Yaptıklarınızın yeterli gelmediği, sürekli geçmişe bakıp hatalarınızı tekrar ettiğiniz, “Yine aynı şeyi mi yaptım?” diye kendinize sorduğunuz zamanlar oluyor mu? Kendinizden şüphe etmenin, siz farkına varmasanız da psikolojiniz ve fiziksel sağlığınız üzerinde yorucu etkileri olabilir. Yetersizlik hissiyle birlikte gelişen kendinden şüphe etme duygusu Geleneksel Çin Tıbbı’nda kalbimizi temsil eden Shen ile yakından bağlantılı. Gelin kendinden şüphe etme duygusunun ne olduğunu, neden ortaya çıktığını ve onunla nasıl baş edebileceğimizi öğrenelim.
Kendinden şüphe etme nedir?
İnsanın dışarıdan aldığı tetikleyicilerin içsel bir sonucu olarak gelişen kendinden şüphe etme duygusu, görünüşümüz, düşüncelerimiz, fikirlerimiz, duygularımız ve inançlarımız üzerinde kendini gösterebiliyor. Kendinden şüphe etme duygusu söylediklerimize ya da hareketlerimize nasıl tepki verildiği ile bağlantılı olabiliyor. Yargılandığımızı hissettiğimizde kendimiz hakkında şüpheye ve yetersizlik duygusuna yenik düşebiliyoruz.
Geleneksel Çin Tıbbı’na göre kendinden şüphe etme duygusu nasıl ortaya çıkıyor?
Geleneksel Çin Tıbbı’na göre kendinden şüphe etme duygusu kalbin otoritesi sorgulandığında ya da görmezden gelindiğinde ortaya çıkıyor. Bu anlayışa göre 5 ruhtan biri olan Shen, vücudumuzda kalbimizi temsil eden bir ruh. Shen, dış ve iç etkileşimlerimizi birbirine bağlayan bir köprü görevi görüyor. Zihnimiz, karar verme yetimiz ve bilincimiz Shen’e bağlı bir konumda, bu yüzden Shen’in otoritesi kendimiz hakkında hissettiğimiz belirsizlik duygusu üzerinde büyük bir etkiye sahip. Farkındalığımızın sorumlusu olan Shen ayrıca, nasıl ilişkiler kurduğumuzu ve aşk, sevgi ve neşe gibi duyguları kontrol ediyor.
Neden kendimizden şüphe ediyoruz?
Erken yaşlarda, genellikle dış dünyadan gelen eleştiriler, yaşanan zorbalıklar ve aşağılanma gibi deneyimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan kendinden şüphe etme duygusu, ait hissetme duygusu ile bağlantılı. Dışlanmış, eleştiriye maruz kalmış ve yargılanmış kişiler, genellikle hayatlarında hemen her konuda kendinden şüphe etmeye eğilimli bir konumda oluyor. Aldıkları negatif eleştiriler, zihinlerinde tekrar eden zehirli bir monoloğa dönüşüyor.
Başkalarıyla bağlantı kurma ve ait hissetme ihtiyacı ağır bastığından, kişi için dışarıdan aldığı onay da önemli bir unsur haline geliyor. Sosyal medyanın hayatımızda hatırı sayılır bir alanı kaplamaya başlamasıyla dışarıdan gelen beğeni ve onaylanma ihtiyacı da artıyor. Kişi aradığı beğeniyi bulamadığında ise yetersiz hissetmeye, bunun bir sonucu olarak da kendinden şüphe etmeye başlıyor.
Kendinden şüphe etme duygusunu nasıl fark edebiliriz?
Peki kendimizden şüphelendiğimizi nasıl anlayabiliriz? Düşük öz güven ve şüphe, birbiriyle yakından bağlantılı duygular olarak karşımıza çıkıyor. Geleneksel Çin Tıbbı’nda “Qi”, sağlıklı olmak için vücudu düzenleyen enerji olarak adlandırılıyor. Kendimizden şüphe ettiğimizde ise vücut “Qi” enerjisini durgunlaştırıyor ve Shen’i engelliyor.
Vücudumuzdaki “Qi” enerjisinin daha düzenli çalışması için aklımızdaki düşüncelerin hangisini farkında olarak düşündüğümüzü, hangisini ise negatif duyguların bir sonucu olarak aklımızda tekrar ettiğimizi ayırt etmemiz gerekiyor. Kendimizi yetersiz hissettiğimiz anlarda aklımızdan geçen bu düşüncelerin farkında olmak, şüphe ile baş etmenin ilk adımı olabilir. Yetersizlik duygusu vücudunuzu sardığında, durup duygularınızı dinlemeniz ve ayırt etmeniz, şüphe duygusunun etkilerini azaltmaya ve önüne geçmeye yardımcı olabilir.
Kendinden şüphe etmenin önüne nasıl geçebiliriz?
Bu duyguyu kendimizde fark ettiysek ve dışa bağımlılık geliştirmemek, bağımsız ve güçlü olmak istiyorsak ne yapmalıyız? İçsel monoloğumuzu kontrol altına almak ve şüphe duygusunu yenmek için bazı önerileri sizler için derledik.
Kendinizi dinleyin.
Duygularımızı farkında olarak hissetmek şüphe duygusunu yenmek için önemli bir unsurdur. Etrafımızda birçok uyaran olduğunda içsel dünyamıza odaklanmamız zorlaşabilir, kendimizi dış dünyaya bağlı bir halde ve kendimizden şüphe ederken bulabiliriz. Dış dünyadaki yer edinme çabamızı bir kenara bırakıp kendimizi dinlememiz, olduğumuz insanı kabul etmemiz, şüphe duygusunu azaltmaya yardımcı olacaktır.
Doğrularınızdan vazgeçmeyin.
Çevremizde yer bulmak ve bir yere ait hissetmek uğruna kendi doğrularımız ve inançlarımızdan vazgeçecek duruma düşebiliriz. Böyle durumlarda ses çıkarmak ve onları savunmak, kendimize olan güveni artırabilir ve dış dünyadan gelen eleştirilere karşı bağışıklık kazanmamıza yardım edebilir. Kendimizi veya doğrumuzu savunduğumuzda aslında içimizde de bir kabulleniş ortaya çıkıyor. Öz güven duygumuzu artırdıkça, kendinden şüphe etme duygusu da azalacaktır.
Risk alın.
Ait hissetmek ve bir yere uymak aynı şeyler değildir. Çevremizdeki beğeni ve onay ihtiyacı ile birlikte bu iki tanım birbirine karışabiliyor. Kalbimizde bizi iyi hissettiren yer ait olduğumuz yerdir; bir yere uymak ise bazen değiştirdiğimiz ve oraya uygun bir hale getirdiğimiz halimizle katıldığımız yerdir. Dış dünyaya elbette uyacağımız yerler olacaktır fakat uymama riskini de almamız gerekiyor. Bir yere uymadığımızda kendinden şüphe etme duygusu kendini belli edebilir. “Ben yetersiz miyim?”, “Ne eksiğim var?” veya “Neden uygun değilim?” gibi sorular kafamızı kurcalayabilir. Uymama riskini aldığınızda nereye ait olup olmadığınızı bulmak kolaylaşırken, içsel farkındalığınız da artacaktır.
Onay için dışarıya yöneldiğinizde bunu fark edin.
Şüphe duygusunun bir kaynağı olan onay ihtiyacını genellikle dış dünyadan karşılarız. Kendimizi kabul etmiş olsak bile, bazen bu ihtiyacı karşılamak için dış dünyaya bağlı kalabiliriz. Böyle durumlarda bu yönelimin farkına varmak, kendinden şüphe etme duygusunun önüne geçmemiz için bir yol olacaktır.
Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz!