Mevlana, “Kapı tamamen açıkken neden hapiste kalıyorsun?” der. Zihin hapishanesinde kaybolanlardan mısın, yoksa zihnini ve düşüncelerini eğitip dönüştürenlerden misin, hiç düşündün mü?

Esra Özkalkan, “Sera’dan Süreyya’ya” adlı kitabında, bir çoğumuzun günlük hayatında farklı şekillerde deneyimlediği zihin hapishanesini, zihnin ve düşüncelerin yaratılışını ve işleyişini, dönüştürme yolları ile birlikte ele almıştır.

Sera’dan Süreyya’ya, okuyucuya kendi içindeki şifa ve dönüşüm gücünü hatırlatan bir kitap. Yazar, okuyucunun dönüşüm yolunu, onun yerine belirlemek ve sınırlar koymak yerine, kişinin kendinden kendine yaptığı bu yolculuğun sınırlarını genişletip ışık tutmaktadır. Kişinin yolunda yalnızca yol gösterici ve hatırlatıcı olmayı seçmiştir. Bu sebepten ötürü, Sera’dan Süreyya’ya kitabını özellikle paylaşmak istedim.

İlginizi çekebilir: Önümüzdeki En Büyük Engel: Ego Savunma Mekanizmaları

Kitabın içeriği

Kitabın içine ilim, yeni bilinç bilgileri, nefes ve meditasyon çalışmaları çok nazikçe serpiştirilmiştir. Gündelik hayata kolaylıkla aktarılabilecek, birçok bilgi ve çalışma ile beraber sunulmuş.

Kitapta, “anne karnından başlayarak, çocukluğumuzda yaşadığımız olaylar, durumlar ve travmalar sonucunda yarattığımız kimlikler, bilinçaltı kök düşünceler ve enerji blokajları”, “Sera Benlikler” olarak tanımlanmış. Kısaca, ‘Öz’ümüzü, gerçek kimliğimizi örten illüzyon benlikler olarak da açıklanabilir.

Yazar, Sera Benlikler’in ilk yaratılmış ve kişiye hizmet eden haline “Beyaz Sera Benlik”, yaratımdan bir süre sonra kişinin kendinden uzaklaştırdığı, yok saydığı, kavga halinde olduğu ve ötekileştirildiği Sera Benlikler’e ise “Gri Sera Benlik” ismini vermiş. “Süreyya” ise “Tanrısal Bilinç, Öz, Yuva Enerjisi” olarak tanımlanmış.

Yazar, Sera Benlikler’in günlük hayatta nasıl işlediğini daha etkili ifade edebilmek için, konuyu bir hayat hikayesi üzerinden aktarmayı seçmiş. Kitabın baş kahramanı Tarık hapishaneye girer. Buradaki hapishane tasviri, fiziksel hapishane olmakla beraber, aslında zihindeki hapishanedir. Tarık, hapishaneye girdikten sonra Ülker adında bir şifacı ile çalışmaya başlar. Kitabın çoğunluğunda Tarık ile Ülker Hanım arasındaki görüşmelerden oluşmaktadır.

“Zihin, bütün hapishaneler arasındaki en acımasız hapishanedir.” – Piri Thomas

Kitap akarken, bir süre sonra kendi hayatınız ve deneyimleriniz de kitap ile beraber akmaya başlıyor. Kendi zihin hapishanenizi fark etmeye, sizi nasıl yönettiğini ve zihin hapishanenizin yansımalarını hayatınızda nasıl deneyimlediğinizi görmeye başlıyorsunuz. Kitabı okudukça bilincinizin katman katman açıldığını, ilmin kalbinize ve hücrelerinize işlediğini hissetmeye başlıyorsunuz. Hayatta yaşadığınız her deneyimin sorumluluğunu almayı, olan her şeyin sizinle başlayıp sizde bittiğini anlamaya başlıyorsunuz.

 “Bizim için en önemli farkındalık noktası, birileri yüzünden başımıza bir şey gelmediğidir. Olan olaylara verdiğimiz tepkilerin sonucunu yaşıyoruz.” – Sayfa 48

“Şimdi hayatının kararlarını ne kadar kendin adına alıyorsun, ona bakmalısın. Yine unutma ki, hepimiz yaratılan algıdan sorumluyuz. Nasıl bir farkındalık halindeysek, dışarıya da aynısını yaratıyoruz. Sen şimdi içinde nasıl bir algı yaşıyorsun?” – Sayfa 166

Kitabın son kısmında Esra Özkalkan’ın öğretilerinden, araştırmalarından ve seminerlerinden oluşturduğu, kişinin kendi yapacağı bazı çalışmalar ile Sera Benlik’lerin nasıl Yuva’ya, Öz’e alınacağına ışık tutmaktadır. Gri Sera Benlik’leri Yuva’ya almanın en önemli amacı, onları Beyaz Sera Benlik’lere çevirerek kişiye hizmet eder hale getirmek ve özgürleşmektir.

Sera’dan Süreyya kitabından öğrendim ki;

  • Hapsolduğun zihninden çıkıp zihni ve düşünceleri sana hizmet eden bir hale dönüştürmek mümkün,
  • Gri Sera Benlikler’ine en az Beyaz Sera Benlik’lerin kadar şefkat ve minnet duymak mümkün,
  • Hayatında her yaşadığın olaya ve duruma ‘deneyim’ olarak bakmak mümkün,
  • Her deneyimdeki öğretini fark ettikten sonra o enerjiyi bırakmak ve dönüştürmek mümkün,
  • Sürecine teslim oldukça, bütünlenme halinin kendiliğinden gerçekleştiğini görmek mümkün,
  • Tanrısallığını fark edip, hayatının ve yaratımlarının sorumluluğunu alarak yarattığın bu hayat filminde, yalnızca izleyici olarak kabulde olmak mümkün,
  • Potansiyellerinin sonsuzluğunu ve sınırsızlığını hissetmek mümkün,
  • Kendini yeniden hatırlamak mümkün,
  • Öz’ünü yeniden hatırlamak mümkün,
  • Yuva enerjisi ile yeniden bütünleşmek mümkün…
  • Yeniden, ve tekrardan…

İlginizi çekebilir: Bilinçaltındaki Duygu Döngülerini Bilinçli Bağlantılı Nefes ile Ortaya Çıkarın



Melda Yasemin Bolayır

1990 yılında doğan Melda, Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Londra ve Shanghai’da Uluslararası İşletme yüksek lisansını tamamladı ve İstanbul’da kurumsal bir firmada Risk Danışmanı, Ankara’da da Finans Müdür Yardımcısı olarak çalıştı. 2018 yılında nefes ile tanıştı, Nefes ve Yaşam Koçluğu ve Nefes Eğitmenliği eğitimlerini aldı. Sürecine Theta Healing...



BLOOM SHOP