Başaramadığımız şeyler için sık sık kendimizi suçluyor ya da yaptığımız hatalar için kendimize psikolojik cezalandırmalar uyguluyor olabiliriz. Ufak tefek de olsa bu suçlamalar ve cezalandırmalar, hemen hemen hepimizin pek çok kez kendini maruz bıraktığı durumlardan yalnızca birkaçı. Oysa ki bedenimizi, ruhumuzu, kararlarımızı ve eylemlerimizi sevmek sandığımız kadar zor değil.
Öz sevgi, hayatımızda pek çok olumlu etki uyandırarak bizi daha mutlu bireyler haline getirmeye olanak sağlıyor. Kişi kendini sevdiğinde ve kabullendiğinde hayatında daha az stres, depresyon, kaygı olduğunu keşfediyor. Azalan olumsuz duyguların yerini iyimserlik, kararlılık, mutluluk ve sosyallik gibi olumlu duygular alıyor.
Öz sevgiyi oluşturan ve aynı zamanda öz sevgiden gelişen, birbiriyle bağlantılı üç önemli esas var.
1. Farkındalık geliştirme
Çevresini ve kendini yargılamayan, olumsuz düşüncelerin yerine olumlu düşünceleri koyan, bardağın dolu tarafından bakan bir düşünce sistemi; yaşanan olay veya durumlarla ilgili farkındalığın artmasına yardımcı olur.
Artan farkındalık sayesinde pek çok durumun iç yüzünü ve esas sebebini anlamak kolaylaşır. Böylece verilen tepkiler, yanlış anlaşılmalar veya iletişim problemleri ortadan kalkmış olur.
2. Kendine iyi davranma
Hem fiziksel hem de ruhsal olarak öncelikle insanın kendine iyi davranması, mutluluğu garantileyen en önemli kurallardan bir tanesi. Sağlıklı beslenme, sağlıklı koşullar altında barınma, mutlu hissettiren eylem ve aktivitelerde bulunma gibi davranışlar kendini önemseyen bir bireyin davranışlarını oluşturur.
3. Çevreye iyi davranma
İyi bir insan olmak, insanın hem kendisine hem de çevresine iyi davranmasıyla gerçekleşir. Çevremizdeki insanlara, hayvanlara, doğaya olabildiğince yardımsever ve ilgili davrandığımızda hem onları hem kendimizi mutlu ederek öz sevgi motivasyonunu geliştirmeye katkıda bulunuruz.
Bazen öz sevgiyi hatırlamak, bu kuralları uygulamak ve bahsedilen konularla ilgili pozitif düşünceler geliştirmek kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda problemin ve negatif hissin daha derinine inmek gerekebilir.
Kendini sevmenin 5 yöntemi
1. İçinde bulunduğunuz stresli durumu keşfedin
Tam olarak canınızı sıkan durumun ne olduğunu belki bilemeseniz veya bunu düşünmek istemeseniz de sizi bu psikolojiye getiren etkenleri az çok tahmin edebilirsiniz. Stresli ve üzgün olduğunuzu kabullenip bu duyguyu itmek ya da inkar etmek yerine onu tanımayı denemeye ne dersiniz?
2. Durumları farklı açılardan değerlendirin
Kendinizi bilerek ya da bilmeyerek içinde tuttuğunuz stresli ruh halini çok sevdiğiniz birinin deneyimlediğini düşünün. Onun için ne hissediyorsunuz? Kendi kötü anılarınızı/hikayelerinizi başkalarının başından geçen bir hikayeymiş gibi tekrar değerlendirdiğinizde olaya bakış açınız nasıl oluyor? Objektif olmayı deneyerek kendi omuzlarınıza yüklediğiniz ağırlıklardan kurtulabilirsiniz.
3. Herkesin kötü deneyimler yaşayabildiğini hatırlayın
Dünya üzerinde çok fazla sayıda insan her gün farklı sıkıntılar ve problemlerle karşı karşıya kalıyor ve herkes zaman zaman kendini mutsuz hissediyor. Öz sevgiyi, kendi değerini, mutlu anlarını zaman zaman pek çok kişi unutabiliyor. Yalnız olmadığınızı, konuşabileceğiniz birileri olduğunu, içinde bulunduğunuz durumun pek çok insanın başından geçmiş olabileceğini unutmayın.
4. Kendinizle konuşun, kendinizin yaşam koçu olun
Kendinize yalan söyleyemeyeceğiniz için kendi kendinize yarattığınız aşırılıkları veya geçiştirmeleri en iyi siz fark edebilirsiniz. Bu nedenle hatalı bulduğunuz düşünce ve davranışları da en iyi kendiniz çözebilirsiniz. Değişmek zaman ister ve belirli bir süreci gerektirir. Kendiniz için pozitif bir rota keşfederek o rotada ilerlemek için ayağı kalkmayı deneyin ve pes etmeyin.
5. Değerli olduğunuzu hatırlayın
Olumsuzluklara ve başarısızlıklara takılarak kendinize haksızlık etmeyin. Başardığınız ve başaracağınız pek çok şey olduğunu, hayatın devam ettiğini ve güzelliklerle dolu olduğunu kendinize sık sık hatırlatmayı unutmayın. İnsanın kendi kendisiyle arkadaş olması, kendine dürüst davranması, kendini sevmesi ve kabullenmesinden daha büyük bir kişisel farkındalık yoktur.