Güzel bir eviniz, arabanız, işiniz ve yolunda giden bir ilişkiniz var ancak yine de yaşamınızda bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyor ve yeteri kadar mutlu olamıyorsunuz. Elinizdekilerin kıymetini bildiğiniz de bir gerçek. Peki öyleyse bu mutsuzluğun kaynağı ne olabilir?

1. Geçmişte ya da gelecekte mi yaşıyorsunuz?

Geçmişte yaşadığınız “güzel günleri” anıyor ve o günlere geri dönmek istiyorsanız, kendinizi mutsuz etmek için uğraşıyorsunuz demektir. Belki de hayalini kurduğunuz güzel günlerin “bir gün” mutlaka gerçek olacağını düşünerek zamanınızı geçiriyorsunuz. Bu da mutsuzluk kaynağı olabilir. Geçmişi ve geleceği bir kenara bırakıp şimdi, hemen, şu an mutlu olmayı deneyebilirsiniz. Kendinizi geçmişi ya da geleceği düşünürken yakalarsanız hemen bu düşüncelerden vazgeçmeniz gerektiğini hatırlayın ve anı yaşayın.

2. Eleştirilere ve değer yargılarına fazla mı önem veriyorsunuz?

“İnsanlar hakkımda ne düşünüyor? Ben yeterince iyi değilim! Arkadaşımın giydiği şu kıyafet ona hiç yakışmamış, kendisi bunun farkında değil mi acaba?” Bu cümleler sizin için anlamlıysa, çevrenizdekilerin bakış açısına ve eleştirilerine fazla önem veriyor ve başkalarını da aynı şekilde eleştiriyorsunuz demektir.

Kendinize şunları sorun: “İyi olmadığınızı neye göre değerlendiriyorsunuz? Kriterleriniz başkaları mı? Çalışma arkadaşınızın giydiği kıyafet sizi neden bu kadar ilgilendiriyor? İlgilendirmeli mi?” En iyisi ne kendinizi eleştirin ne de başkalarını… Bırakın herkes dilediği gibi özgürce yaşasın. Herkes aynı olsaydı dünya sıkıcı bir yer olmaz mıydı?

3. Mutluluğun maddiyat ile geldiğine mi inanıyorsunuz?

“Bir arabam olursa mutlu olurum ya da bir evim olsa çok mutlu olurdum” gibi cümleler kuruyorsanız maddiyat ve çevrenizdeki eşyalarla mutlu olmaya çabalıyorsunuz demektir. Zengin, ünlü ve başarılı biri olup herkesten çok daha iyi bir yaşam sürmemiz gerektiği fikri egomuzun eseridir. Evet, iyi bir arabamızın ve kendimize ait bir evimizin olması yaşam kalitemizi yükseltir, hayatımızı kolaylaştırır ancak bunlar mutlu olmak için gerçekten gerekli değildir. Yaşamın kendisi gerçek bir mutluluk kaynağıdır. Var olmak ve yaşamı sürdürmek için seçtiğimiz yol bizi mutluluğa götürür, bir çift marka ayakkabı değil…

4. Verdiklerinizden çok aldıklarınıza mı odaklanıyorsunuz?

Yaptıklarınızdan, ürettiklerinizden ve verdiklerinizden çok aldıklarınıza odaklanarak yaşıyorsanız bu bir mutsuzluk kaynağı olabilir. Örneğin iş yerinde yaptığınız başarılı çalışmaları düşünerek kendinizle gurur duymanız ve ürettiklerinizden mutlu olmanız yerine aldığınız maaşı düşünerek “Neden daha fazla kazanmıyorum?” diye kendinizi yıpratıyorsanız, yanlış yoldasınız demektir. Hemen şimdi sahip olduklarınız ve üretebildikleriniz için kendinizi mutlu ve başarılı hissederek değişim için bir adım atabilirsiniz.

5. Olumsuz duygularınızı öteliyor musunuz?

Kendi kendine iyi olmak, kişisel gelişim ve benzeri alanlarda var olan mevcut inanışların hepsini anlayışla karşılıyor ve olumsuz duygularınızı ötelemeye çalışıyorsunuz. Kendinizi iyileştirmek ve geliştirmek için onları ötelemek, yok saymak ne kadar doğru? Yaşam döngüsü içinde hepimizin yaraları var. Bu yüzden hepimiz mutlu olmak için çabalayabiliriz.

Mutlu olmak için yapabileceklerimizi üç adımda sıraladık:

1. Her zaman gelişme göstermeliyiz. Gerçek olan; istediğimiz her şeyin birden bire gerçekleşemeyeceği. İşimizi büyütmek ya da yaşam standartlarımızı yükseltmek istiyorsak kendimizi geliştirmeye devam etmeliyiz.

2. Gerçekler ile beklentilerimiz arasında uçurumlar olmamalı. Aksi halde bu durum bizlere yetersizlik duygusu aşılar. Olumsuz bir bakış açısına sahip olmak da mutluluk peşinde koşan insanların en son isteyeceği şeydir.

3. Gerçek ile zannedilen gerçek arasındaki farkı görebilmeliyiz. Gördüklerimiz gerçeğin ta kendisi olmayabilir, sosyal medyada tanık olduklarımız gibi… Burada tek yapmamız gereken her olguyu, durumu ve dünyanın geri kalanını olduğu gibi kabul etmek ve kimseyle kıyaslamadan yalnızca kendi hayatımıza odaklanmak.

Unutmayın ki herkes ağlar, ilişkiler yaşar, ayrılır, sevdiklerini kaybeder, yalnız kalır, güler, zaman zaman keyifsiz olur, üzülür ama bazen de sevinç çığlıkları atmak ister. Var olan tüm bu duygular ve durumlar insanlara aittir ve olağandır. Öncelikle bunu kabul etmeli ve olumsuz duygularınızı da benimseyerek onların üstesinden gelmelisiniz. Olumsuz duyguları öteleyip halının altına süpürmek mutsuzluğu sürdürmekten başka bir işe yaramaz. Karanlık olmasaydı aydınlık olur muydu sizce? Gece olmasaydı gündüz olur muydu?






BLOOM SHOP