Fotoğraf: Jacob Townsend

Dünyanın diğer bir ucuna seyahat etmediğiniz halde, hafta sonu sabahın ilk ışıklarına kadar çılgınca eğlenirken ya da evde oturup en sevdiğiniz filmleri art arda izlerken jet lag olabileceğinizi biliyor muydunuz?

2006 yılında ortaya atılan bir araştırmaya göre “sosyal jet lag” adında bir sendromumuz daha oldu. Bu sendrom, hafta sonu uyku döngümüzü haftanın beş gününden farklı olarak gerçekleştirdiğimizde, farklı bir saat dilimine seyahat ederken yaşadığımız benzer jet lag semptomlarını yaşamımıza neden oluyor.

Münih Üniversitesi profesörü Till Roenneberg “sosyal jet lag”ı, şu cümleler ile açıklıyor: “Cuma gecesi Paris’ten New York’a ya da Los Angeles’tan Tokyo’ya uçup, pazartesi günü de geri dönmeye benzer ve bunun sonucunda insanlar biyolojik saatlerini değiştirip bedenlerine farklı bir zaman diliminde yaşıyormuş etkisi yaratır.”

Sosyal jet lag sağlığımıza nasıl etki ediyor?

Bu durumun uzun dönemli etkileri, sağlığımızı sandığımızdan daha kötü etkiliyor. Bazı çalışmalar obezite ve sosyal jet lag’ı ilişkilendirirken, bazı çalışmalar ise uyku düzensizliğine sahip olanların diabet riskinin daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmış. Yapılan son çalışmalar ise sosyal jet lag’ın ruh halini ve enerji seviyesini etkilediğini, hatta yüzde 11 oranında kalp hastalığı riskini de artırdığını ortaya koyuyor. Hali hazırda diabet, kalp hastalığı ya da depresyon gibi sağlık sorunu olanların mümkün olduğunca tutarlı bir uyku döngüsüne sahip olmalarında fayda var.

Sağlıklı bir zihin ve beden için uyku sürenizin yanında uyku döngünüzün de düzenli olması önemli. Haftanın yedi gününde en az yedi saat uyuyup, uyku döngüsünü de ciddi bir biçimde değiştirmemek gerekir.

Kaynak: wellandgood.com, refinery29.com





BLOOM SHOP