin aslında kendi algısının ürünü olduğunu düşünüyor: “Dünya benim içimde; beden, zihin, hepsi benim içimde ama buradaki ben ‘kişi’ değil, ‘ruh’.” Yürüyüşünü bir meditasyon gibi değerlendiren Chopra, böylelikle zihin, beden ve ruh için yürüyüşün yararlarının arttırılabileceğini söylüyor.
3. Ruhun cömertliğine ulaşın
“Abundance” isimli yeni kitabında Bob Marley’nin “Bazı insanlar o kadar fakir ki tek sahip oldukları şey para.” sözünden esinlenen Chopra, bolluk ve yokluk zihniyetinden bahsediyor. Chopra’ya göre eğer birinin başarısına göz dikersek yoksulluk bilincini ilan etmiş oluyoruz. Bunun tersi olarak herkesin başarısını kutlarsak bolluk bilincine geçiyoruz. Bu geçişe ruhun cömertliği deniyor. “Ruh” olduğumuzda sonsuzuz demektir ve bu noktada bolluktan taviz verilemez. Sonsuzluktan neyi çıkarırsak çıkaralım sonuç sonsuz olur. Sonsuzla ne yaparsak yapalım sonsuz kalır. Yoganın da temelinde bolluk bilinci olduğunu belirten Chopra, yogi olarak kişiliğimizi sonu olan bir bedenden, sonsuz bir ruha taşıdığımızda bolluk bilincine ulaşabileceğimizi belirtiyor.
4. Sosyal bağları önceliklendirin
Sosyal bilimcilerin de bahsettiği üzere ortak bir vizyonu paylaşarak birbirimizin güçlü yönlerini tamamlarsak, birbirimizle duygusal ve ruhsal olarak bağ kurabiliriz. Bununla birlikte maksimum çeşitliliği desteklersek daha barış dolu, sürdürülebilir ve sağlıklı bir dünya kurabiliriz. Günümüz dünyasında savaşlar, iklim değişikliği ve nesli tükenen canlılar derken bir yandan bir yok oluşa şahit oluyoruz. Chopra’ya göre dünyada uyanmakta olan kolektif bilinci kullanarak bu yok oluşu görmezden gelen uyurgezerliğe son verip dünyayı daha yaşanılabilir bir yer haline getirebiliriz.
5. Spiritüelliğinizi besleyin
Chopra’ya göre uzun ömürlülükte eksik olan şey spiritüelliktir. Biohacking, uyku, vücut zihin koordinasyonu, yoga, egzersiz gibi pratiklerin uzun ömürlü yaşam için etkili olduğu biliniyor. Chopra tüm bu sayılanlara etkisi yüzyıllar öncesine dayanan spritüelliğin de eklenmesi gerektiğini söylüyor. Chopra’nın geldiği spritüel gelenek “Vedanta”ya göre zaman tüketicidir ve insanlar da onun besinidir. Her şey böyle başlar. Peki, zamanın, insanın ve yaşlanmanın olmadığı yere nasıl gidebiliriz? Bunun için öncelikle fiziksel bedenimizin materyal bir varlık olduğu algısını değiştirmemiz gerekiyor. Fiziksel vücut dediğimiz şey isim değil bir fiildir, döllenmiş bir yumurtayla başlayıp, zigot, embriyo, bebek, çocuk, ergen derken ölüme kadar gider. Bütün bu vücutları deneyimliyoruz ve hepsi geçmişte kalıyor. “Sen benim söylediklerimi dinleyene kadar onlar kayboluyorlar. Sen ekranda gördüğün Deepak’a ulaşana kadar o Deepak artık var olmuyor, gördüğün şey şimdiden bir hayalet.” diyor Chopra.
6. Yogayla farkındalık kazanın
Yogada enerji ve maddeden oluşan bir fiziksel bedenimiz ve hemen göze çarpmayan gizli bedenimiz vardır. Zihin, akıl, ego, buradadır, göremeyiz ama deneyimleyebiliriz. Bunun da arkasında zamandan etkilenmeyen, boyutsuz, sonsuz, deneyüstü “bliss body” vardır ki bu bizim fiziksel bedenimizin ötesinde aslında kim olduğumuzdur. Yoganın amacı yaptığımız her şeyle bu “bliss body”ye ulaşmaktır. Fiziksel postürler bunun sadece bir kısmıdır. Bilincimizi fiziksel bedenimizden ayırıp ruhumuzu içinde barındıran “bliss body”ye ulaştığımızda Chopra’ya göre uzun ömürlülüğümüzü iyileştirmiş oluruz. Ruhumuzun ve gerçekte kim olduğumuzun cevabı olan bu bedeni, maddeden çok formsuz bir farkındalık olarak deneyimlersek, fiziksel formumuzu terk ettiğimizde bile bilincimiz yaşamaya devam eder. İşte bu zihniyeti ve deneyimi içselleştirmek için büyük bir şanstır.
Chopra’nın da yeni kitabının ilhamı yoga üstadı Patanjali, insanların fiziksel bedenle her şeyden daha çok ilişkileneceğini bildiği için yoga anlatımına asanalarla başlıyor. “Asa”’yı bilincin oturma yerleri olarak tanımlıyor, yani postürler. Bu yüzden yoga pozisyonlarının “mutlu bebek”, “aşağı bakan köpek” gibi isimleri oluyor. Bunların amacı farkındalığı değiştirmek, ta ki vücudunun farkındalıktan oluştuğunu anlayana kadar. Bir başka teknik olan “pratyaharaya” bilim tarafından içe dönük farkındalık olarak açıklanıyor ve bedenimizde olup bitenlere kulak vermemizi söylüyor. Aslında bebekken tuvalet eğitimiyle öğrendiğimiz bu içedönük farkındalık yogada tekrar canlanıyor. Nefesimizi, kalp atışımızı, otonom sinir sistemimizi, öz düzenlememizi kontrol edebileceğimizi söylüyor. Yoga yapan herkes bu kadar farkındalıkla yapmasa bile her gün yapmaya devam ediyor. Peki neden bu kadar iyi hissediyorlar? Çünkü bilinçleri değişiyor.
50 yıl önceki haline ne söylerdin?
Hayatta hiçbir pişmanlığı olmadığını belirten Chopra, geçmişte yaptığı her şeyin onu bugün olduğu yere getirdiğini düşünüyor. Hayattan aldığı en büyük dersin ise kimseden onay beklememek ve eleştirilerden korkmamak olduğunu söylüyor. Hayatının büyük bölümünü hareketlerini savunarak, hakkındaki eleştirilere cevap vererek geçiren Chopra hepsinin koca bir zaman kaybı olduğunu dile getiriyor. Kendini “neşe, kahkaha ve oyun” kelimeleriyle tanımlıyor. Bundan 50 yıl sonra nasıl hatırlanmak istediği sorulduğunda ise şöyle söylüyor: “Deepak diye bir adam vardı, artık bu boyutta değil ama kalıcı bir kokusu var etrafa yayılan, zevkin kokusu.” Her güne 4 niyetle başladığını söyleyen Chopra bunları şöyle sıralıyor: neşeli enerjik beden, sevgi dolu ve merhametli kalp, sessiz yaratıcı-yansıtıcı zihin, var olmanın keyfi ve hafifliği. “Bunlar varsa her şeyin vardır ve daha fazlasına gerek yoktur.”