Son zamanların en çok konuşulan trendlerinden minimalleşme, kendini hayatın her noktasında göstermeye devam ediyor. Özellikle Marie Kondo’nun minimalleşmek üzerine yazdığı ve dünya çapında büyük ilgi gören kitabından sonra, sadeleşmenin insan ruhu için ne kadar önemli olduğu geniş bir kitle tarafından anlaşıldı.

Fakat bu kitabın her cümlesine hak veren ve minimalleşme kararı alan kişiler, sıra anlatılanları kendi hayatlarına uyarlamaya gelince çok da etkili olamadılar. Sonuç olarak, aslında hayatlarında pek de bir işlevi kalmamış olan ve sadece yaşama alanlarını dolduran eşyalar “işlevsel” oldukları gerekçesiyle oldukları yerlerde kalmaya devam etti.

Bunun temel nedeni ise eşyalarla duygusal bağ kurma alışkanlığı.

Geçmişten gelen ve duygusal olarak bağlı kurulan eşyalar sadece yaşam alanlarını kısıtlamakla kalmıyor aynı zamanda Mindfulness’ın temeli olan anı yaşama prensibine de karşı çıkıyor. Eşyalarla duygusal bağ kurmak, odağı şimdiki zamandan eşyaların bağlantılı oldukları durumlara, kişilere veya anılara yani kısacası geçmişe kaydırıyor. Hayatı kısır bir döngüye sokan bu objeler, geçmişle kurulan güçlü bağları canlı tutup hayatın kendisini deneyimlemeyi engelliyor. Bu döngü kırılmadıkça da kişi, hayatın kendisine sunduğu anları değil eşyaların hatırlattığı anıları deneyimlemeyi seçmiş oluyor. 

Anılarla dolu yaşam alanlarını gerçekten yaşanabilir alanlara çevirmek en başta göz korkutsa da uzmanların bu konuda oldukça işlevsel önerileri var. İşte eşyalarla duygusal bağ kurma alışkanlığından kurtulmanın 5 yolu!

Her şeyin geçici olduğunu unutmayın

Sahip olduğunuz her şeyi kaybetme fikriyle ne kadar barışık olursanız, duygusal anlamda bağımlı olduğunuz eşyalardan kurtulmanız o kadar kolay olur. Ayrıca hayatın size sunduğu anların ne kadar değerli olduğunun farkına varırsınız ve bu farkındalık hayatın size sunduğu her andan daha çok keyif almayanıza neden olur. Hayatınızda tuttuğunuz eşyaların ilginizi deneyimin kendisinden alıp objeye yönlendirdiğini unutmayın. 

Sizin için o eşyanın ne ifade ettiğini sorgulayın

Hatırlamaya değer bulduğunuz anılar, bugün sahip olduğunuz kişiliğin çok büyük bir parçasıdır. Fakat bu anıları, sizi yücelten ve geliştiren olaylar olarak bırakamazsanız ve gereğinden fazla değer vererek güncel tutarsanız zamanla bu anılar ileri gitmenize karşı çıkan engeller haline gelirler. 

Duygusal bağ kurduğunuz eşyaları hayatınızda tutmak, sizi geliştiren anları birer çapaya dönüştüren ve amacından saptıran bir eylemdir. Geçmişe dönüp bakmak, sahip olduğunuz değerlerin farkında olmak ve öğrendiklerinizi hatırlamak için iyi bir eğilim olsa da bu durumu çok sık ve yoğun olarak yaşamak geçmişte takılıp kalmanıza neden olur. 

Bu güne kadar topladığınız Polaroid’leri, biletleri, çakıl taşlarını, kupaları, magnetleri ve kartpostalları hayatınızda tutmaya devam etmeden önce kendinize “Bundan 10 yıl sonra bunları saklamadığım için gerçekten de kendime kızar mıyım?” diye sormak güzel bir taktik olabilir. 

Eşya düzenlemenin sizi güçlendiren bir aktivite olduğunun farkına varın

Fiziksel anlamdaki kargaşa ve dağınıklık ayna etkisi nedeniyle zihninde de aynı durumları yaratmaktır. Bilimsel araştırmalar, eşyalarla doldurulmuş alanlarda bireylerin ilgisini toplamakta zorlandığını ve vücutlarında strese neden olan kortizol hormonunun salgısının arttığını ortaya koymuştur. 

Tüm bu bilimsel gerçeklerin yanında, eşyalarınızı düzenlemek ve işlevsiz olanları hayatınızdan çıkarmak aslında size hayatınız üzerinde kaybettiğiniz hakimiyeti geri verir. Hayatınızdan çıkması gereken ve kalması gereken objelere karar verirken bir yandan da hayatınızın tamamını önem sırasına koymuş olursunuz. Sadece sevdiğiniz ve işlevsel olan eşyalarınızı hayatınızda tutmaya başladığınız zaman, bu tutum tüm hayatınıza yansır.

İlginizi çekebilir: Sadeleş: 3 Adımda İlişkilerde Minimalizm

Fiziksel bağları koparırken kendinizi kopuk ve duygusal hissetmeniz çok doğal

Bilimsel araştırmalar, insanların sadece objelere dokunarak bile duygusal bağ kurmaya başladıklarını ortaya koymuştur. Rasyonel olarak hayatınızı hafifletmeye ve duygusal bağ kurduğunuz eşyalardan kurtulmaya karar vermiş olasınız bile bunu yapmak pek kolay olmayabilir.

Bu süreçte kendinize duygularınızı ve anılarınızı tetikleyen objeden kurtulmanın, anılarınızı sizden ayırmayacağını hatırlatmanız rahatlamanıza yardımcı olabilir. Hatta neden bu objeyi hayatınızda tutmak istediğinizi sorgulamak, alışkanlığınızın üstesinden gelmenize ve neden bu eğilimde olduğunuzu fark etmenize olanak sağlar. 

Hayatta sahip olduklarınıza odaklanın

İnsanlar duygusal anlamda kendilerini tatmin etmek için genellikle dışarıdan gelecek olan onaya ve rahatlatılmaya odaklanırlar. Duygusal anlamda rahatlatan ve yatıştıran bu dış kaynaklardan bir tanesi de bağ kurulan eşyalardır.

Odağınızı neye ihtiyacınız olduğundan neye sahip olduğunuza çevirmediğiniz sürece eksiklik ve azlık zihin yapısından çıkamazsınız. Duygusal ihtiyaçlarınıza odaklanmadığınız zaman ise sahip olduklarınızın farkına varıp onlarla bağ kurarsınız ve eşyalardan gelecek olan rahatlatmaya ihtiyacınız kalmaz. 

İlginizi çekebilir: Evde Mutluluk: Yaşadığınız Alanı 5 Adımda Güzelleştirin



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP