RÖPORTAJ: BURCU ERBAŞ

İlkgün Amitabha‘nın 5.5 sene önce tanıştığı Human Design sistemi, genetik kodu ile uyumlu özünü keşfetmesine ve hücrelerinden başlayarak tüm hayatını daha iyiye çevirebilmesine rehberlik etmiş. Kökenini birçok ezoterik inanıştan alan Human Design sistemini tüm bilinmesi gereken noktaları ile rehber İlkgün’e sorduk. İşte en kapsamlı Human Design rehberi!


Human Design nedir? 

Ben Human Design’ı “hayatımız için verilen bir kullanım kılavuzu” olarak tanımlamayı çok seviyorum. Eve yeni aldığımız elektronik aletlerin kılavuzları gibi bizim kullanım kılavuzumuz da bize olduğumuz, özümüzdeki kişi ile uyumlu bir şekilde hayatı nasıl yaşayacağımız konusunda rehberlik ediyor. Yeteneklerimizin, becerilerimizin ve potansiyelimizin farkına varmak için Human Design bize genetik kodumuzla uyumlu bir beden grafiği sağlar. Bir diğer deyişle kendimizi diğerlerinden ayrıştırabilmenin ve kendi özümüzdeki doğaya teslim olmanın yolu da diyebiliriz.

Human Design bilgisine erişebilmek için doğum tarihi, saati ve yeri bilgileri kullanıyoruz. Eğer bu bilgiler net değilse retrifikasyon çalışması öneriyoruz.

Beden grafiğimiz Dünya ile etkileşime geçmek için nasıl tasarlandığımızı anlamamıza yardımcı olur ve çevrenin, bize bakım verenlerin üzerimizdeki etkisine ve koşullandırmasına dikkati getirerek, hayatta hangi alanlarda hassas olduğumuzu anlatır. Bir başka deyişle kullanım kılavuzumuz, içsel rehberlik sisteminizin nasıl çalıştığını açıklar ve yaşam deneyiminizi tatmine, başarıya, huzura, sürprizlere taşıyan kararlar alabilmemiz için bize pratik teknikler sağlar. Human Design; Astroloji, Kabala, Kuantum fiziği, Genetik, I-ching, Hindu çakra sistemi, Biyokimya gibi sistemlerin sentezlenmesi ile oluşmuş bir sistemdir.

Human Design, hem bilinçli; zihnin farkında olduğu, hem de bilinçaltı; bedenin bildiği ayrıntılı bilgilerle benzersiz genetik tasarımımızın bir haritasını; beden grafiğini sunar bize. Net araçlar kullanarak kendi gerçeğimizi keşfetmemize rehberlik eder. Eğer kendinizi bir türlü sevip kabul edemiyorsanız veya amacınız ve hayatınızın yönü konusunda netlikten muzdaripseniz, bu sistem size çok yardımcı olacaktır.

Human Design ile bir yetişkin olarak tanıştığımızda, doğuştan gelen bilgeliğimizi ve gücümüzü uyandırma yoluna adım atarız. Gerçek benliğimize uyanma sürecimiz iki şeye ihtiyaç duyar: Kullanım kılavuzumuzu bilmek ve bu klavuzu hayata geçirmeye vesile deneysel siteme teslim olmak. Bir yetişkin için, hayatı kendi gibi yaşamaya giden yol zorlu olabilir. Yaşam boyu süren alışkanlıkların ve şartlandırmaların üstesinden gelmek bağlılık, cesaret ve kararlılık gerektirir.

Human Design’ın asıl amacı nedir? Bizleri daha iyi kararlar almamız için mi yönlendirir?  

Basit ama son derece etkili bir şekilde yaşam kalitemizi nasıl artıracağımızı keşfedebilmemize vesile olur Human Design. Hayatta sürekli bi şeyler için kararlar vererek ilerliyoruz ve bu kararlar ilişkilerimizden kariyerimize bazı yollara çıkarıyor bizleri. Eğer özümüze göre karar verebilirsek zorlanmaları içinden bile bunalmadan geçebiliriz. Özgün doğamızla uyumlu yani kişisel Otoritemize dayalı seçimler yapma konusunda, doğuştan gelen yeteneğimizin farkına varmamızı sağlar. Tasarımlarımızı deneyimleyebilmek, bizim için doğru olanı bulabilmemizle başlar.

Olmadığın kişi gibi olmak yani koşullanmalardan hayatı yaşamak, genetik olarak başa çıkmak donanımına sahip olmadığımız enerjilerle sürekli olarak yüzleşmek rahatsızlıklara yol açar.

Human Design, bedenin ve zihnin nasıl çalışması gerektiğini ve süreci destekleyebilecek diğer kişilerle nasıl hizalanacağınızı anlamanıza yardımcı olabilecek değerli bir araçtır.

Otantik doğamızı yaşamanın getirdiği ödül, Tasarımımız hakkında bilgi edinmek için harcadığımız zamana ve sürecimizi deneyimlemenin enerjisine değer. Grafiğimizi anlayarak kazanılan iç görüler, kendimiz ve başkalarıyla etkileşimimiz hakkında tamamen yeni bir bakış açısı sunar. Ayrıca edindiğimiz iç görüler, zihnin neden olduğu bir koşullanma ve iç çalkantıların kurbanı olmaktan bizi korumaya yardımcı olur.

Bireysel ihtiyaçlarımıza göre hayatta nasıl var olduğumuzu öğrenmek ve kendimiz için doğru seçimler yapmak; sağlığa, esenliğe, daha iyi ilişkilere ve profesyonel yaşamda doyuma vesile olur. Bu, günlük yaşamın bir parçası olan korkuları ve stresleri azaltır, hatta ortadan kaldırır.

Human Design’ı oluşturan tiplerden ve stratejilerinden bahsedebilir misiniz? 

Her birimiz mükemmel frekanslarla, harika varlıklar olarak geliyoruz dünyaya. İyi dizayn, kötü dizayn diye bir şey yok diyerek başlamak istiyorum. Sırasıyla 4 Aura Tipi ve stratejileri şu şekilde;


Jeneratörler ve Manifestör Jenaratörler

Nüfusun yaklaşık %70’i ile gezegendeki en baskın Tiptir. İnşa ediciler diye tanımladığımız Jeneratörle, gezegenin itici yaşam gücüdür. Stratejileri, yanıt vermek ve yanıt yoluyla tatmini bulmak ve hüsrandan kaçınmaktır. Açık ve sarmalayan bir auraları vardır, hayatın kendilerine gelmesini beklemek için donatılmışlardır. Böylece cevap vermek ve tepki vermek mümkün olur.

Projektörler 

Nüfusun yaklaşık %20’sini oluşturmaktadır. Stratejileri, davet edilmeyi beklemektir. Projektörlerin hayatta özlerine göre yol aldığını gösteren yol işaretleri başarıyken, zihinden kararlar aldıklarını belirten yol işareti de acı ve ümitsizliktir. Odaklanan auraları ile diğerlerini anlayıp kendilerini anlayabilirler.  Bizlere rehberlik için gelmiş varlıklardır.

Manifestörler 

Nüfusun yaklaşık yüzde dokuzunu oluşturur. Stratejileri harekete geçmeden önce bilgilendirmektir. Bu sayede, barışı, huzuru bulmak ve öfkeden kaçınmak mümkün olabilir. Kapalı, itici bir auraları vardır ve başkaları üzerindeki etkilerini anlamak ve hayatla temas edebilmek adına başlatmak için burada olan varlıklardır.

Reflektörler 

Tüm merkezleri tanımsız olan varlıklardır ve nüfusun yüzde birinden biraz fazladırlar. Stratejileri, netliği bulmak için kararlar vermeden önce ayın tam bir döngüsünü; ortalama 28.5 gün beklemek ve böylece daha fazla sürpriz ve daha az hayal kırıklığı içeren bir yaşam sürmektir. Direnen ve örnekleyen alan bir auraları vardır ve özdeşleşmek yerine yansıtmayı öğrenirler.


Peki otoriteler nelerdir? 

Human Design vesilesiyle deneyiminize gerçekten başlamak için Otoritenizi bilmeniz gerekir. Aura Tipinizle tanıştığınızda bu size Stratejinizi anlatır. Stratejiniz de kişisel gelişimin temel taşı ve nihayetinde hayatınızda doğru kararlar almak için ihtiyaç duyacağınız tek bilgiye; otoritenize götürür sizi.

Otorite, bir şeyin sizin için doğru olup olmadığını anlamanız için bir araçtır. 

Bir kararın bizim için doğru olup olmadığını bilmemizi sağlayan içsel zekaya İç Otorite denir. Sanki bedenlerimizin her biri, bir şeyin enerjimizi sağlıklı ve tatmin edici bir şekilde kullanıp kullanmadığını ortaya çıkaran bir iç pusulaya veya araca sahibiz. İçsel Otoritemiz, zihnin bilgisinden önce gelen beden temelli bir bilgidir ve bu nedenle ona erişmek, bedenlerimizi daha iyi dinlememizi gerektirir. Otoritemizi kullanmamızın sonucu ister tatmin, ister başarı, ister huzur, ister sürprizler olsun, bize enerjimizi doğru yaşadığımızı anlatır.

Beden Grafiğinde görülen açık ve kapalı merkezler ne anlama geliyor? 

Human Design’da Merkezler, Beden Grafiğinin içinde yer alan geometrik şekillerdir. Beden grafiği boyunca dolaşan enerjiyi veya yaşam gücünü alan ve dönüştüren odak noktaları veya merkezlerdir.

Beden grafiğinde, 9 Merkezin her birinin kendine özgü biyolojik korelasyonu vardır, yani Dalak Merkezi lenfatik sisteme ve Kök Merkezi de Adrenal Bezlere bağlıdır. Her Merkezin belirli bir işlevi varken nasıl çalıştıklarına dair işaretleri de vardır. 

Merkezler; Tanımlı (renkli) veya Tanımsız (beyaz) olabilir. Merkezlerin Tanımlanma ve birbirine bağlanma şekli, Aura Tipinizi, Otoritenizi ve daha fazlasını belirler.


Açık Merkez

Beden Grafiğindeki açık bir Merkez; koşullanmanın, öz olmayanın kaynağıdır ve zihnimiz bu tanımsız merkezlerin sözcülüğünü yaparak bizi şartlanmalardan kararlar almaya zorlar. Bu, “öz olmayan” hal, sizi gerçek benliğinizden ziyade, koşullanmadan kaynaklanan stratejilere dayalı kararlar almaya yönlendirir. Koşullanma, kaçınamayacağınız ve istemeyeceğiniz bir yaşam gerçeğidir. Sistemi bilmemenin cehaleti nedeniyle bu sürecin içinde debeleniriz. Tanımsız Merkezleriniz aracılığıyla nasıl derinden koşullandığınızın farkında değilseniz, bu sizi bunaltabilir ve gerçek potansiyelinizi deneyimleme kapasitenizi tehlikeye atabilir. Ancak, doğru şekilde yaşadığınızda ve zihniniz artık yaşamla ilgili kararlar vermediğinde, açık Merkezler zamanla gelişen inanılmaz bir bilgelik kaynağı olabilirler. Koşullanmanızı ve bunun zihinsel, duygusal ve fiziksel varlığınızı nasıl etkilediğini anlamak, kendiniz gibi bir yaşam sürmenin ilk adımıdır.


Sosyal, romantik, ailevi bağlar birbirimizin farklı tasarımlarından etkilenir mi? Bir başka deyişle, grafikler arası uyum veya uyumsuzluktan bahsedebilir miyiz? 

Human Design sistemine göre doğumumuzla birlikte sahip olduğumuz beden grafiğimiz bir ikinci kişinin yanında olduğumuzda tanımlı kapılarımız ve tanımsız kapılarımızın hangileri olduğuna göre diğerinden etkilenir. Sanki iki kişi bir araya geldiğinde bir 3. varlık meydana getirir gibi de anlatabiliriz bu durumu. O nedenle bir başkasının yanında farklı hissederken ya da davranırken, bir diğer kişinin yanında bambaşka olabiliriz. Human Design sayesinde 2 kişi arasındaki dinamikleri kompozit grafikler aracılığıyla daha iyi anlıyoruz. Başkaları arasında ne tür bağlantıların bulunduğunu fark ederek, bir ilişkinin kalitesini belirleyecek olan çekiciliği, ödünleri, uzlaşmayı, arkadaşlık ve iticilik gibi farklı temalarla başa çıkmak için donatılabiliriz.

Bunun yanı sıra eğer 3 ve daha fazla kişinin yanındaysak tasarımınız başka bir hal alıyor. İş yerinde ve aile içindeki dinamikleri anlamada ve o grupların kullanım kılavuzlarını bize anlatmada Human Design eşsiz bir bilgi sağlayan bir sistemdir.

Tasarımımız hayatımızı ne ölçüde etkiliyor? Örneğin; beslenme, uyku düzeni, egzersiz biçimi bile kişinin kendi tasarıma göre mi ayarlanmalı? 

Buraya kadar anlattıklarımız buz dağının görünen yüzü, bir de buz dağının altı var ki orada PHS; Primary Health System dediğimiz çok daha derin bilgilere ulaşımımız oluyor. Diyet ve beslenmenin hayattaki refahımızın en önemli yönleri olduğu söylenir. Fakat gerçekten sağlıklı olmak için hangi yiyecekleri yememiz gerektiğini nasıl bilebiliriz? Sağlık endüstrisi, sağlıklı bir bedene sahip olmak ve doğru beslenmeyi almak için tavsiyeler ve standartlar sunup duruyor ancak bunlar sürekli değişmeye de devam ediyor ve herkes için işe yarayan bir çözüm ne yazık ki yok.

Human Design’ın PHS, diyet ve sağlığa herkesin deneyimleyebileceği farklı bir yaklaşım sunar. Herkesin farklı bir sindirim sistemine sahip olduğunu anlayarak, optimal sağlığı sağlamak için vücudun kendi “kararlılığı” olduğunu keşfedebilir.

PHS, her bireyin sağlıklı biliş için benzersiz beslenme ihtiyaçlarını anlamasına nasıl yardımcı olduğu konusundaki detaylı bilgiler sunar. Bu bilgiler bize yolculuğumuzda destek olurken strateji ve otoritemizi uyguladığımız sürece belirgin ve canlı bir şekilde kendisini gösterip hayatımıza etki edebilir. Temel okumasını yeni almış bir kişinin bilgi açlığını doyurmak için, daha Strateji otoritesini deneyimlemeden bu bilgilerle kendini doldurma çabası zihin çöplüğünden öteye gitmez.

Human Design bilgisi yavaş yavaş, sindire sindire kendini hayatlarımızda belli eder.

Human Design ile nasıl tanıştınız? Bu öğreti hayatınıza, önce ve sonrası olarak değerlendirdiğimizde, nasıl yansıdı? 

Human Design ile 5.5 sene önce çok sevdiğim bir arkadaşımın kendi rehber ve analist eğitimine başlamasıyla tanıştım. Ondan aldığım ilk okumadan sonra hayatım çok büyük ölçüde değişti. Hayata bakışım, hayatı yaşama halim hepsi bambaşka bir hale evrildi. Deneyin ilk yıllarında, yani strateji otoriteme göre yaşamaya niyet ettiğim ilk zamanlarda, biraz zorlandığımı söylemeliyim.

Zaman ilerledikçe ve değişim hücresel boyutta olmaya devam ettikçe, karar verme mekanizmamın kendiliğinden olmaya başladığını, koşullandırmalardan arınma sürecimin bu yıllarında hayatımdaki varlığını çok daha yoğun hissediyorum.

Human Design hayatıma ilk girdiğinde bu bilgiyi hemen yaymaya başladım ama rehber ve analist olma süreci adım adım kendiliğinden, cevaplar vererek belirdi hayatımda. 1/3 profilinde; araştırmacı, meraklı, hikayeler anlatmak için burada, odaklanan bir varlık olduğum için daha fazla öğrenmeye, araştırmaya ve dirençsizce bu yolculuğun içinde olmayı deneyimliyorum.

Human Design’a günlük hayatınızda ne zamanlarda ve nasıl danışıyorsunuz?  

İlk temel okumamla öğrendiğim ve kararlarımı dayandırdığım strateji ve otoritem zaten sürekli benimle. Bir Human Design profesyoneli olma yolunda aldığım temel eğitimler ve profesyonel eğitimler Strateji ve Otorite bilgisini pekiştirmek adına çok destek oldu sürecime. Bunun yanı sıra Human Design’la tanıştığım andan itibaren çok okuyorum ve bunun dışında haftalık transitleri takip ediyorum. Dünyanın programı ve içinden topluca geçtiğimiz süreç ile ilgili çok detaylı bilgi veriyor bize. Sanki içsel akışımı etkileyen havanın durumuna göz atıyorum ve böylece de hava durumunu kişisel almıyorum.

Human Design elektro manyetikleri akışını anlatan nötrino bilimine dayalı bir sistemdir. Nötrino dediğimiz ise gözle görülemeyecek derecede küçük, bilgi taşıyan atom altı parçalardır. Güneşten %70’ini aldığımız aldığımı nötrinolar bizi sürekli olarak konuşullandırıyorlar ve biz kendi özümüzü bilip, kendi akışımıza teslim olmazsak kendimizi diğerlerinden ayrıştırmak yerine dünyanın içinden geçtiği sahneyi yaşıyoruz. Bu hal de bize tatmin, huzur, başarı veya sürprizle getirmiyor.

Human Design derya deniz bir bilgi olduğu için kendini bu yoğun bilgi akışında kaybedebilme olasılığı çok olası fakat her zaman Human Design’ın temelinin Strateji ve Otorite olduğunu hatırlamalıyız. İçinde olduğumuz programa doğru bağlanma şeklimiz yani harekete geçme mekanizmamız ve doğru kararlar verme yolumuz ile yolda olmak çok değerli. Yaşamadıkça istediğin hayata kavuşmak için çalış çabala, oku, eğitim al, hayatta bir adım değişme olmayacaktır. Sadece gökyüzünün transitleri ya da alanımıza giren diğer varlıklar bizi koşullandırmıyor, kendi kendimize de ben böyleyim, ben şöyleyim diye kendimizi de çok yoğun koşullandırabiliyoruz.


Human Design’ın kurucusu Ra Uru Hu

Human Design System’inin kurucusu ve habercisidir. Ra Uru Hu 1983’te doğup büyüdüğü Kanada’dan ayrılıp, yıllarca öğretmen olarak çalıştığı İbiza adasına gider. Ocak 1987’de olağandışı bir mistik deneyim yaşar ve ardından şimdiye kadar deneyimlediklerinde çok daha üstün bir zeka olan “Ses” ile karşılaşır. Bu karşılaşma, bugün “Human Design Sistemi” olarak bilinen bu bilgi aktarımını aldığı sekiz gün ve gece sürer. 1989’da, Ses ile karşılaşmasından sonra Ra Uru Hu, yaşamının sonraki 25 yılını tüm dünyada sistemin geliştirilmesi ve öğretilmesine adar.




Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP