Uluslararası iyi yaşam platformu ve bir sosyal hareket olan Global Wellness Day‘in yaratıcısı Belgin Aksoy için iyi yaşama adanmış bir gün bile tüm yaşamı değiştirebilecek güce sahip. Zihnine, bedenine, çevresine ve doğaya aynı özenle yaklaşan Belgin’in iç dünyasına hep birlikte keşfe çıkmaya hazırlanın!
Güne nasıl başlarsın?
Her gün yeniden doğduğumuza inanırım. Güne, yeni bir sabaha daha sağlıkla gözlerimi açabilmiş olmaya şükrederek başlarım. Haftada 1 olan dinlenme günüm değilse, kardiyo ve ağırlık antrenmanından oluşan günlük sporumu yaparım. Akabinde vegan protein tozu ile birlikle kahvaltı ederim.
Duygusal olarak seni en iyi hissettiren rutinin, pratiğin ne?
Başımı kaldırıp gökyüzüne bakmak ve derin birkaç nefes almak bana kendimi hep iyi hissettirir. Çünkü yer gök yerinde ise, her şey yolundadır.
En çok kimden ve hangi şehirden ilham alıyorsun?
98 yaşında bastonsuz yürüyüp, aktif olarak çalışmalarına devam eden, Wellness dünyasının babanesi olarak bilinen Deborah Szekely bana daha yapmam gereken çok şey olduğunu her gün hatırlatıyor.
Tüm çabamıza rağmen çirkinleştiremediğimiz İstanbul’un her bir köşesi benim için ilham kaynağı.
Şu sıralar ne dinliyorsun, ne okuyorsun ve ne pişiriyorsun?
Bu günlerde İKSV’nin playlist’lerini dinliyorum.
Birkaç kitabı birlikte okuyorum şu sıralar; Malcolm Gladwell’den Blink, Charles Duhigg’den The Power of Habit ve Marcus Chown’un Atomların Dansı kitapları.
“Dolapta ne var?” yemekleri yapıyorum. Bir tarife bağlı kalmaksızın, dolaptakilerle doğaçlama yemek yapmak beni dinlendiriyor.
Gün senin için nasıl biter?
19.00 civarı ailemle birlikte yemek yiyip, akabinde melisa çayı içerim. O saatten sonra yatana kadar fazla ışık açmam. Uyumadan önce cildimi muhakkak temizler, nemlendiririm. Yastığıma lavanta damlatır, gözlerimi kapatmadan önce şükreder, tam karanlık ve çok sıcak olmayan (21 derece) odamda uykuya geçerim.
