YAZAN: DİLAN GÜNAÇTI
In partnership with Wings

Padel, 1969’da Meksika’da ortaya çıkan ve tenis ile squash’ın bir karışımı olarak nitelendirilen bir spor dalı. Küçük alanlarda oynanabilmesi, her yaşa uygun olması ve sosyal etkileşimi teşvik etmesi ise onu günümüzün en popüler sporlarından biri haline getirmiş durumda. Kısa sürede şehir topluluklarının favorisi haline gelen padel, yalnızca bir spor değil aynı zamanda modern yaşamın yeni sosyal ritimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Padeli yakından tanıyalım!


Padel nedir?

Padel, squash ve tenis karışımı olarak tanımlayabileceğimiz bir raket sporudur. Squash gibi kapalı bir alanda oynansa da kuralları tenis ile benzerlik gösterir. Nispeten yeni bir spor dalı olarak tanımlayabileceğimiz padel, 1969’da Enrique Corcuera tarafından Meksika’da yaratılmış ve 1974’te İspanya’ya yayılmıştır. 

Padel, tenis kortunun yaklaşık üçte biri büyüklüğünde, cam duvarlara sahip kapalı bir kortta oynanır. Her biri iki oyuncudan oluşan iki takım, topa raketleri ile vurarak rekabet ederler. Padel raketleri, tenis raketinden farklı olarak kısa ve deliklidir. Korttaki duvarlar ise oyuna dahil edilen önemli bir parçadır. Padel kortlarına yaklaştığınızda, cam duvarların arkasında yankılanan top seslerini duyabilirsiniz. Oyunun dinamizmi, yalnızca oyunları değil izleyicileri de etkisi altına alarak padelin ilgi uyandıran bir sosyal deneyime dönüşmesine yardımcı oluyor.

Ortaya çıktığı günden bu yana İspanya ve Güney Amerika başta olmak üzere birçok ülkede popülerleşen padel, geçtiğimiz beş yıl içerisinde dünya genelinde de hızla yayıldı. 2021 ile 2024 yılları arasında toplam kort sayısını yüzde 240 artırarak bugün doksandan fazla ülkede oynanıyor.

Günümüzün sosyal sporu

Padelin sosyal bir spor olarak tanımlanmasının en büyük nedenlerinden biri çiftler halinde oynanmasıdır. Ekip oyununu merkezine alarak yalnızca fiziksel değil zihinsel sağlığı da destekler. Oyunun kuralları sebebiyle servisin alttan atılması ve top hızının oyun boyunca daha yavaş olması ise yeni başlayanlar ve farklı yaş grupları için öğrenme ve oyuna adapte olma sürecini kolaylaştırıyor. 

Kapsayıcı yapısı sayesinde, sahada deneyimli bir oyuncuyla ilk kez raket tutan biri yan yana keyifle oynayabiliyor. Bu da oyunu daha “topluluk odaklı” kılıyor. Padelin sosyal kazanımlarını, popülerliğinin arkasındaki en önemli nedenlerden biri olarak sayabiliriz. Birlikte geçirilen pozitif deneyim, farklı kişiler arasında aidiyet, bağ ve topluluk duygusu yaratıyor. Kısacası, padel oynarken yalnızca hareket etmiyor aynı zamanda bir topluluğun parçası oluyorsunuz.

Padel ve şehir yaşamı 

Metropol hayatını sınırlı alan, yoğun bir tempo ve kısıtlı serbest zaman ile tanımlayabiliriz. Şehirde aynı anda hem bedeninizi hareket ettirebileceğiniz hem de sosyalleşebileceğiniz aktiviteler, altın değerindedir. Bu açıdan da padel kulüpleri oldukça caziptir. Padelin tenise kıyasla çok daha küçük bir alana ihtiyaç duyması, şehirdeki alan sorununa da pratik bir çözüm sunar. 

Zamanın yetersizliği aynı zamanda şehir sakinlerini fit bir yaşam tarzını genellikle uzun saatler ayırmadan veya ağır antrenmanlar yapmadan sürdürmeye iter. Padel, fiziksel olarak daha az talepkar bir yapıya sahip olmasına rağmen oldukça etkili bir kardiyodur. Tüm vücudu çalıştırdığı için kardiyovasküler sağlığı desteklerken çeviklik ve koordinasyonu da geliştirmeye yardımcı olur. Nispeten düşük etkili yapısı sayesinde daha az kondisyon seviyesine sahip kişiler için de uygun bir seçenek olur. Yoğun iş temposunun ardından arkadaşlarınızla kortta buluşmak, hem zihni boşaltan hem de keyif veren bir kaçış alanı sunar.

Padeli bu kadar prestijli yapan nedir?

Eğlenceli, sosyal ve öğrenmesi kolay olmasının yanı sıra padel son yıllarda aynı zamanda bir statü göstergesi olarak da öne çıkıyor. Bu algının sebeplerinin başında ise padel oynamanın görece yüksek maliyeti geliyor. Kulüplere üye olma zorunluluğu, kort kiralama ücretleri, ekipman ihtiyacı ve özel dersler gibi unsurlar, toplam maliyeti yükselten faktörlerden yalnızca birkaçı.

Fakat sorun yalnızca maliyet değil. Padel’in “lüks” bir spor olarak görülmesinin nedenlerinden bir diğeri, artan taleplere karşılığın bulunamaması. Popülerliği hızla artan bu sporu oynamak isteyen kişi sayısı yüksek olmasına rağmen kort sayısı çoğu lokasyonda yetersiz kalıyor. Bu durumda kort kiralama fiyatları artarken, kortlara rezervasyon yaptırmak bir o kadar zorlaşıyor. İşte bu yüzden, padel kortu bulunan özel üyelik kulüpleri giderek cazip bir sosyal merkez haline geliyor.

Padel kulüplerinin yükselişi

Padel sporunun son yıllarda hızla popülerleşmesi, bu spora yatırım yapan kulüpleri de aynı zamanda bir trend öncüsü haline getiriyor. Bu yükselen spora olan talebin karşılanamadığı noktada padel kortuna sahip olan özel üyelik kulüpleri, padelin sosyal ve eğlenceli doğasını kulüp deneyimini zenginleştiren bir unsur olarak kullanmaya başlıyor. 

Üyeler bu ekip sporu sayesinde yeni ilişkiler kurmaya başladığı için kulüpte geçirdikleri zamanı da artırmış oluyorlar. Kısacası, padel yalnızca kortta değil kulüp kafelerinde, soyunma odalarında ve sosyal alanlarda da yeni bağların kurulmasına vesile oluyor.

Fiziksel aktiviteyi sosyal etkileşimle birleştiren bu spor, modern yaşamın yükselen wellness trendleriyle birebir örtüşüyor. Yüksek maliyetleri ve henüz sınırlı alanının bulunması onu günümüzde herkes tarafından erişilmesi güç bir lükse çevirse de padel hem fiziksel sağlığı desteklemesi hem de yarattığı pozitif deneyimle modern bir yaşam tarzı alternatifi sunuyor.

Yoğun şehir temposunu göz önüne aldığımızda, padelin tüm dünyada olduğu gibi İstanbul’da da popüler bir spor dalı haline gelmesi bir rastlantı değil. Birçoğumuz sporu ve hareketi hayatımıza fiziksel sağlık için entegre ederken padel sosyalleşmek ve nefes alabilmek için oyuncularına yeni pencereler açıyor. Sporu bir antrenman veya profesyonel bir tutku olmaktan çıkararak kapsayıcı doğası ile oyun oynamanın çok daha eforsuz ve şehirli hayat tarzı ile bütünleşmiş bir alternatifini sunuyor. Bu bağlamda padeli sadece yükselen bir trend değil, gelecekte sporun sosyal wellbeing ile ne kadar örtüşeceğini fark etmemizi sağlayan bir yaşam stili olarak görmek mümkün.


Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz!



Dilan Günaçtı

1998 yılında İzmir’de doğan Dilan, lisede Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nda eğitim gördü, lisansını ise Koç Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi üzerine yaptı. Pandemi ile birlikte kişisel gelişim ve meditasyona yönelirken, David Cornwell’den Mindfulness eğitimi alarak bilinçli farkındalık pratiği ve nefes teknikleri üzerine araştırmalarına devam etti. Editör olarak çeşitli...



BLOOM SHOP