Her zaman hayal ettiğimiz o ışıltılı, diri, canlı ve sağlıklı bir cilde kavuşmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak gerçekten zor mu? Pek çok kişinin merak ettiği bu soruyu, sağlık konusundaki bütünsel yaklaşımlarıyla öne çıkan bir dermatoloji uzmanına sorduk. MedAmerikan Tıp Merkezi Dermatoloji bölümünden Dr. Ebru Sağlık, merak edilen sorulara cevap verirken etkili tüyolarını da paylaştı. İşte uzman bir doktorun gözünden, sağlıklı bir cilde sahip olmak için yapılması gerekenler.

Sağlıklı bir cilt nasıl görünür?

Aydınlık, eşit renkte, lekesiz, damarsız ve pürüzsüz görünen cilt; sağlıklı bir cilttir. Aynı zamanda gözenekleri sıkıdır, yağlı veya kuru bölgeleri belli olmaz ve göze çarpan herhangi bir dengesizliği bulunmaz.

Cilt sağlığını olumlu veya olumsuz yönde etkileyen alışkanlıklar nelerdir?

Sağlıklı bir cilt için genetik zemin temel olsa da beslenme alışkanlıkları, metabolizma değişiklikleri, hormonal dengesizlikler, sık kilo alıp vermek ve uyku düzeni gibi pek çok durum da büyük bir etkiye sahiptir.

Beslenme konusunu ele alacak olursak şeker tüketimi cilt sağlığında negatif yönde oldukça büyük bir etkiye sahiptir. Cildi lekelenmelere ve sivilcelere daha açık hale getirmesinin yanı sıra pek çok deri hastalığını da alevlendirmektedir. Şeker moleküllerinin yani glikozun kolajene bağlanarak kırılması olarak açıklanan glikasyon ise yaşlanmayı yüksek oranda hızlandıran bir durumdur.

Hayat tarzımız ve gün içinde bulunduğumuz ortamlar cilt sağlığımızı direkt olarak etkilemektedir. Kirli hava, kapalı alanlar, fiziksel ve zihinsel stres, sedanter hayat tarzı ve yorgunluk gibi durumlar hücrelerimizde yıkıcı bir etki meydana getirmektedir. Bu durumları tersine çevirmek cilt sağlığımız üzerinde pozitif bir etki yaratmamızı destekler.

Yani dengeli beslenme, antioksidan tüketimi, vitamin ve mineral tüketimi, oksijenlenmek, uyku düzenine ve saatlerine dikkat etmek, hareket etmek ve stres yönetimini doğru yapabilmek sağlıklı bir cilt için olmazsa olmazlardır.

Tüm bunlara ek olarak sağlıklı bir cilde sahip olmak için cilt temizliğimizi doğru ürünlerle yapmak ve yaz kış güneş koruyucu kullanmak şarttır. Cilt tipimize uygun ürünleri tercih etmediğimiz takdirde cilt özelliklerinin kalıcı veya dönemsel olarak değişmesine kadar gidebilen durumlara sebebiyet verebiliriz. Güneş kremi kullanımı sağlıklı bir cilde sahip olmak için belki de en önemli unsurdur. Güneş ciltte kümülatif yani biriken bir hasar meydana getirdiği için çocukluktan itibaren güneş kremi kullanmak gerekir. Sadece güneşten değil floresan ışıkların ve ekranların yarattığı ışık hasarından da cildimizi korumamız önemlidir.

20’li yaşların sonlarına doğru ciltteki tamirin de azalmasıyla damarlar, lekeler, pürüzler ve hatta elastik dokuda yıkım olarak kendini gösteren güneş ve ışık hasarından korunmanın en etkili yöntemi yaz kış güneş koruyucu kullanmaktır.

İlginizi çekebilir: 4 Adımda Güzellik Uykusu

Cilt tipini anlamanın en kolay yolu nedir? Cilt tiplerine göre ürün seçerken hangi içeriklere ve etken maddelere dikkat etmeliyiz?

Normal ciltlerde belirgin gözenekler yoktur, yıkadıktan sonra aşırı gerilme hissi oluşmaz ve basit bir nemlendirici kremle rahatlıkla dengede kalabilirler.

Karma ciltlerde ise yanaklar normal cilt özelliği gösterirken alın-burun-çene yani T bölgesi yağlanmaya ve gözeneklenmeye müsaittir.

Kuru ciltlerde yıkadıktan sonra gerilme oluşur ve hatta zaman zaman pul pul dökülmeye meyillidir.

Yağlı cilt tipindeyse gözenekler cildin her yerinde belirgindir, gün içinde yağlanmaya ve parlamaya meyillidir. Nemlendiricileri genelde kabul etmez.

Cilt tipleri bölgesel olarak farklılık gösterebildiği gibi dönemsel olarak yaşa, hormon durumuna, metabolizma faaliyetlerine veya stres durumuna göre de değişiklik gösterebilir.

Örneğin stresli dönemlerde karma ciltler yağlı cilt özellikleri gösterebilir, tiroid ile ilgili durumlar ciltte kuruluk yaratabilir veya normal cilt tipine kuru ciltler için üretilen ürünleri uygulamak ciltte gözenek ve yağ butonu oluşumuna neden olabilir.  

Ürün içeriklerini tercih ederken:

Yıkama ve tonikleme cilt temizliği ve gözenek kontrolü açısından önemlidir ve temel bakımın unsurlarıdır. Kuru cilt tiplerinde nemlendiren ürün grupları, karma ve yağlı cilt tiplerinde ise yağı dengeleyen ürün grupları kullanılmalıdır.

Nemlendirici, temel bakımın bir diğer unsurudur. Sadece nem versin diye bir ürünü kullanmayı doğru bulmuyorum. Kremin baz yapısı nedeniyle cilt anlık olarak nemlenmiş gibi hissettirse de gerçek anlamda nemlenme oluşturmaz ve hatta bu ürünler cilt hücrelerini de tembelliğe alıştırarak cilt tipinde değişiklik meydana getirir.

Kuru ve yaşlanma eğiliminde olan ciltler için, hyalüronik asit ve peptit içerikli ürünler uygundur. Fakat büyük moleküllere sahip olan hyalüronik asiti rahat emilemediği için deri altına enjekte etmek daha etkili bir sonuç ortaya koyar.

Normal cilt tipine uygulanan ürünlerin içinde antioksidan ve C vitamini olması yeterlidir.

Lekelenmeye meyilli olan ciltlerde ise tirozinaz enzim inhibitörleri, C vitamini, peptitler, bitkisel açıcı ekstraktlar ve retinol gibi maddeleri içeren kremleri uygulamak etkili olacaktır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken şey ise bu maddelerin krem içindeki konsantrasyonlarının lekeli ciltlere yönelik miktarlarda olmasıdır.

Yağlı ve karma ciltlerde gözenek ve yağ kontrolünü sağlamak için alfa hidroksi asit ve beta hidroksi asit etkilidir.

İlginizi çekebilir: Soğuk Havalarda Kuru Cilt Bakımı Nasıl Olmalı?

Bir uzman olarak gereksiz bulduğunuz ve olmazsa olmaz dediğiniz ürünler nelerdir?

İçeriksiz nemlendiricilere, ayrıca fondöten kullanımına ve göz çevresi için ayrı ürün kullanımına bence gerek yok. Cildin kalanı için reçete ettiğim ürünlerin göz çevresinde kullanılmasını öneriyorum. Bu, cildin her yerinde aynı yenilenme ve iyileşmeyi görmek için etkili bir yöntemdir.

Fondötenli güneş koruyucu, güneş koruyucu, yıkama ürünleri, tonik ve yenileyici içerikteki ürünler olmazsa olmazım.

Yaş gruplarına göre sık görülen cilt problemleri ve uygun olan tedaviler nelerdir?

20’li yaşların başında ön plandaki cilt problemleri genellikle akne, izler ve gözeneklerdir. Bu yaş grubunda yıkama ve tonikleme genellikle yeterlidir. Bunların yanında ihtiyaca bağlı olarak tıbbi peeling ve lazer işlemleri ile sivilcelerin azalması ve var olan izlerin giderilmesi desteklenebilir.

25-30 arası yaşlarda genellikle sivilce problemi biter fakat bu süreçte cildin kendi kendini tamir etme yetisi de azalır. Elastikiyet kaybı ve lekeye meyil gibi problemlerin başladığı bu yaş grubunda kolajene yatırım yapılmaya başlanması önerilir. İş hayatıyla beraber artan stres, düzensiz uyku ve beslenme saatleri ciltte yorgun, mat ve soluk bir görüntüye neden olabilir. Bu yaş grubunda antioksidan içerikli vitamin enjeksiyonları, lazer ile cilt canlandırma, problem çok belirginse somon, PRP gibi işlemler yapılabilir.

30-35 yaş grubunda tüm bunlara ek olarak elastikiyet kaybı iyice artar. Mimik çizgilerinin gözle görülmeye başlaması ve hatta yanaklardaki yağ yastıkçıkları küçülerek belirli bölgelerde çökük oluşturası gözlenir. Kolajene yatırım yapmaya ve 25-30 yaş grubunda başlanan bakımlara devam ederken mimik kırışıklıklara botoks, ciltteki çökmelere hyalüronik asit dolgularla destek verilebilir.

40’lı yaşlarda artık hormon ciddi anlamda azalması deri altı yağ yastıkçıklarının küçülmesine ve cilt yüzeyinde belirgin çökmeler oluşması sebep olabilir. Bu süreçte kemiklerin de eriyip küçülmeye başlaması yüzün sarkık ve aşağı düşük gösterebilir.

Bu yaş grubuna kadar yapılan tüm uygulamalara ek olarak hem cildi sıkılaştıran lazer, somon DNA, kolajen, vitamin enjeksiyonları hem de mimik çizgileri için botoks uygulamalarıyla yüz yapısının muhafaza edilmesi, yorgun ve sarkık ifadenin ortadan kaldırılması ve daha dinç görünmek için de bütünsel yaklaşımla hyalüronik asit dolguların uygulanması önerilir. Bu uygulamalar için yüzün tamamen çökmesini beklememek önemlidir.

Fotoğraf: Kellygeddes.com/ for RUSSH magazine



Dr. Ebru Sağlık

Dr. Ebru Sağlık, bütünsel yaklaşımla estetik uygulamaları yapan bir Dermatoloji uzmanıdır. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni 1998 yılında bitirmiş, dermokozmetik uygulamalar ilgilenmeye başlamıştır. Kimyasal peeling uygulamaları, cilt bakımı ve estetisyenlik, ardından 1999’da Paris’te mezoterapi eğitimlerini tamamlamış, 2004 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dermatoloji Uzmanı unvanını aldıktan sonra özel sektörde çalışmaya başlamıştır....



BLOOM SHOP