YAZAN: BURCU ERBAŞ

“Düşüncelerimizi kullanarak daha sağlıklı olabiliriz. Düşüncelerimizi kullanarak kan şekerimizi düzenleyebiliriz. Düşüncelerimizi kullanarak gençleşebiliriz.” İlk anda şaşırtıcı hatta imkansız gibi gelen bu cümleler 40 yılını beyin ve beden arasındaki kompleks ilişkiyi anlamaya adamış Harvard Psikoloji Profesörü Dr. Ellen Langer‘a göre şaşırtıcı değil çünkü mindfulness pratikleri yapmanın bütünsel sağlığı iyileştirdiği, negatif bir düşünce yapısına sahip olmanın ise bütünsel sağlığı ölçülebilir şekilde düşürdüğü bilimsel olarak kanıtlandı. Dr. Langer’a göre beyin ve beden birbirinden farklı organlar şeklinde değil, tek bir takım halinde çalışıyor. Ne zaman beden sağlığından bahsediyorsak zihin; zihin sağlığından bahsediyorsak da beden devreye giriyor. Bu nedenle herkesin bedenini etkileyen en büyük hasar; yaş alma süreci, zihin sağlığı ve psikoloji ile direkt olarak bir ilişkiye sahip. Beynimizin bedenimizdeki yaş alma sürecini nasıl yavaşlatabileceğini anlatan Langer, masaya hayata bakış açınızı değiştirecek araştırmalar ve yepyeni perspektifler koyuyor.


Dr. Ellen Langer kimdir?

Dr. Ellen Langer, dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Harvard’da psikoloji profesörü olarak görev alıyor. 40 seneyi aşkındır mindfulness üzerine araştırmalar yapan Langer, 200’den fazla bilimsel çalışmaya katılmış ve pek çok kez çok satanlar listesine oturan The Mindful Body, The Art of Noticing, Mindfulness gibi 13 adet kitap yazmıştır. Özel olarak insanların kontrol illüzyonu, yaş alma süreci, stres yönetimi ve doğru karar verebilme konularına odaklanır. Mindfulness’ın meditasyon yapmaktan öte olduğunu savunan Dr. Ellen Langer, kurduğu Langer Lab ile mindfulness teorisini araştırmaya, yaymaya ve farklı alanlara taşımaya devam ediyor.

Zihin bedeni, beden zihni nasıl etkiliyor?

Langer’ın parçası olduğu çok ünlü bir zihin-beden araştırmasında bir grup ileri yaş erkek klinik olarak kontrol edilen bir zaman kapsülünde yaşamaya davet ediliyor. Yaşam alanları 20 sene önceki hayatlarını taklit edecek şekilde dekore ediliyor. Konuklar 20 sene önceki anılarını konuşmaya, adeta 60 yaşındalarmış gibi davranmaya, yaşam sürmeye çağırılıyor. Genel sağlık durumları süreç boyu devamlı olarak kontrol edilen bu grupta bir zaman sonra çok şaşırtıcı bulgular gözlenmeye başlanıyor. Biyolojik olarak 80’li yaşların sonlarında olan erkeklerin görme ve duyma yetileri iyileşiyor, hafızaları güçleniyor, gözle görülür şekilde gençleşiyorlar. Sadece daha genç olduklarına inanan bu ileri yaş insanların bedenleri de klinik olarak iyileşiyor!

Zihnin beden üzerindeki gücü kan şekerinin düzenlenmesini bile etkileyebiliyor. Yapılan bir başka araştırmada zamanı algılama biçimleri yanlış saatler ve farklı zamanlarda çalan alarmlar ile değiştirilen bir grup kişinin kan şekeri, gerçek saate göre değil, kendilerinin algıladıkları saate göre düzenleniyor. Zamandan veya zihnimizden bağımsız olarak değerlendirdiğimiz kan şekerimiz bile aslında zihnimizle bir bütün şekilde hareket ediyor! Langer’a göre bu çığır açıcı araştırmalar zihnin ve bedenin sadece birbirine bağlı olduklarını değil, tek bir ünite olarak hareket ettiklerini gözler önüne seriyor.

Mindfulness sayesinde bedenimizi nasıl kontrol edebiliriz?

Langer’a göre hepimiz modern hayatta bilinçsiz ve farkındalıksız bir yaşam sürüyoruz. Nitekim eğer iyi yaş almak ve bütünsel sağlığımızı korumak istiyorsak hepimizin uyanması gerekiyor. Peki nasıl? Langer, bunun için bize iki yol öneriyor:

  1. İlk seçeneğin temelinde tek bir gerçek yatıyor: Hiç birimiz bilmiyoruz. Hayatta her şey sürekli olarak değişiyor. Gerçek bile farklı perspektiflerden baktığımız zaman farklı şekillere bürünebiliyor. Eğer gerçekten de hiçbir şeyi tam olarak bilemediğimizi kabul eder, bize öğretilenleri, inançlarımızı, önyargılarımızı bir kenara bırakabilirsek her şeye büyük bir merak ve dikkat ile yaklaşabiliriz. Bu da farkındalık yani mindfulness demek oluyor.
  2. İkinci yol da birinci ile benzer ilerliyor. Bu seçenekte Langer bizi alışkın olduğumuz şeylere bakıp onlarla ilgili 3 yeni detay keşfetmeye çağırıyor. Bildiğimizi sandığımız bir durumda hala yeni bir şeyler bulabildiğimiz gerçeği aslında birinci seçeneğe bağlanıyor. Langer’a göre mutsuzluğumuzun, farkında olmayışımızın kaynağı aslında bir şeyleri bildiğimizi sanmaktan geliyor.

Günün sonunda beden sağlığını yükselten bir zihniyet aslında ne pozitif ne de negatif düşünce yapısından geliyor. Langer’a göre gerçek sağlık sadece farkında olarak sağlanabiliyor. İleri yaş erkeklerle yapılan araştırmaya dönersek Langer, buradaki cevabın gençmiş gibi yaşamak olmadığını, asıl çözümün yapabileceğine inanmak ve sanki ilk sefermiş gibi her duruma büyük bir merak, dikkat ve farkındalık ile yaklaşmak olduğunu söylüyor.

Yaş almayı düşünce yapımız ile nasıl yavaşlatabiliriz?

Gençken bileğimizi burktuğumuz zaman ne yaparız? Hemen hastaneye gider, tedavi olur, özen ve dikkatle bileğimizi iyileştiririz. Peki yaşlıyken ne yaparız? “Aman yaşlılık işte olacak bu kazalar, ağrısa veya acısa ne yapayım zaten ağrımayan bir yerim mi var?” gibi düşünceler ile kendimize gerekli ilgi ve özeni göstermez ve tam olarak iyileşemeyiz. Dr. Ellen Langer için tam da bu yaklaşım farkı yaş alma sürecimizin negatif geçmesine, sağlığımızın giderek azalmasına neden oluyor. Eğer istek, performans veya heyecan eksikliklerimizi, odağımızın azalmasını, sağlığımızın düşmesini, uykusuzluğumuzu, iştahsızlığımı ve daha nicesini yaşlılığın bir getirisi olarak değerlendiriyorsak iyi yaşlanma şansımızı da kendi ellerimizle yok ediyoruz. Ne yaşıyor, ne deneyimliyorsak yaşımız kaç olursa olsun kendimize ve hayata büyük bir ilgi, farkındalık, merak ve odaklanma ile yaklaşmamız gerekiyor. Bedeni gençleştiren düşünce yapısı “İyi düşün iyi olsun” değil, “Hiç bir şey bilmiyorum, her şeyi ilk seferki gibi öğrenmeye, araştırmaya, ilgilenmeye çalışacağım” demekten geliyor. Beden pozitiflikle değil, farkındalıklıkla gençleşiyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP