Yaz aylarının gelmesiyle birlikte en çok ihtiyaç duyduğumuz ürünlerden biri güneş koruma kremleri. Ancak her yıl değişen trendlere, ürünlere ve içeriklere yetişmek bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Bu yüzden yüzümüze uygun en iyi korunmanın ve sonrasında onu arındırmanın ne olduğunu bilmek, işimizi bir nebze daha kolaylaştırıyor.

Yaptığım araştırmalar sonucunda, kozmetik ve dermo kozmetik markaların güneş koruması içeren doğal bir ürününün henüz olmadığını keşfettim. Birçok aromaterapist ve eczacı ile görüşerek bu konu ile ilgili ufak çaplı araştırmalar yaptım. Bazı aromaterapi yağlarının çok ufak SPF içerdiğini ve bunun yaz güneşinden korunmak için yetersiz kaldığını öğrendim. Bu nedenle yine en az kimyasal içeriğe sahip, dermo kozmetik markalara mecburen yönelmek zorunda kaldım.

Marka adından bağımsız olarak, en iyi güneş kremi nasıl seçilmeli, seçerken nelere dikkat etmeli konularına dair hazırladığım bu pratik kılavuz sayesinde, bu yazı lekesiz ve güneşin zararlı ışınlarından korunmuş olarak geçirebilirsiniz. Öyleyse gelin birlikte ürün alırken dikkat etmemiz gerekenler, kullanım sıklığı ve güneş sonrası yapmamız gerekenleri listeleyelim.

UVA, UVB ve UVC nedir?

UV ışınları, ozon tabakası tarafından emilir ve küçük bir kısmı dünyaya ulaşır. Ulaşan ışınlar dalga boyuna göre farklılık göstererek 3 sınıfta toplanır. Dalga boyu uzunluğuna göre derinin altına inme kabiliyeti artar.

UVA güneş ışınları, cildin epidermis katmanını aşıp dermis katmanına ulaşan ve zararlı etkileri olan güneş ışınlarıdır. Dünya yüzeyine gelen UV ışınlarının yaklaşık yüzde 95’ini UVA ışınları oluşturur. Cildin alt tabakalarında bozulmaya neden olmasına rağmen, UVB ışınlarından daha zararsızdır. Uzun süreli maruz kalınması halinde ciltte irritasyon yaratması mümkündür.

UVB, fizyolojik olarak UVA’dan binlerce kat daha zararlıdır. Cildin epidermis tabakasına etki eder ve renk bozulması, cilt bronzlaşması, cilt yaşlanması ve kontrolsüz maruz kalma sonucu cilt kanserine neden olabilir.

Kanserojen etkiye sahip olan UVC ışınları, stratosfer tarafından emildiği için dünyaya ulaşamaz ve tehlike oluşturamaz.

Bu nedenle, güneş koruma kremlerinizde özellikle UVA ve UVB koruma olmasına dikkat etmelisiniz. Cildin alt ve üst katmanını koruyan kremler, güneşin kanserojen etkisini en aza indirecektir. Güneş koruma kremi tercih ederken özellikle ciltte ağırlık ve fazla yağlanma yapmayacak ürünleri kullanmaya çalışabilirsiniz. Güneşten korunmaya çalışırken cildimizi bozmak istemeyiz.

SPF (“Sun Protection Factor”) güneş kreminin etkinlik süresini değil koruma yüzdesini değiştiriyor. 30 faktörlü güneş kremleri yüzde 95, 50 faktör güneş kremleri ise yüzde 97 oranında koruma sağlıyor. Bu nedenle, kullandığınız ürünün tercihen en az SPF 50 olmasına dikkat ederek güneşe çıkmadan 30 dakika önce ürünü uygulayabilirsiniz. Ayrıca her 2 saatte bir kremi tazeleyerek kesintisiz bir koruma kalkanı oluşturabilirsiniz.

Sadece krem ile değil, şapka gözlük ve cildi koruyan giysiler ile mutlaka güneşten korunmalı ve saat 11:00 ile 15:00 arası güneşin en kızgın ve yakıcı olduğu saatlerde dışarıda bulunmamaya özen göstermelisiniz.

Toparlamak gerekirse, güneş kreminizin UVA ve UVB koruması olan, en az 50 faktörlü ve cilt tipinize uygun yapıda olmasına dikkat edin.

Güneş sonrası yapılacaklar

Sağlıklı bir şekilde güneşten korunduktan sonra mutlaka cildinizi temizlemeniz gerekir. Koruyucu kremler yoğun içerikler olduğu için gözeneklerde birikme yapar ve doğru temizlenmemesi durumunda, siyah nokta, akne, cilt donuklaşması ve canlılığının yitirilmesine neden olurlar. Bu nedenle, güneş sonrası cildinizi ve gözeneklerinizi arındırmalısınız. Ben güneş sonrası duşta, cildimi hırpalamayan hassas yapılı bir yıkama jeli ve FOREO LUNA 2 ile yüzümü temizlemeyi tercih ediyorum.

Çünkü cildi tamamen arındırıp kalan kremi gözeneklerimden temizliyor. Ardından yaptığım yatıştırıcı uygulamalar da temiz gözeneklerim dolayısıyla daha yüksek performans gösteriyor.

Güneşin ciltte bıraktığı hasarlardan biri de kuruluktur. Bu nedenle bol bol nemlendirerek cildinizin çatlamasını ve doğal nemini kaybetmesini önlemeye özen gösterin. Güneş sonrası cildinizi yatıştırmak ve nemlendirmek için, aloe vera jel veya tatlı badem yağı kullanabilirsiniz.

Ayrıca, özel yağ karışımlarınız veya nemlendiricileriniz varsa mutlaka bu ürünleri cildinize uygulamayı unutmayın. Kullandığınız cilt yağını masaj yaparak uygulamanız, kan dolaşımını arttırıp cilt hücrelerini harekete geçirdiği için daha etkili olacaktır.

Ben LUNA 2’nin anti aging masaj başlığı ile yağı yüzüme yedirmeyi seviyorum. Masaj yapmak cildin daha hızlı nemlenmesini ve yatışmasını sağlayacaktır. Bu nedenle ihmal etmemekte fayda var.

Keyifli ve mutlu günler, iyi tatiller dilerim.



Simge Kamacı

1991 yılında, Ankara’da doğdu. 2014 yılında, lisans eğitimini burslu olarak girdiği Başkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. Mezun olduktan sonra, inşaat sektöründe hizmet veren Rönesans Holding bünyesinde 2,5 yıl çalıştı. Eğitim hayatı boyunca özellikle kimya derslerine fazlasıyla ilgi duydu. Kozmetik ve bakıma olan ilgisini, kimyaya, tepkimelere ve bileşimlere olan ilgisi...



BLOOM SHOP