YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: BEMYJOURNEY

Şu an durun ve biraz düşünün. İlişkinizde en çok neden kavga ediyorsunuz? Aklınıza hiç tekrar eden temalar geliyor mu? Hatta partnerinize “Beni çok sinirlendirdiğini bildiğin halde neden hala aynı davranışı yapmaya devam ediyorsun?” diye bağırmak isteyeceğiniz durumlar oluyor mu? Birçoğumuz ilişkilerimizde aynı sorunları sürekli olarak yaşamaya devam ediyor, hep aynı temalar çerçevesinde tartışıyoruz. Daha önceden çözmüş olduğumuzu düşündüğümüz konuların tekrarlanması ise bizi tahmin ettiğimizden çok tetikliyor. Kavga sebepleri üzerindeki hiper-odaklı halimiz tartışmaları ciddi kavgalara yükseltiyor, sinir sistemimiz disregüle oluyor, ilişkilerimizi tamiri olmayacakmış gibi görünen zıtlaşmalara taşıyabiliyoruz. Her seferinde içine düşmekten kendimizi alıkoyamadığımız böylesi tetikleyici anlarda kavgalardan nasıl kaçınabiliriz? Dünyaca ünlü psikoterapist ve yazar Esther Perel‘e göre neden kavga ettiğimizin kökenine inerek…


Esther Perel kimdir?

Esther Perel, insan ilişkileri üzerine yürüttüğü sayısız çalışması, en çok satanlar listesine girmiş “Mating in Captivity” kitabı, milyonlarca kişinin izlediği TED Talk’ları ile dünya çapında tanınan başarılı bir psikoterapist, yazar ve konuşmacıdır.

Perel’in psikoloji anlayışının temelinde kaliteli insan ilişkilerinin kaliteli hayatlar yarattığı yatıyor. Aşk, cinsellik, evlilik, ayrılık gibi kavramlara yüklediğimiz anlamları iyileştirmemiz, kendimizi ve karşımızdakini daha iyi anlayabilmemiz için gerekli araç ve farkındalıkları sunabiliyor.

İlişkilerimizde neden kavga ediyoruz?

Perel’e göre ikili ilişkilerimizde neredeyse hiçbir zaman tartışmaya mahal olan nedenden ötürü kavga etmiyoruz. Yani ne yapılmamış ev işleri, ne tek başına verilen kararlar, ne tutulmamış sözler bizi bu denli sinirlendiriyor. Bizi tartışmaya asıl sürükleyen ihtiyaçlarımızın, savunmasız noktalarımızın ve önyargılarımızın sürekli olarak tetiklenmesi oluyor. Bizi en derinden etkileyen durumlar, geçmişimizde yaşadıklarımıza benzediği zaman yaşanıyor. Partnerimizle olan samimiyetimiz ne kadar büyürse geçmiş yaraların, bastırılmış duyguların ve en ilkel savunma mekanizmalarımızın su yüzüne çıkma ihtimali de o denli büyüyor. Bu sebeple partnerlerin mutlaka kendi savunmasızlıklarını fark edebilmeleri, kökenlerine inebilmeleri, altta yatan acıları keşfedebilmeleri ve şiddetli duyguların içinde kalmayı öğrenmeleri gerekiyor.

Örneğin, partnerimiz arkadaşları ile buluşma planları yaparken çok aktif davranıyor ama bize hiç buluşma teklifi ile gelmiyor ve bu durum bizi inanılmaz sinirlendiriyor. Aslında burada bizi en çok kızdıran nokta içimizde az da olsa hissettiğimiz “Benimle olmak istemiyor, ben ona yeterli gelmiyorum.” güvensizliğinin tetiklenmesinden kaynaklanıyor. Geçmişten gelen terk edilme korkusunun partnerimiz tarafından “desteklendiğini” görmek ilişkimize tüm bakış açımızı değiştiriyor. Bundan sonra partnerimizden gelen tüm davranışları “Zaten beni hiç umursamıyor.” bakış açısıyla değerlendiriyoruz. Nitekim bu anda durup nefes almak ve bizi bu denli üzen şeyin altında neyin yattığını partnerimizle beraber keşfetmek gerekiyor.

En yaygın kavga sebepleri neler?

İlişkilerimizde bizi kavga etmeye iten nedenlerin altında neyin yattığını bilmekse onlardan kaçınabilmemiz için en etkili çözüm oluyor. Nitekim detaylar üzerinde inanılmaz odaklanarak tartıştığımızda büyük resmi görmek çok zorlaşabiliyor. Aşağıdaki 3 temel kavga sebepleri kompleks ikili ilişkilerimizi bir nebze olsun basitleştirmeye yardımcı oluyor.

1. Güç ve kontrol

Güç ve kontrol alt metinli kavgalar Perel’e göre aşağıdaki gibi duyulabiliyor:

  • Beni herkesin gözü önünde küçük düşürüyorsun.
  • Çocuklarıma nasıl davranacağımı veya nasıl konuşacağımı sen bana söyleyemezsin!
  • Senin kadar para kazanmadığım için ne zaman para harcasam sana sormam gerekiyormuş gibi davranıyorsun. Bunu direkt olarak söylemesen de bana bu şekilde hissettiriyorsun.
  • Sadece sen yakınlaşmayı istediğin zaman cinsel ilişkiye giriyoruz.

Güç ve kontrol temelli kavga döngülerinden nasıl çıkabiliriz?

Her insan ne kadar gerçekçi olmasa bile bir nebze kontrol hissine sahip olmak istiyor. Bu kontrol hissinin partner tarafından alınması, sabote edilmesi veya tehdit edilmesi ise kişiye kendini güçsüz ve zayıf hissettiriyor. Bu sebepten ötürü büyük kavgalar etmemek için her tarafın birbirinden ayrıştığı noktaları kabul etmesi ve bu farklılıkları yaşayabilmelerine yönelik birbirlerine gerekli alanı, gücü ve kontrolü bırakabilmesi gerekiyor.

2. Yakınlık ve şefkat

Yakınlık ve şefkat alt metinli kavgalar Perel’e göre aşağıdaki gibi duyulabiliyor:

  • Ben endişeliyken beni sakinleştirmek yerine neden stresle iyi başa çıkamadığımı, her şeyi kafamda büyüttüğümü söyleyerek beni eleştiriyorsun?
  • Tüm buluşma planlarını ben yapıyorum. Seni arayan, her gün mesaj atan hep ben oluyorum. Neden sen bana ulaşmaya çalışmıyorsun?
  • Neden artık eskisi gibi cinsel ilişkiye girmiyoruz?
  • Neden sana önemli şeyler anlattığımda dinlemiyor, sürekli telefonuna bakıyorsun?

Yakınlık ve şefkat temelli kavga döngülerinden nasıl çıkabiliriz?

Her ilişkinin temelinde yakınlık ve şefkat bulunuyor. Eğer bu ihtiyaçlar yeterince karşılanmıyor ve partnerler bu eksiklikler üzerinden açık iletişim kurmuyorsa tartışmalar büyüyebiliyor. Bu kavga döngülerinden çıkmanın yolu bu nedenle açık ve dürüst iletişimden geçiyor: “Beni dinlemediğin zaman beni umursamadığını düşünüyorum. Benim yanımda olduğunu hissetmeye ihtiyacım var.” Gerginlik sırasında partnerimizin hatalarını ve eksik kaldığı noktaları parmakla göstermek yerine bizim nasıl hissettiğimizi ve neye ihtiyaç duyduğumuzu açıkça söylemek tartışmayı daha iyi yönetmemizi sağlıyor.

3. Saygı ve kabul görme

Saygı ve kabul görme alt metinli kavgalar Perel’e göre aşağıdaki gibi duyulabiliyor:

  • Bana ne yaptığımı hiç sormuyorsun, beni hiç merak etmiyor musun?
  • Yaptığım işe hiç ilgi göstermiyorsun. Edindiğim başarıları hiç kutlamıyorsun.
  • Ne kadar çok ev işi yaptığım ve ne kadar yorulduğum için teşekkür etmeyi bırak çabamı fark etmiyorsun bile!
  • Her akşam sana yemek hazırlıyorum. Bir kere bile teşekkür etmiyorsun veya bu akşam da ben hazırlayayım demiyorsun.

Saygı ve kabul görme temelli kavga döngülerinden nasıl çıkabiliriz?

Sağlıklı bir ilişki tarafların birbirine saygı duymasını ve bunu her an gösterebilmelerini gerektiriyor. Güvenli bağlanma geliştirebilmenin özü olan saygı ve kabul görme sürekli olarak zedelenir veya yeterince karşılanamazsa ciddi tartışmalar doğabiliyor. Bu tip tartışmalarda tarafların birbirlerine ne denli önemli olduklarını hatırlatmaları, emek ve başarılarını takdir etmeleri gerekiyor. Çoğu zaman basit ama içtenlikle söylenmiş “Teşekkür ederim.” veya “Seninle gurur duyuyorum.” bile büyük bir kavganın önlenmesine yeterli geliyor.




Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP