Eğer herhangi bir önlem alınmazsa, iklim krizi ileride daha fazla türde ve daha hızlı yayılan hastalıkların oluşmasına yol açacak. Yaklaşık 1 milyar insanın hayatını direkt olarak tehdit eden iklim krizi, günümüzde küresel sağlığın karşılaştığı en büyük ve ciddi sorunlardan birisini oluşturuyor. Ciddi salgınlar bir yana iklim krizinin yol açacağı sert hava koşulları, kitlesel göçler, hava kirliliği ve tüm bu yaşananların psikolojik boyutu düşünülenden daha ciddi bir tablonun yaşanabileceğini hissettiriyor. İklim krizinin negatif etkilerinden hiç kimse kaçamayacak fakat en büyük zararı ekonomik olarak zorluk çeken ülkeler ve kişiler alacak. Peki etkilerini atmosferin ısınması, deniz sularının yükselmesi ve yabani hayatın azalması olarak bildiğimiz iklim krizi neden ve nasıl küresel sağlığı negatif şekilde etkiliyor?
İklim krizi nasıl çok daha ciddi salgınlar yaratabilir?
Araştırmalara göre gezegendeki sıcaklık yükseldiğinde tüm ekosistemler de değişiyor ve hastalıklar oluşmaya başlıyor. Hayat insanlar, hayvanlar ve bitkiler için daha zor hale gelmeye başladığında, hastalık taşıyan organizmalar için kolaylaşıyor. Buzulların erimesi ile ortaya çıkan yeni patojenler denizlerle gezegene yayılıyor. Normal şartlarda sadece Arktik bölgelerde yaşaması gereken hayvanlar güneye doğru inmeye başlıyor. Tüm bunlar dünyanın müthiş bir dengede seyreden ekosistemini değiştiriyor. Sadece bir bölgeye ait olduğu düşünülen bakteriler dünyanın diğer ucundaki birisinin hayatını tehdit edebiliyor.
İklim krizi hastalıkların kendisini oluşturmuyor. Bir “çarpan” şeklinde hareket ederek hastalıkları oluşturan etkenlerin şiddetini yükseltiyor, hızını arttırıyor. Örneğin iklim krizinin getireceği daha sık ve şiddetli seller ısınan hava ile birleştiğinde hastalık taşıyan sinek popülasyonunu da arttırması bekleniyor. Tek bu sebepten ötürü bile 2080 yılında 8 milyar insanın sıtma ve dang humması hastalıklarına yakalanma riski taşıyacağı öngörülüyor.
Korona pandemisinden sonra ciddiyetini çok sarsıcı bir şekilde anladığımız salgınların bir yenisinin ne zaman ve nasıl çıkacağı bilinmiyor ama bir yenisinin mutlaka geleceğine kesin gözü ile bakılıyor. İnsanlık tarihi boyunca her daim var olan hastalık riski günümüzün yüksek popülasyonlu ve inanılmaz derecede birbirine bağlı dünyasında kontrol edilemez ölçeklere ulaşabiliyor.
İklim krizi küresel sağlığı başka nasıl negatif etkileyebilir?
Şu ana kadar bile iklim krizi bilinen hastalıkların yarısını daha kötü bir hale getirdi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sadece 1 sene içerisinde kolera vakaları ikiye katlandı. Hal böyle olunca iklim krizinin gelecekte daha sert tablolara yol açacağını söylemek karamsar değil, maalesef ki gerçekçi bir tablo oluşturuyor. Peki iklim krizinin özellikle hangi alanlarda küresel sağlığı aşağıya çekeceği düşünülüyor?
1. Sert hava olayları
İklim krizinin selleri, kuraklıkları, fırtınaları ve orman yangınlarını daha sık ve daha şiddetli bir hale getireceği öngörülüyor. Bu da özellikle ekonomik anlamda daha savunmasız kişilerin ciddi hasar göreceği anlamına geliyor.
2. Hava kirliliği
Hava kirliliği Tip 2 diyabetin ve birçok kanserin gelişimi ile ilişkilendiriliyor ve her sene küresel çapta 4 milyon erken ölüme sebep oluyor. İklim krizi ile değişen hava olayları, zaten kötü bir durumda olan hava kirliliğini daha da şiddetlendiriyor. Solunum organları yeni yeni gelişen çocuk ve bebekler, hava kirliliğine karşı en savunmasız kalanlar oluyor.
3. Artan psikolojik sorunlar
Artan hava felaketleri, orman yangınları, sıcak hava dalgaları hem kötü deneyimleri birinci elden yaşayanlar hem de olanları çaresizce seyretmek zorunda kalanlar için büyük bir stres kaynağı olabiliyor. İklim endişesinin özellikle yeni jenerasyonlar arasında katlanarak yaygınlaşması, beraberinde anksiyete bozukluğunu hatta depresyonu getirebiliyor.
4. Gıda güvensizliği
Ekosistemde yaşanan tüm bu değişimlerin arasında tarım da büyük zarar görüyor. Ekstrem hava koşulları tohum, sebze ve meyveleri yetiştirmeyi çok zorlaştırırken kuraklık, sel gibi öngörülemeyen hava felaketleri gittikçe daha çok kişiyi tarımdan uzaklaştırıyor.
5. Büyük çaplı göçler
İklim krizinin ne denli büyük bir göç dalgasına yol açacağı tam olarak tahmin edilemese de 100 milyon kişinin sadece ekstrem hava koşulları ve değişen yaşam şartlarından ötürü yer değiştirmeye zorlanacağı tahmin ediliyor. Kitlesel göçler de zorlu ulaşımlar, güven eksikliği, gıdaya erişimin zorluğu ve kötü hijyenik koşullarla beraber salgınlara davetiye çıkarıyor.
Öte yandan insanların gittikçe yabani yerlere, daha önceden yaşanmamış topraklara doğru yapacağı kitlesel göçler, insan-hayvan kontağının da istenmeyen seviyelere ulaşma ihtimalini doğuruyor. Bu da hastalıkların hayvanlardan insanlara atlama riskini arttırıyor. Örneğin Sars, Ebola gibi geçtiğimiz yıllarda çokça duyduğumuz ciddi salgınlar “zoonoz” olarak sınıflandırılıyor ve bu kontrolsüz kontak yüzünden yaşanıyor.