Günlük hayatımızı çevreleyen sistem ulaşılması mümkün olmayan bir dijital güzellik algısı üzerine kurulu. Her sabah aynaya baktığımızda bu estetik standartlar üzerinden kendimize bir değer biçiyor, bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendimizi toplum içerisinde bir statüye yerleştiriyoruz. Hayat motivasyonumuzu kusursuz olma amacıyla paralel tutarken, yeni trendlerin hipnoz edici etkisi altına giriyoruz. Hiçbir zaman sabit kalmayan güzellik standartları tüm dünyayı etrafında döndüren bir kurgudan ibaret. Bu sistemin içine doğup büyürken bedenimize yabancılaştırıldık. Günümüz gerçekliğinde vücudumuz adeta özgürleşmek istediğimiz bir kılıf haline geldi.
Dijital güzellik algısı nedir?
Bedenimizi telefon kamerası lensinden algılamaya başladığımızdan beri, teknolojinin manipülasyon özelliği ile birlikte internetin değişken doğasına adapte olmaya başladık. Artık siyah ve beyaz yerini griye bıraktı ve transhumanizmin ayak sesleri duyulmaya başlandı. Peki bu dünyada kendimizi baştan yaratmak mı, yoksa kurguladığımız yeni dijital dünyanın yaratıcısı mı olmak istiyoruz? Cyborgların dünyaya hüküm sürdüğü ve insanların vücut uzuvlarını robotik parçalarla değiştirdiği bir gelecek senaryosu aslında çok uzak değil, dijital dünyanın güzellik algıları üzerinden yaşanmaya başladı bile. Bu ortamda benliğimizdeki hasarları azaltmak için kendimize sormamız gereken sorular var.
1. Neyin gerçek olup olmadığını ayırt edebiliyor muyum?
TikTok uygulamasını açtığınızda, ön kameranız üzerinden yüz hatlarınız üzerinde değişikler yapma opsiyonu size sunuluyor. İsteğinize göre göz altı morluklarınızı yok edebilir, dişlerinizi beyazlatabilir, hatta çene ve göz proporsiyonlarınızı yeniden düzenleyebilirsiniz. Hiperrealistik yüz filtreleri gerçek ilüzyonu yaratarak kıyafet gibi giydiğimiz ikinci derimiz haline geldi.
Sosyal medya platformlarının güncel algoritmalarının, kullanıcıların kendi kültür havuzunun dışına ulaşmasını sağlamasıyla, global internet kültürü içerisinde yeni bir estetik standardı oluştu. Güncel olanı kaçırma korkusunun etkisiyle, kendi bedenimizi dijital dünyaya sunarken -istemsiz de olsa- çoğunluğun seçmiş olduğu yoldan çıkıp kalabalığın içinde farklı durmak istemiyoruz.
Aslında dijital boyuta pürüzlerini törpülediğimiz bir replikamızı sunarken, diğer insanların da kendilerinde kusur olarak gördükleri özelliklerini bizim yaptığımız gibi filtrelediğini unutuyoruz. Bu nedenle aynaya baktığımızda kendi bedenimizi başka insanlarla kıyaslayarak kendimize haksızlık etmiş oluyoruz. Diğer insanların hayatlarındaki gelişmelere gereğinden fazla aşina olmamızla birlikte, kendi hayatımız ve benliğimiz üzerinden rekabet içinde olmaya kodlandık. Bu bağlamda da kendimize odaklanmayı ve bedenimizi sevmeyi unuttuk. Bedenimize yabancılaşırken daha fazla kozmetik ürün ve kilo verme vaadi sunan ürünler tüketmeye yönlendirildik. Nihayetinde bu dinamikten kârlı çıkan kapitalizm oldu.
2. Batı odaklı dijital güzellik algısı kaçımıza hitap ediyor?
Batının medya üzerindeki hakimiyeti, yıllar boyunca hayal dünyamız üzerine inşa edilen filmler üzerinden kendini gösterdi. Aslında medya üzerinden lanse edilen batı odaklı güzellik algısına sahip insanlar dünyanın toplam popülasyonunda oldukça küçük bir orana denk geliyor. Bu standartlardan farklı yüz ve vücut hatlarına sahip olduğumuz için güzel olmadığımız sanrısına kapılmamız, yine aynı standartlar üzerine kurulan moda ve film sektörünün yarattığı ilüzyonun sonucu.
3. Sosyal medya bana dijital güzellik kaygısından başka ne verebilir?
Tüketilmesi kolay olan görsel içeriklerin sirkülasyonu sosyal medya mecralarında hızlı ilerliyor. Buna göre saatlerce ekran başında reels veya Tiktok izlerken, bu tarz içerikleri tüketip beynimizi uyuşturmak ve gerçek dünyanın mental yükünden ayrılmak istiyoruz.
Sosyal medya aynı zamanda dünyanın dört bir yanından insanların deneyim ve bilgilerini özgür bir şekilde paylaşması için interaktif bir platform görevini üstleniyor. Bu nedenle, sosyal medyanın öğretici yanından faydalanmayı seçebiliriz. Sosyal medyada size neyin iyi gelip gelmediğinin farkına vardığınız an, üzerinizde yarattığı baskıdan özgürleşmek için ilk adımı atmış oluyorsunuz. Bu amaç doğrultusunda ilgi alanlarınızı belirleyip o alanda içerik üreten kullanıcıları keşfetmek faydalı olacaktır.