YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: FOOD52

Neden birçoğumuz güneşli günleri daha çok severiz, yaz aylarında daha enerjik ve iyi hissederiz hiç düşündünüz mü? Güneş sayesinde! İç mekanda olsak veya güneş gözlüğü taksak bile güneş sirkadiyen ritmimizden hormonal salgımıza kadar bedensel birçok sistemi düzenleyecek kadar güçlü bir doğal ışık yayabiliyor. Öte yandan güneşi görme süremizin kısaldığı sonbahar-kış-ilkbaharın başlarında bütünsel sağlığımızın en büyük destekçilerinden biri olan bu süper gücü kaybetmeye başlıyoruz. Bu da kendini artan uyku problemleri, düşen ruh hali ve enerji seviyeleri hatta bazı durumlarda mevsimsel depresyon ile gösteriyor. Neyse ki günümüzde kış aylarında daha kötü hissetmemize neden olabilen bu kaybı dengeleyebilecek yeni, ulaşılabilir, pratik ve elverişli bir teknoloji bulunuyor: Fototerapi. Fototerapi nedir, nasıl kullanılır, faydaları nelerdir? Sizin için araştırdık!


Fototerapi nedir?

Fototerapi, diğer ismi ile Işık Terapisi veya Parlak Işık Terapisi, yapay bir ışık kaynağının bütünsel sağlığı arttırmak için kullanılmasından oluşuyor. Çeşitli zihinsel ve ruhsal sağlık problemlerinin iyileştirilmesinde kullanılabilen fototerapi özellikle majör depresyon ve mevsimsel depresyonun tedavisinde etkinlik gösteriyor. Aynı zamanda kronik uykusuzluk, enerji düşüşü, ani kilo alımı, konsantrasyon kaybı gibi bozulmuş bir sirkadiyen ritim ile ilişkilendirilebilecek durumların hafifletilmesinde de başarılı oluyor.

Fototerapi, ışık lambalarının veya cihazlarının yaydığı parlak ışığın, doğal güneş ışığını taklit etmesine dayanıyor. Özellikle kış mevsiminde güneş ışığının azalması bedenin D vitamini, serotonin ve melatonin sentezinin de düşmesine neden oluyor. Birçok bedensel sürecin önemli bir parçası olan bu üç hormon özellikle ruh halini ve uykuyu kontrol etmeleri ile biliniyor. Tam da bu nedenle mevsimsel depresyon, uyku problemleri, düşük ruh hali ve enerji seviyeleri daha çok kış aylarında görülüyor. Fototerapi üzerine yapılan araştırmalar ışık lambalarının ruh hali üzerinde neden bir iyileşme sağladığını henüz tam olarak belirleyemese de güneş ışığını taklit etmelerinin bu hormonların sentezini desteklediği düşüncesini doğuruyor.

Fototerapi ne için kullanılabilir?

  • Mevsimsel ve mevsimsel olmayan depresyonlar.
  • Kronik uyku problemleri.
  • Jet lag.
  • Gece nöbetleri/vardiyaları.
  • Kronik yorgunluk.
  • Konsantrasyon bozukluğu.
  • Bilişsel yetilerde zayıflama.

Fototerapi nasıl çalışır?

Fototerapi, medikal bir klinikte uzmanlar tarafından uygulanabileceği gibi ışık terapisi sağlayan lambalar ile bireysel olarak da yapılabiliyor. Floresan ampülleri ile yoğun ve parlak bir ışık veren bu terapi lambaları zararlı UV ışınlarını engelleyen dış filtreler içeriyor. Terapi, lambadan yayılan ışığın belirli bir süre boyunca gözler ve cilt tarafından emilmesini amaçlıyor. Hedeflenen ışık maruziyeti ise 10.000 lux olarak belirtiliyor. Bu da yaklaşık olarak 30 dakikanın biraz üzerine denk geliyor.

Fototerapi sırasında direkt lambaya bakmak veya tam önünde oturmak gerekmiyor. Işığın bütünsel sağlık üzerindeki etkileri dolaylı maruziyetten de alınabiliyor. Bir başka deyişle lambanın açık olduğu küçük bir odada, yakın bir mesafede bulunmak ve terapi esnasında uyanık kalmak yeterli oluyor. Nitekim alınan lambanın en iyi ne şekilde etkinlik gösterdiğini öğrenmek için mutlaka kullanım kılavuzuna bakmak ve yönergelerine uygun şekilde kullanmak gerekiyor.

Fototerapinin gündüz sürelerinin kısalmaya başladığı sonbahar aylarından ilkbaharın başlarına kadar, gündüz rutininin bir parçası olarak uyanır uyanmaz uygulanması öneriliyor.

Fototerapinin faydaları nelerdir?

Sirkadiyen ritmi düzenler.

Sirkadiyen ritim kendini güneş ışığı ile ayarlayarak hormonların ne zaman salgılanacağını yöneten bir iç saat olarak çalışıyor. Neredeyse tüm bedensel fonksiyon üzerinde bir etkisi bulunan sirkadiyen ritmin doğru şekilde çalışması uyku/uyanıklık döngülerinin, hormon salgılarının, metabolizmanın doğru çalışmasında büyük önem taşıyor. Doğal ışık maruziyetinin düştüğü, yaz/kış saati uygulamalarından ötürü güneş doğmadan önce kalkılan kış aylarında ise birçok kişinin sirkadiyen ritmi düzgün çalışmamaya başlıyor. Bu da kendini ilk önce uyku problemleri ile gösteriyor. Sabah rutinine dahil edilecek fototerapi, güneş ışığını taklit ederek sirkadiyen ritmi düzenleyebiliyor. Böylelikle aralarında ruh durumunu düzenlemeden sorumlu hormonların da bulunduğu tüm hormonal salgılar dengelenebiliyor, uykusuzluktan kaynaklanan zihinsel ve ruhsal sıkıntılar hafifletilebiliyor.

Serotonin hormonu salgısını tetikler.

Bedenin “iyi hissetme” hormonu olarak da bilinen serotonin gözlere çarpan doğal ışığın beyinde algılanması ile doğal olarak salgılanıyor. Ruh hali regülasyonundan sorumlu serotonin düşük seviyelerde salgılanırsa kronik olarak mutsuz, endişeli hissetmeye, uyku problemleri ve enerji kaybı yaşamaya, uzun vadede ise depresyona yakalanma riskinin artmasına neden oluyor.

Ruh halini, enerjiyi ve odaklanmayı yükseltir.

Bir araştırmada günde ortalama 40 dakika ışık terapisi yapan bir grubun enerji seviyelerinin yükseldiği, konsantrasyon ve odaklanma kapasitelerinin geliştiği, kendilerini daha atik ve mutlu hissettikleri görülüyor. Uzun vadede ise depresyonla ilişkilendirilen semptomların azaldığı tespit ediliyor. Işık ve ruh hali arasındaki bu ilişkinin tam olarak nasıl işlediği anlaşılmasa da parlak ışığa maruz kalmanın iyi olma halini yükselttiği düşünülüyor.

Farklı tip depresyonların tedavisinde destekleyicidir.

Doğal ışık maruziyetinin azalmasına bağlı olarak ortaya çıktığı tahmin edilen, kadınlarda daha çok görülen mevsimsel depresyon için ışık terapisi, önerilen tedavi yöntemlerinin en başında geliyor. Öte yandan yakın zamanda fototerapinin sadece mevsimsel depresyonda değil, diğer tip depresyonların semptomlarının hafifletilmesinde de etkili olduğu görülüyor. Uzmanlar tarafından önerilen diğer tedavilere ek olarak uygulanan ışık terapisi, majör depresyon ve postpartum depresyonunun semptomlarının hafifletilmesinde de kullanılabiliyor.

Neye dikkat etmek gerekir?

Işık terapisine başlamadan önce -özellikle bir hastalığın tedavisi için kullanılacaksa- mutlaka uzman doktor/psikiyatrist görüşü almak gerekiyor. Nadiren rastlanmış olsa da parlak ve yoğun ışık bipolar bozukluğa sahip kişilerde mania dönemini tetikleyebiliyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP