YAZAN: MELTEM FAKABASMAZ

Hareket, beden ve bütünsel sağlığımız için önemli neler var diye sorarsak; kemikler ve kaslar, belki sinir sistemi cevaplarımız içinde yerini alır. Fasya, kasları, kan damarlarını, sinir liflerini, iç organları sarmakla beraber; vücudun bazı kısımlarını birbirine bağlarken, bazı kısımlarını birbirinden ayırır. Fasya, yani bağ dokusu sadece fiziksel değil aynı zamanda duygusal olarak da bağlar. Yaşadığımız duyguları tuttuğumuz yerlerden biri fasyamızdır. Yaşam tarzımız, hareket alanımız, yediklerimiz ve içtiklerimiz ile beraber duygularımız da fasyayı yani bizi etkiliyor. Fasya sistemimizdeki bozulmalar sağlığımızı olumsuz etkiliyor, bunun önüne geçmenin yollarından biri ise yoga ve kolajen ile fasyayı desteklemek.


Fasya nedir?

Fasya, bedenin tümünde sürekliliği olan bir yapıya sahip. Dokuları birbirine bağlar, organları, sinirleri kapsar ve kasları da içine alarak tüm bedenin ayrı parçalarını birleştirir. Siniri ikiye kesip bakarsanız, etrafının fasya ile kaplı olduğunu görebilirsiniz. Bedenlerimizdeki tüm sinirler de aynı bu şekilde fasya ile kaplı. Ağrı hissettiğinizde genelde kaynağı hissettiğiniz yerde olmaz, bunlar fasya ile ilgilidir.

Uzun süre oturduğumuzda, postürümüzü bozan bir duruşta kaldığımızda veya yetersiz hareket ettiğimizde fasya katılaşır. Bu katılaşma ile ağrılar, sakatlıklar başlar. Fakat, her şeye rağmen bedendeki fasyayı geliştirmek ve kalitesini arttırmak mümkün. Bu mucizevidir, çünkü bedeni yaşımıza bağımlı olmadan değiştirebilme potansiyelini fasya ile yakalayabiliyoruz. Bunun en iyi örneklerinden biri ise omurgadır. Omurlar arasında alan yaratmak için omurgayı uzatmak üzerine çalışırsanız sırtı kuvvetlendirirsiniz. Evet omurgamızı bedenlerimizin arka tarafında belirgin olduğunu biliyoruz fakat omurga uzatma ile sırtı kuvvetlendirmenin birbiri ile ne ilgisi var derseniz, omurga uzatmak için çalışırken sadece kaslar değil fasya da güçleniyor. Tabii bunun için düzenli çalışmak ve zamana ihtiyaç var.

Fasyanın lifli parçalarının maddesi kolajendir. Fasya içindeki kolajen, bir yapıştırıcı gibi her şeyi bir arada tutar. Yunanca’da yapıştırıcı anlamına gelen ‘kolla’ kelimesinden türeyen kolajen, vücudumuzda en bol bulunan proteindir. Bedenlerimizdeki proteinin yaklaşık üçte biri kolajendir. Kemiklerimizin, cildimizin, kaslarımızın, tendon ve bağlarımızın ana yapı taşlarından birisidir. Kısacası yapı görevini gerçekleştiren bir proteindir. Kolajen, fasyanın %30 luk kısmını oluşturmakta ve tüm vücudumuz içinde başta derimiz, bağ dokumuz, tendon, eklem, tırnak, diş, saç ve kemiklerimiz olmak üzere göz dahil hemen her organın yapısında bulunmaktadır. Temel özelliği ise dokulara destek sağlamak, doku ya da organların canlı ve esnek kalmasına yardımcı olmaktır.

Hepimiz yaş alıyoruz. Zaman ilerledikçe hücrelerimizde yenilenen doğal kolajen azalmaya başlıyor. Ne yaparsak yapalım bunun önüne geçme şansımız maalesef yok. Bu sebeple günlük rutinlerimize kolajen takviyesi yapmamız gerekli. Kolajen ile beraber fasya içinde ortaklaşa çalışan C vitamini; vücuttaki kolajenin oluşumunu, aynı zamanda hücre yenilenmesini destekler.

Yoga ve fasya ilişkisi

Kolajen yapımına destek veren en etkili yollardan birisi uzmanların görüşü ile hareket etmektir. Yoganın fasya üzerinde etkisi yüksek. Fasyaya göre ayarlanan yoga pozlarında kalış süresi, pozlar arasındaki geçişler, hareket tekrarları, eksantrik kasılmalarla hücreler yenileniyor ve sıvı akışına da destek oluyor. Kolajen takviyeleri ile beraber kemik suyu, yumurta, balık, fasulye gibi yiyecekler idealdir. Tabii ki her bedene, yaşam tarzına göre alınması gereken besin desteği ve takviye değişiklik gösterir. Aklımızda tutmamız gereken diğer bir şey ise kolajen oluşumunu geliştirirken bedende enflamasyon varsa, fasyanın işlevini geliştirmesini engelleyebilir. Bunu göz önüne alarak fasyanın kalitesini arttırmaya yönelik çalışmak gerekebilir. Kolajen alımının artması kemik yoğunluğuna da olumlu etki yaratır.

Araştırmalara göre sakatlıkların %20’sine yakın kısmı kasta olurken geri kalanı fasyanın kuruluğu, kolajen yapısındaki bozukluk yani fasyada gerçekleşen sorunlu durumlardan ortaya çıkar. Fasya; yüzeyel fasya, derin fasya ve visseral fasya olarak katmanlarına veya fonksiyon ve anatomik konumunlarına göre sınıflandırılır.

Cildin tam altında yer alan yüzeysel fasyayı, bedenin elbisesi gibi hayal edebilirsiniz. Tepeden yani en baştan en aşağıya kadar, hiç kesintiye uğramadan gelir. Kas ve cilt arasında yer alırken diğer fasya katmanlarına göre daha kalındır. Derin fasya ise kası bir başka kasa bağlar yani kaslar arasında koordinasyonu sağlar. Hareket, yüzeysel fasya ve derin fasya arasında gerçekleşir. 

Kolajen ile beraber su da fasyanın sağlığı için önemli. Bağlamak, bir araya getirmek, desteklemek ve çerçevelemek fasyanın görevleridir. Sıvısız kalması yani dokulardaki kuruluk, kolajen eksikliği veya hareketsizlik ile Fasya sistemi bozulabilir. Vücut telafi edici hareket ve postür desenleri geliştirebilir. Bunlar da ağrı, tutukluk, çabuk yorulma gibi sorunlara yol açabilir. Hareketsizlik, travma, ameliyat, iltihap gibi nedenlerle skar dokusu ve fasya yapışıklıkları oluşursa eklem kısıtlılığı gelişebilir.

Dokuların sağlığı için yoga akışı

Fasyamıza iyi baktığımız takdirde o da bizim ihtiyacımız olan desteği sağlar. Dokular sıvısız kalmamalı. Su, bağların birbiri arasında kaymalarını sağlar yani sürtünmeyi önler, aynı zamanda bedendeki iletişim, doku iyileşmesi, eklem desteği, dokuların adaptasyonu için gereklidir. Kolajen kadar sıvı tüketimimiz de çok önemlidir.

Fasyanın sağlığı için yapacağımız yogada tekrarlı hareketler, mobilite çalışmaları ile sıcaklığı arttırarak dokulardaki temel maddeyi harekete geçirecek sonrasında bazı pozların içinde 120 saniyeden fazla aktif şekilde durarak dokuların sıvı ile dolmasına yardımcı olacağız. Amacımız hareketlerle özgür ve sürtünmesiz dokuların oluşmasına yardımcı olmak. Rotasyonlu hareketler, mobilite esenekliğine ve alan yaratmaya yardımcı oluyor.

Fasyanın fonksiyonunu geliştirmek için hareket etmek, pozların içinde 120 saniyeden uzun durarak esnetmek, ekstantrik kasılmalar, mobilite çalışmakla beraber yeterli C vitamini almak, yeterli sebze tüketmek ve fasyayı kolajen ile beslemek önemlidir.  



Meltem Fakabasmaz

İstanbul’da doğan Meltem, Doğu Akdeniz Üniversitesi Endüstri Mühendisliği, 2002’de Bilgi Üniversitesi’si Sinema-TV Yüksek lisans tamamladı. 10 yıla yakın medya dünyasında çalıştıktan sonra, 2015 yılında başladığı yogada uzmanlaşmayı seçerek, insanın iyi olma yolculuğu yoluna da başlamış oldu. E-RYT® 500, YACEP® Yoga Alliance onaylı sertifikalı yoga eğitmeni ve Ayurveda uygulayıcısı, aynı zamanda...



BLOOM SHOP