YAZAN: BURCU ERBAŞ

Pandeminin ilk başlarını hatırlayamıyor, ne kadar süredir evlerimizdeyiz ne kadar süredir maske takıyoruz diye düşünüyor ve kesin bir tarih bulamıyorsanız yalnız değilsiniz. Birçoğumuz için pandemi dönemi çok farklı hissettiriyor. Kimimiz sanki senelerdir bu durumun içinde yaşadığını söylerken, bazılarımız geride kalan 2020 senesinin bir aymış gibi hissettirdiğini söylüyor. Zamanı algılayış biçimimizin büyük oranda fark gösterdiği bu dönemde, birçok kişi günlük hayatına dair anılarını hatırlamadığından, yeni yeni unutkanlıkları olduğundan da yakınıyor. Dünya’nın dört bir yanında bu fenomeni araştırmaya başlayan uzmanlar, net konuşmak için çok erken olsa da, sosyal izolasyonda yaşamaya başlamanın unutkanlıklarımızın ilk tetikleyicisi olduğunu söylüyor. Sizin de zaman algınız kayboldu gibi hissediyor ve bu ilginç durumun arkasında yatanları öğrenmek istiyorsanız, okumaya devam edin!


Pandemi ile çarpık zaman fenomenin doğuşu  

Liverpool John Moores Üniversitesi’nde yapılan bir anket pandemi dönemini herkesin farklı yorumladığını gözler önüne seriyor. Anketin baş araştırmacısı Ruth S. Ogden’in oldukça yavaş algıladığı gündelik hayatını tüm çevresi de yavaş algılıyor sanıp kimilerinden “Bence zaman çok hızlı akıyor.” cevabını alında anket yapma karar veriyor. Çıkan sonuçlar ise bu kanısını destekliyor. İngiltere’nin her bir yanından farklı yaş, aktivite seviyeleri ve ruh durumları olan 604 kişinin katıldığı ankette kişilerin %20’si zamanın normal aktığını, %40’ı çok yavaş, %40 ise normale göre çok hızlı aktığını belirtiyor. Bu durum yaş, aktivite seviyeleri ve stres faktörü ile karşılaştırınca sonuçlar yaşça büyük fakat aktivite seviyelerinin düşük olan kişilerde zamanın oldukça yavaş, genç ve aktif olarak çalışan kişilerde ise hızlı algılandığını görüyorlar. 

Bir diğer araştırma ise California Irvine Üniversite’sinde gerçekleşiyor. Araştırmaya katılan kişilerden inanılmaz otobiyografik hafızalara sahip olan, bundan 20 sene öncesini tüm detayları ile hatırlayanların bile pandemi dönemini çok iyi hatırlayamadıkları ortaya konuyor. Hafızası ile ciddi problemleri yaşayan Alzheimer ve demans hastaları üzerinde yapılan araştırma ise rahatsızlıklarının bu dönemde büyük oranda hızlandığını ve karantina öncesine göre daha büyük bir hafıza kaybı yaşadıklarını gösteriyor. 

Yaşamınızı oluşturan temelin hafıza olduğunu fark etmeniz için ufaktan ufağa hafızanızı kaybetmeye başlamanız gerekiyor. Hafızasız bir yaşam, yaşam değildir. Hafızamız bütünlüğümüz, düşüncelerimiz, duygularımız hatta hareketlerimizdir. Onsuz hiçbir şeyiz.

Luis Bunuel

Neden zaman algımız bozuldu?

Herhangi başka bir duyumuzun aksine zamanı algılamamız için bir organımız yok. Bu nedenle zaman algısı diğer tüm duyuların; görme, duyma, hissetme beyinde analiz edilmesi sonucu ortaya çıkıyor. 

Sosyalleşmenin büyük oranda azalması

Karantinalar ve sosyal izolasyonla büyük ölçüde azalan sosyalleşme, tekrar ile güçlenen kişisel anılarımızın uzun süredir anlatılmadıkları için flulaşmasına neden oluyor. Anlatılmaya değer daha az anı yaşamaya başlamamız da günlük hayatımızı unutmamızı kolaylaştırıyor. Birbirinden hiçbir farklı olmayan günleri hatırlamaya çalışmak birbiri ile aynı görünen kartlar arasında farkı bulmaya benziyor. 

Endişenin artması

Dünya’nın kolektif olarak travmatik bir dönemden geçmesi; milyonlarca yaşamın sona ermesi, zor geçen hastalık dönemleri, işsizlik, ekonomik ve sosyal problemler tüm insanlarda stresle baş etme mekanizmalarını uyandırıyor. Ciddi bir tehdit ile karşılaşınca zihnimizin başa çıkmak için bizi sadece anda tutmaya başlaması perspektifimizi daraltıyor. Geçmişi veya geleceği düşünmeye alan tanımayan zihin de zaman algısı göreceli olarak bozuluyor. 

İpuçlarının ve fiziksel ayraçların azalması

Anıların dayanağı olan görme, koklama gibi duyuların uyarıcı eksikliği nedeniyle körelmesi hafızayı atmayı zorlaştırıyor. Bununla beraber yapılması gereken tüm işleri eskiden hatırlamamızı sağlayan fiziksel ipuçları; mail atacağın iş arkadaşını ofisin önünden geçerken görmek gibi yok olması unutkanlıkları arttırıyor. 

Dışarı çıkamamak

Fiziksel olarak yön bulma yetimizi kullanmak yeni bilgi alımı sırasında da uyarılan hippocampus bölgesini uyandırıyor. Karantinalar nedeniyle hiç dışarı çıkmayan, yönünü bulmak zorunda olmayan bizlerin bu bölgesi oldukça pasifleşiyor. 

Çarpıklaşan zaman algımız hakkında neler yapabiliriz?

Rutin yaratmak

Pandemi ile tamamen farklı bir yöne evrilen günlük hayatlarımıza tüm bunlardan önce yaptığımız rutinlerimizi mümkün olduğunca dahil etmek; iş için giyinmek, öğle molası vermek, yürüyüşe çıkmak hayatımıza belirli bir yapı veriyor. Bununla beraber aynı saatlerde uyanıp yine aynı saatlerde yatağa girmek, hafta içleri ile hafta sonlarını birbirinden ayırmak, düzenli yemek yeme alışkanlıkları yardımcı oluyor. Eğer anıları unutmak fazladan bir stres kaynağına dönüşüyorsa günlük tutulması öneriliyor. 

Kısa dönemli hedefler koymak

Geçmiş ve gelecekle alakasını yitiren stres altındaki zihne yapılabilir, kısa dönemli hedefler sunmak zihne ileriye dönme şansı tanıyor. 

Yaşanılan duyguları kabul etmek ve alan tanımak

Sürekli olarak belirsizlik, tedirginlik, yas içinde yaşamak yukarıdaki önerilerle bile hayatı normale, iyiye veya eskisine çevirmeyecektir. Bu nedenle zaman algılarımızın bir süre daha bozuk olacağını, bu durumun normal hatta yaygın olduğunu kabul ederek iyisiyle kötüsüyle tüm duygularımıza alan tanımak gerekiyor. Bir başka deyişle, kendiniz veya bir başkası önemli bir şeyi unuttuğunda anlayışlı olun!



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP