YAZAN: BURCU ERBAŞ

Muhtemelen Dr. Daniel Amen’in bir kitabını okumuş veya kitapçınızın çok satanlar listesinde görmüşsünüzdür. Beyninizi Değiştirin Vücudunuz Değişsin, Aşık Beyin‘in de aralarında olduğu 5 kitabı ile 12 kez New York Times Bestseller yazarı olan Dr. Amen aynı zamanda çok başarılı bir psikiyatrist ve beyin rahatsızlıkları uzmanı. Şu sıralar sosyal medya üzerinden beyin ve ruh sağlığına dair paylaştığı kısa videolar ile yeniden hayatımıza yardım eli uzatan Dr. Amen, zihinsel sağlık problemlerine yepyeni bir perspektif getiriyor: “Zihinsel sağlık problemi yok, beyin işleyişinde problemler var. Ama kimse sahip olduğu beyne sıkışıp kalmış değil. Yaşam tarzı değişimleri ile hepimiz beynimizi daha sağlıklı bir yere getirebiliriz.” Öyleyse Dr. Amen’in beyin sağlığı tavsiyeleri neler? Katıldığı The mindbodygreen Podcast’inde geliştirdiği 5 beyin tipi ve endişe ile başa çıkma yöntemlerinden bahseden Dr. Amen, beyin sağlığı için nasıl beslenmemiz gerektiğinin de reçetesini çıkarıyor.


Daniel Amen kim?

Dr. Daniel Amen dünyaca ünlü bir psikiyatrist ve beyin rahatsızlıkları uzmanıdır. Aynı zamanda 5 farklı kitabıyla 12 kez New York Times Çok Satanlar listesine oturmuştur. SPECT tomografi yönetimini yaygınlaştırmak amacıyla kurduğu şirketi sayesinde hayatında sayısız farklı kişinin beyin taramalarını görmüş ve tüm bu birinci elden edindiği datalar ışığında kitaplarını yazmıştır. Beyin sağlığını destekleyerek bütünsel iyi olma halini yükselten yaşam tarzı önerileri ile dünya çapında ün edinen Dr. Amen’in kişisel misyonu ise beyin sağlığını eğitim sisteminin bir parçası haline getirerek “zihinsel sağlık epidemiğine” son vermektir.

5 beyin tipi

Dr. Daniel Amen çektiği 20 bini aşkın SPECT tomografisi sonucu herkesin beyninin o anda bulunduğu duruma veya sağlık geçmişine göre farklı görünebildiğini tespit ediyor. Örneğin; depresyon geçmişine sahip, bağımlılıkla boğuşan, obezite problemine sahip kişilerin beyinlerinde, birbirlerinden çok farklı alanlarda yüksek aktivite; kan akışı görülebiliyor. Tüm bu bulgularını belirli kategorizasyonlara oturmak isteyen Dr. Amen ise yıllar sonra 5 ana kategorili beyin tipi tezini öne sürüyor ve her beyin tipinin kendi özellikleri ve yatkınlıklarına göre yaşam tarzı alışkanlıkları sürdürmesi gerektiğini vurguluyor.


Dengeli beyin

Dr. Amen’e göre dengeli beyin, işleyişi oldukça sağlıklı; her bölgesine simetrik şekilde kan akışı olan ve maalesef toplumda en nadir görülen beyin tipi oluyor. Bu beyne sahip kişiler kolay odaklanabilen, esnek, duygusal olarak dengeli kişiler olup hayatın getirdiği zorluklar karşısında dayanıklılık gösterebiliyor. Olaylara pozitif yönünden bakabiliyor ve dürtülerini kontrol edebiliyor ve değişime ayak uydurabiliyorlar.

Spontane beyin

Spontane beyinlerde beynin ön kısmı daha az aktivite alırken, prefrontal korteks kısmı daha çok uyarılıyor. Bu beyne sahip olan kişiler içgüdüleri ile hareket eden, dürtüsel kişiler oluyor. Çok ve çeşitli hobilere, ilgi alanlarına sahip, kutunun dışında düşünebilen ve risk almayı seven kişiler olabilirlerken organizasyon konusunda; zamanında, düzenli ve tutarlı olmakta zorlanabiliyorlar.

1980’li yıllardan beridir görülme oranı giderek yükselen spontane beyin şu anda en sık rastlanan beyin tipi olarak sayılıyor. Bunun sebebini teknolojinin günlük yaşama girişi ile açıklayan Dr. Amen ilk önceleri televizyonun şimdi ise sosyal medyanın dikkatimizi çaldığını, yeme kültürünü değiştiren fast-food restoranlarınınsa beyinlerimizi önemli besin değerlerinden mahrum bıraktığını söylüyor. Spontane beyin ileri vakalarda ADHD yani Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ve bağımlılık problemleri ile ilişkilendiriliyor.

İnatçı beyin

İnatçı beyinlerde ise en çok aktivite beynin ön kısmında; ACG bölümünde yaşanıyor. Bu kişiler kararlı, düzenli, istikrarlı, rutinlerine sadık kişiler oluyor. Nitekim bu tutumları esnek olamamalarına, stabilliği ve düzeni değişime tercih etmelerine, geçmişi kolay kolay arkalarında bırakamamalarına sebep olabiliyor. Limitleri zorlandığında ise kolaylıkla öfkeli ve tartışmacı bir tavra bürünebiliyorlar. Anksiyete, depresyon ve OCD gibi rahatsızlıklara daha büyük yatkınlıkları bulunuyor.

Hassas ve üzgün beyin

Hassas ve üzgün beyinde ise en çok aktivite limbik sistemde yani beynin duygulardan sorumlu bölgelerinde yaşanıyor. Çevrelerine karşı daha duyarlı, empati yetileri yüksek, yoğun hisler barındıran bu kişiler aynı zamanda sık ruh hali değişimlerinden, tükenmişlikten ve negatif düşünce akışından muzdarip olabiliyor. Depresyon, bağımlılık ve bipolar gibi ruh hali değişimleri rahatsızlıklarına ise daha yatkın olabiliyorlar.

Tedbirli ve endişeli beyin

Spontane beyinden sonra toplumda en sık rastlanan ikinci beyin tipi tedbirli, diğer ismi ile endişeli beyin oluyor. Bu tip beyinlerde en fazla aktivite endişe merkezlerinde yaşanıyor ve GABA nörotransmitter seviyeleri çok düşük seyrediyor. Neredeyse her duruma önceden hazırlanarak giden bu kişiler sürekli olarak yoğun oluyor ve rahatlama konusunda zorluklar yaşıyor. Kötü gidebilecek muhtemel her senaryoyu düşünüp önlem alabiliyorlar. Tahmin edilebileceği gibi daha çok anksiyete ve bağımlılık problemlerine yatkın oluyorlar.

Tedbirli beyinlerin nüfusumuzdaki yoğunluğunu, çok kısa bir süre içinde tarihindeki en tepe noktalarına ulaşan endişe bozukluğu rakamları ile de görebildiğimizi söylenen Dr. Amen’e göre ana suçlu sonu kesilmeyen negatif haber akışı.


Dr. Amen’in endişe ile başa çıkma tüyoları

Beyinlerimizin ilkel yaşamda kalma içgüdüsüyle hep en kötüsünü düşünmeye yatkın oluşu sürekli olarak negatif haber akışına maruz kalması ile daha da vurgulanıyor. Olayların mütemadiyen negatif sonuçlandığını “öğrenen” beynimiz, kendi hayatı için de aynısı yapmaya başlıyor. Dr. Amen beynin hafızasındaki bu kayıtlama işlemine otomatik negatif düşünce cevabı adını veriyor. Kötü sonuçlara alışkın olan beyin her karşılaştığı durumda, gerçekçi olsun veya olmasın, otomatik olarak en kötüsünü düşünmeye başlıyor!

Peki bu anlarda beyni endişe girdabına düşmekten ne kurtabiliyor? Onu her düşündüğü şeye inanmamaya ikna etmek! Dr. Amen’e göre her endişeli düşünceyi bir kağıda yazıp her birine şu soruyu yöneltmek gerekiyor: “Bu gerçek mi?” Çoğu zaman kötü düşünmek adına “saçmalamayabilen” beyinlerimiz, kağıda dökülen düşünceleri karşısında daha mantıklı olabiliyor. Negatif yönümüz ile tersleşmeyi, aynı ergenliğimizde ailemize karşı yapabildiğimiz gibi, öğrenebilmemiz gerekiyor.

Günümüzde birçok kişinin yoğun endişe duyguları hissetmesinin bir diğer nedeni de modern yeme kültürünün birçok besin değeri açısından eksik kalmasından kaynaklanıyor. Dr. Amen’e göre ruh halini etkileyen en kilit besin değeri ise magnezyum oluyor. Beden genelinde bir tür “rahatlatıcı” görevi gören magnezyum, eksikliğinde zihni de huzursuz ve gergin kılıyor. Yeme düzeni ile optimal seviyelerini tutturması gerçekten çok zor olan magnezyumu uzman kontrolünde takviyelendirmek endişenin azaltılmasında büyük rol oynuyor.

Beyin sağlığı için nasıl beslenmeliyiz?

Dr. Amen’in beyin sağlığı için beslenme tüyosu oldukça basit: Yemeği seçmeden 3 saniye önce “Birazdan yiyeceğim yemek beyin sağlığıma iyi mi gelecek kötü mü?” diye kendimize sormak! Çoğu zaman hepimizin kendimiz için neyin iyi, nelerinse kötü olduğunu güdüsel olarak bildiğimizi belirten Dr. Amen yine de beyin sağlığı için önerdiği ve önermediği besinleri aşağıdaki gibi listeliyor:

Beyin sağlığını destekliyor:

  • Renkli meyve ve sebzeler
  • Yüksek kaliteli, temiz üretimli protein kaynakları; deniz ürünleri, yumurta
  • Sağlıklı yağlar; avokado, tohumlar ve kuruyemişler
  • Bir öğünü yüzde 70 bitkisel bazlı, yüzde 30 protein ağırlıklı olacak şekilde ayarlayıp bedende şekere dönüşen karbonhidratları sadece yancı olarak kullanmak
  • Şekeri tamamen çıkarmak veya limitlemek
  • Kaloriler açısından akıllı davranmak: Nitelik nicelikten daha önemli!
  • Uzman kontrolünde ve ihtiyaca göre; balık yağı, D vitamini, kaliteli bir multi-vitamin ve magnezyum takviyeleri kullanmak
  • Aralıklı oruç şeklinde beslenmek; 12-16 saatlik açlık periyotları yapmaksa beyindeki sinapsları temizlemeye yardımcı olduğu için Dr. Amen tarafından, kişinin sağlık koşulları el veriyorsa, öneriliyor.

Beyin sağlığını negatif etkiliyor:

  • İşlenmiş gıdalar
  • Fast-food restoranlarında satılan tüm yiyecekler
  • Şeker
  • Yapay olarak eklenen her tür kimyasal madde
  • Alkol
  • Kahve (!): Dr. Amen kafeini, kan damarlarını daralttığı için bir beyin dostu olarak görmüyor. Nitekim bir beyin düşmanı olarak da etiketlemiyor. Ona göre kahve veya kafein içeren herhangi başka bir içecek beyni güzelleştirmeyeceği gibi daha da güçlü kılmıyor. Kafeinin bütünsel sağlık üzerinde pozitif etkilerinin olduğunu ise Parkinson’s hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet üzerinde kabul ediyor.


Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP