Kokular anlık olarak modumuzu etkilemenin çok ötesinde, sadece iyi veya kötü olarak kategorize edemeyeceğimiz, koklama eyleminin kendisindenden bağımsız ilerleyen, engel olamadığımız bir özelliğe sahip: Tüm duyular içerisinde koklama bilinçaltımızı direkt olarak etkileyebilen tek duyumuzdur. Koklama duyusunun bu özelliği kendini en çok uyku sırasında; rüyaları etkileyen kokular ve bitkiler ile gösterir.
Kokuların bedenimizdeki yolculuğu
Yaşadığımız çağ çok daha görsel ve işitsel bir çağ olduğu için zevklerimizi çocukluktan gelen alışkanlıklar, yetiştirilme tarzı ve arkadaş çevremiz gibi faktörlerle kategorize edebiliyoruz. Ancak söz konusu koku duyusu olduğunda sistem, düşüncelerimizden ve hislerimizden bağımsız bir şekilde hareket ediyor. Bir koku ile karşılaştığımız ilk anda, koku partikülleri otomatik olarak burundan içeriye giriyor ve hiç bir süzgeçten geçmeden, engele takılmadan, zevklerimize dair bir çerçevenin içine konmadan limbik sistemimizle buluşuyor. Yani beynimizin duyguları, hormonları, hissiyatları yöneten bu bölümüne kokular çabasızca ulaşabiliyor.
Peki kusursuzca ve bizden bağımsız bir şekilde işleyen bu sisteme uyku sırasında ne oluyor?
Beden REM uykusuna geçtiği anda yalnızca bazı kısımlar hala aktif halde çalışmaya devam edebiliyor. Duyularımız üzerinden ilerleyecek olursak; görme, işitme ve dokunma duyularımız uyku sırasında uyarıldıklarında otomatik olarak uyanmamıza neden oluyor. Bu sebeple de beden uykuya geçtiğinde, uyanık olduğu zamana kıyasla çok daha düşük seviyede aktif oluyorlar. Gün boyunca yorgun düşen bedenimiz gibi duyularımız da dinlenme moduna geçiyor gibi düşünebiliriz.
Ancak koku duyusu sistemi tüm hızıyla çalışmaya devam ediyor. Bu da demek oluyor ki bedenimiz uyku esnasında bile bizim hiçbir çaba göstermemize gerek kalmadan ortamdaki tüm kokuları kaydetmeye devam ediyor.
Bilinçaltımızı bu kadar kuvvetli bir şekilde etkileyen koku duyusunun uyku sırasında çalışması rüyalarımızı ve uyku kalitemizi de olumlu ya da olumsuz olarak etkiliyor.
Yapılan son bilimsel çalışmalarda sülfürik kokular olarak tasvir edilebilecek kokuların kabus görmeye sebep olduğu, tam tersi çiçeksi, taze, ferah kokuların ise bizi keyifli rüyalara götürdüğü tespit edilmiştir.
Uyku kalitesini düşüren sülfürik kokular
- Pişmiş yumurta kokusu
- Menekşe bitkisi
- Aloe Vera bitkisi
Bu bitkileri uyku alanınızdan uzak tutmak, sülfürik koku olarak adlandırılabilecek yemekleri pişirdikten sonra evinizi iyice havalandırmak gerekiyor.
Uyku kalitesini arttıran, uykuya geçişi kolaylaştıran ve rüyaları etkileyen kokular
- Lavanta çiçeği
- Nane
- Kedi Otu (Valerian)
Genellikle aromatik bitkiler oldukları için bitkinin kendisini edinmektense esansiyel yağlarını veya hidrosollerini bulundurabilir, uyku öncesi geleneksel veya elektronik bir buhurdan yardımı ile kokuyu tüm odaya yayabilirsiniz.
Kokuların yanı sıra rüya ve uyku kalitemizi arttırmak için başka neler yapabiliriz?
- Öncelikle her uyku öncesi odayı 5-10 dakika havalandırmak ve temiz havayı içeriye dahil etmek önemlidir.
- Nevresimlerin düzenli olarak değişmesi ve çok sentetik kokulu deterjanlardan uzak durmak da atılabilecek en pratik adımlardan biridir.
- Hava temizleme özelliği ile bilinen yeşil bitkileri; Pothos sarmaşığı, kurdele çiçeği, kauçuk ve paşa kılıcı odanızın dekoruna dahil edebilirsiniz.
Son olarakta hem uykuya geçişi kolaylaştıran, hem de ortamı güzel kokulandırarak rüyalara tazelik getiren bir sprey hazırlamak isterseniz;
100ml kaynatılıp soğutulmuş içme suyu içerisine 40 damla lavanta yağı ekleyip, bu karışımı fısfıslı bir cam şişede saklayıp, uyku öncesi yastıklarınıza sıkabilirsiniz. Her kullanım öncesi çalkalamayı unutmayın!