Gözler hayati duyu organlarımızdan biridir ve günlük aktivitelerimizden doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenirler. Uzak, yakın ve orta mesafelerdeki görüş kalitesi; başta uyum (akomodasyon) mekanizmaları olmak üzere göz yüzeyinin ve kaslarının birlikte çalışması ile mümkündür. Günümüzde dijital ve dinamik yaşam içerisinde gözlerimizi yoran etkenleri bilmek ve göz sağlığımız ile ilgili farkındalığımızı arttırmak hayat kalitemizi de arttırır. Koç Üniversitesi Göz Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Murat Hasanreisoğlu göz yorgunluğu hakkında hepimizin dikkat etmesi gerekenleri ve göz sağlığını destekleyecek önerileri paylaştı!
Dijital göz yorgunluğu: Semptomları nedir, neden yaşanır, nasıl iyileştirilir?
Günümüzde dijital göz yorgunluğu sendromu olarak adlandırılan bu durum, her yaş grubunda görsel rahatsızlık ve oküler yüzey bozukluklarına bağlı şikayetlerle karakterizedir. Gözlerde sulanma, yorgunluk, yanma hissi, kızarıklık, görmede bulanıklık ve çift görme gibi şikayetler oldukça yaygın görülür. Ekran maruziyeti ile birlikte göz hastalıkları dışında boyun ağrısı, yorgunluk ve baş ağrısının görülme sıklığı da artıyor. Gelişmiş ülkelerde tüm yaş gruplarında, özellikle mobil sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile dijital cihazlarla etkileşim de fazlalaşıyor. Dijital göz yorgunluğu semptomlarının görülme sıklığı, farklı çalışmalarda %25 – %93 aralığında gösteriliyor.
Dijital göz yorgunluğu sendromunda ortaya çıkan göz şikayetleri üç temel mekanizma ile oluşuyor. Bunlar sırası ile oküler yüzey sıkıntıları, ekstraoküler ve akomodatif sorunlar olarak sıralanabilir. Bu mekanizmalar arasında en sık gözlenen ve hissedilen oküler yüzey sorunlarına bağlı oluşan göz kuruması, batma, yanma, kızarıklık, kaşıntı hissi ve gözlerde yorgunluk oluyor. Şikayetler ekran kullanımı esnasında veya sonrasında gözlenebiliyor. Tüm bu oküler yüzey şikayetleri; göz kırpma sayısının azalması, bilgisayar ekranına bakış esnasında palpebral açıklığın süresinin uzamasıyla açıkta kalan kornea alanının artması, kontakt lens kullanımı öyküsü, ofis ortamı, yaşa bağlı gözyaşı üretimi ve dağılımı problemleri, göz kuruluğu yapabilecek ilaç kullanımları ve sistemik hastalıklar gibi nedenlerle ortaya çıkıyor.
Dijital ekran kullanımında göz kuruluğunun artmasının en önemli nedenlerinden biri kırpma sayısındaki azalmadır. Kırpma refleksi gözyaşının oküler yüzey üzerinde düzenli bir şekilde yayılmasını sağlar ve göz kuruluğunu önlemede önemli bir faktördür. Birçok çalışma, bilgisayar kullanımı sırasında kırpma sayısında (3.6-11.6 kırpma / dakika) normal zamanlara göre (17-26 kırpma / dakika) anlamlı oranda azalma olduğunu gösteriyor.
Kontakt lens kullanımının genç erişkin yaş grubunda daha sık olduğu biliniyor. Kontakt lens kullanımı da gözyaşı film tabakasında incelme ve lens ile oküler yüzey arası sürtünme etkisi nedeniyle tek başına göz kuruluğu için önemli bir risk faktörüdür.
Göz yorgunluğunda akomodasyona dikkat
Yakındaki cismi net görebilmek için akomodasyon ve konverjans (içe bakış) kapasitesinin yeterli olması gerekir. Akomodasyon yakındaki bir cismi net görmemizi sağlayan uyum değişikliklerine denir. Lens elastikiyetinin yaşla azalması ile beraber akomodasyon mekanizması da zayıflar. 40 yaşından sonra insanlarda doğal bir süreç olarak akomodasyon azalır, yetersiz olmaya başlar ve 60 yaşlarında neredeyse tam yetersizlik görülür. Bu duruma presbiyopi (yaşa bağlı yakın görme bozukluğu) adı verilir. Akomodasyonu yetersiz olan bireyler bilgisayar monitöründeki objelere ve/veya uzaktaki cisimlere bakarken kısa veya uzun süreli geçici bir bulanıklık yaşar. Uzun süre yakına, bilgisayar ekranına odaklanmaya çalışan bireylerde akomodasyon yetersizliği mevcut ise bu zorlama durumu gözlerde yorgunluk hissine ve baş ağrılarına neden olabilir. Ekran – göz mesafesi, ekran çözünürlüğü, monitör büyüklüğü, görüş açısı, ortam aydınlatması ve mola vererek çalışmak önemlidir. Gözlere çok yakın bilgisayar, tablet veya cep telefonu kullanımı, artmış bir akomodasyon ihtiyacına yol açarak siliyer kasların fazla çalışmasına sebep olur. Bu durum da gözlerde yorulma, şakak ve baş ağrısı gibi semptomların ortaya çıkmasına yol açar.
Mavi ışıklar göz sağlığını etkiler mi?
Ayrıca uzun süreli ekran maruziyetinin göz sağlığını hatta vücut metabolizmasını tehdit ettiği başka bir nokta mavi dalga boyu ışıktır. Bilgisayarlar dahil modern dijital cihazlar, tabletler ve akıllı telefonlar 450 ila 495 nm dalga boyunda görünür yüksek enerjili ışın yayar. Mavi dalga boyu ışığın fotoreseptör hücre hasarı, katarakt gelişimi, glokom gelişimi için risk oluşturduğunu bildiren çalışmalar bulunuyor. (20-21) Mavi dalga boyu ışığa uzun süreler maruz kalmak melatonin salınımını etkileyerek uyku, uyanıklık döngüsü ve iştahı etkileyebilir. Çocuklarda kontrolsüz ekran teması sadece göz sağlığına değil; büyüme gelişme problemlerine, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozuklukları ve asosyalleşmeye de neden olabilir. Bu nedenle özellikle büyüme-gelişme çağında olan çocukların ekran temaslarının kısıtlanması gerekir.
Göz sağlığı için öneriler
Yaş, cinsiyet, çalışma ortamı (aydınlatma ve klimatizasyon), göz ameliyatı ya da kontakt lens kullanım hikayesi, ek sistemik hastalıkların varlığı, ekran karşısında geçirilen günlük süre, çalışma rutininde mola sıklığı, beslenme ve uyku düzeni göz sağlığını etkileyen faktörlerdir. Bireyin göz sağlığını etkileyen faktörler çevresel ve bireysel olarak sınıflandırılabilir.
Çevresel faktörlerin başında çalışma ortamı koşulları yer alır. Ofis ortamlarının genellikle düşük nem içermesi, havalandırma fanlarının yoğunluğu ve özellikleri, havadaki toz partiküllerinin yoğunluğu kuru göz hastalığını tetikleyebilir. Ekrana uzaklık, görüntü netliği, ekran çözünürlüğü, yazıların okunabilirliği ve monitörün büyüklüğü, göz şikayetlerini etkileyen faktörler arasındadır. Sonuç olarak, odaklanma esnasında daha büyük bir oküler yüzey alanının açıkta kalması gözyaşı filminin buharlaşmasını arttırır. Sağlıklı göz kırpma hareketinin önemini vurgulamak gerekir. Normalde dakikada 12 -16 kez göz kırpan bireyler, ekran karşısında yaklaşık 6-8 kez göz kırpar. Konsantre bakış durumunda göz kırpmanın sadece sayısı değil kalitesi de azalır. Kapak kenarları birbirine tam temas etmeden gerçekleştirilen kırpma hareketi oküler yüzeyin tamamının gözyaşı ile temasına engel olmaktadır. Ekran karşısında çalışan bireylerde 20’ler kuralı göz yüzeyini korumada etkili olabilir: 20 dakikada bir, 20 saniye kadar, 20 feet (yaklaşık 6 m) uzağa bakmak hem oküler yüzeyi hem de yakına odaklanırken çalışan göz kaslarımızı dinlendirecektir.
Bireysel faktörlere bakacak olursak, çalışanların gözlük muayenelerinin doğru yapılması, ihtiyaç duyulan gözlüğün kullanımı ve özellikle presbiyopik yaş gruplarında uygun düzeltmenin yapıldıktan sonra ekranın kullanılması, astenopik şikayetleri önlemede anlamlıdır. Göz kuruluğuna neden olabilecek sistemik bir hastalık varlığında daha dikkatli olunmalıdır. Sistemik hastalığın tedavisi ile göz şikayetleri azalabilir. Yeterli uyku süresi, yeterli sıvı alımı, çay-kahve gibi diüretiklerin az tüketilmesi, sigara kullanımı gibi alışkanlıklar gözden geçirilmelidir. Düzenli uyku esansiyel yağ asitleri, vitamin ve antioksidan bakımından zengin dengeli ve sağlıklı beslenme dijital göz yorgunluğu şikayetlerini azaltmaya ve oküler yüzey konforunu arttırmaya destek olacaktır. Tüm bu önlemlere rağmen semptomları olan hastalarda tercihen koruyucu madde içermeyen lubrikan göz yaşı damlaları göz şikayetlerini azalmak için tercih edilebilir.
Dijitalleşen çağda göz sağlığını korumak adına, dijital göz yorgunluğu sendromu bulguları taşıyan her birey, yaşam koşulları ve ihtiyaçları açısından kişiye özel olarak değerlendirilmelidir. Rutin sağlık kontrollerini aksatmamanın yanı sıra göz konforunun bozulduğu fark edildiğinde ve şikayetlerin başladığı hissedildiğinde göz doktoruna başvurulmalıdır.