YAZAN: BURCU ERBAŞ

Jen Gunter, kitabını yazarken yaptığı araştırmalar sonucu çok hazin verici bir durumu keşfeder: Tarih boyunca çoğu toplumda kökleri çok derine inen bir menstrüasyon utancı bulunur. Hatta o kadar ki kadınların yüzyıllar önce tuttukları günlüklerin içerisine dahi kendi regl dönemleri hakkında bir paylaşım yaptığı bulunamaz. Dünya dinlerinde “kirli”, Batı tıbbında “toksik” olarak değerlendirilen menstrüasyon, erkeklerin kadınlardan daha “üst” bir cins olduğunu savunan cinsiyetçi savı güçlendirmek için kullanılır. Kanaması olan kadınlar çoğu rutin ve ritüellerden uzaklaştırılır, mutfağa sokulmaz, o dönem kadının yaşadığı tüm duygu ve düşünceler sadece regl olduğu için ciddiye alınmaz. Menstrüasyonun kirli bir şey olduğu düşüncesi kadınların verdiği cinsiyet eşitliği, özgürlük, bireysellik savaşına çok zarar verir. Bu nedenle tüm sosyo-politik-ekonomik savlar bir yana kadınların eşitlik mücadelesinde en temel adımlardan birisi herkesin (kadınlar da dahil!) zihnindeki menstrüasyon hakkındaki mitleri düzeltmektir. Kendini bu amaca adayan başarılı jinekolog, yazar ve konuşmacı Jen Gunter katıldığı Zoe Science & Nutrition podcast’inde menstrüasyon hakkında hepimizin bilmesi gereken gerçekleri ve kadın sağlığını yükselten tavsiyelerini paylaşıyor.


Jen Gunter kimdir?

Jen Gunter, Kanada-Amerikalı bir jinekolog, New York Times gazetesinde bir köşe yazarı, Body Stuff isimli podcast’in konuşmacısı ve kadın sağlığı üzerine yoğunlaşan The Vagina Bible, Blood, The Menopause Manifesto isimli kitapların yazarıdır.

Menstrüasyon nedir?

Menstrüasyon -yani regl kanaması- menstrüasyon döngüsünün bir yan ürünüdür. İnsanların üremelerini, hamile kalabilmelerini sağlayan yegane mekanizmalardan biridir.

Kanama, uterus yani rahimden yaşanır. Memeliler dünyasında insanlar dışında menstrüasyon kanaması yaşayan tek canlılar büyük maymunlar, bazı yarasalar, dikenli fare ve fil faresidir. Birçoğumuzun regl olduklarını bildiği köpeklerde ise bu süreç uterustan değil, östrus yani vajinanın kendisinden kaynaklanır. İnsanların östrus değil de uterustan kanamasının sebebi hamilelik döneminde embriyonun inanılmaz derecede yayılmacı bir tavır izlemesidir. Kendi bedenini neredeyse bir virüs (!) gibi istila eden bu embriyodan koruyabilmek için de uterusunu kalınlaştırır. Embriyo da doğuma hazır bir bebek olabilmek için bu kalın rahim duvarını aşmaya, kan damarlarına ve oksijene ulaşmaya çalışır. Daha ilk anda, henüz bir embriyo iken yaşadığımız bu zorluk beyin gelişimimize yardımcıdır. Aynı zamanda rahmin bir görevi de embriyoların sağlıklı gelişimlerini kontrol etmek ve sıkıntılı ilerleyen durumları bedende enflamatuar bir cevap tetikleyerek uyarmaktır.

Her menstrüasyon döngümüzde bu rahim dokusunu yavaş yavaş yeniden inşa eder, hormonların salgısı yardımıyla bir süre -12-14 gün boyunca- korur, progesteron hormonunun salınımının durması ile rahim duvarını parçalamaya yani kanamaya başlarız. Kanamanın ilk günü bu nedenle menstrüasyonun da ilk günü sayılır.

Gunter’a göre menstrüasyon büyük bir orkestranın enfes bir eseri çalmasına benzer. Beynin hipotalamus bölgesi doğru hormonların doğru zamanda salgılanmasını kontrol eder. Bu esnada yumurtaları sarmalayan foliküllerin sentezlediği tüm hormonlar da beyine geri gönderilir. Bu da beynin tüm hormonların seviyelerini düzenlemesini sağlar.

Ağrılı, yoğun, şiddetli PMS semptomları yaşatan menstrüasyon normal mi?

Jen Gunter’a göre çok kanamanın yaşandığı, ağır, ağrılı, acılı regl dönemleri hiç de normal değildir! Kadınların menstrüasyon dönemlerinde şiddetli ağrıları tolere etmeleri, kötü PMS semtompları yaşamaları, hayat kalitelerini düşürmeleri gerekmemelidir.

Öte yandan menstrüasyon sancıları, günlük hayatı durduracak seviyeye erişmediğinde, menstrüasyonun önemli bir parçasıdır. Rahmin kasılması kanın akmasını ve durmasını kontrol eder. Regl sancılarının doğum sancılarına benzetilmesinin sebebi de budur. Beden kanı dışarı çıkarmak için rahme ve kan damarlarına baskı uygular, kasıp bırakır. Bu da kendini sinir bozucu, minik ağrılar ve rahatsızlıklarla gösterir. Nitekim bu kasılmaların asla gündelik aktiviteyi durduracak seviyeye gelmemesi gerekir. Bu durumda Gunter’a göre mutlaka bir jinekoloğa görünülmelidir.

Menstrüasyon ve kadın sağlığı hakkında şaşırtıcı gerçekler

  • Bir kadın ömrü boyunca 400’den fazla kere regl olur.
  • PMS sendromları tamamen önlenebilir semptomlardır.
  • Regl dönemleri kötü geçmek zorunda değildir.
  • Menstrüasyon krampları en az doğum yapmak kadar acı verici olabilir.
  • Düzenli tampon kullanımı endometriosiye neden olmaz.
  • Regl döneminde akan kan özel bir menstürasyon kanı değil, damarlarımızda akan kan ile aynıdır! Rahmi saran damarlardan gelir.
  • Menstrüasyon insan vücudunda yara bırakmadan iyileşen tek parçalanmadır.
  • Menstrüasyon sırasında kan pıhtılarının yaşanması normaldir çünkü kan pıhtılaşır! Nitekim bu kan pıhtılarının boyutunun 50 kuruşu geçmemesi gerekmektedir. Eğer daha büyük pıhtılar yaşanıyorsa mutlaka bir jinekolog ile konuşmak gerekir.
  • Kanama sırasında ortalama bir insan sadece 80 mL kan kaybeder. Gözümüze gözükenin çok daha fazla olmasının sebebi kanın servikal, vajinal akıntı ve rahmin parçalanan kısmı ile birleşmesidir.
  • Menstrüasyon dönemi sırasında bedenin günlük kalori ihtiyacı artar. Karbonhidratlar, bedene en hızlı şekilde enerji veren besin grubu olduğu için regl döneminde yaşanan tüm “yeme ataklarının” biyolojik sebebi budur.
  • Menstrüasyon ağrılarını azaltmak ve önlemekte en iyi yol daha kanama başlamadan ibuprofen, naproksen veya steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar almaktır.


Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP