RÖPORTAJ: BURCU ERBAŞ
In partnerhip with Wings

Ağız ve diş sağlığı sadece güzel görünen bir gülümsemeden ibaret değil. Sindirim sistemimizin ilk organı olan ağzımız dolaşım sistemi üzerinden tüm bedenimizi etkiliyor. Bahçeşehir Ortodonti Polikliniği‘nde çalışan Prof. Dr. Ülkü Noyan‘a göre ağız ve dişlerde yaşanan bir problem diyabetin kontrol altına alınamaması, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek doğumu, Alzheimer ve kanser oluşumuna yol açabiliyor. Bütünsel sağlık için büyük önem taşıyan ağız aynı zamanda ruh halimizden de etkileniyor. Çene kasılmaları ve diş sıkmalarının bir numaralı nedeni olan stres, ağız ve diş problemlerine de yol açabiliyor. Peki sağlıklı bir ağza, çeneye ve dişlere sahip olmak için ne yapmamız, nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Bahçeşehir Ortodonti Polikliniği’nin uzman kadrosuna merak edilen ağız ve diş sağlığı sorularını yönelttik!


Sağlıklı bir ağız ve çene yapısına sahip olmak ne anlama geliyor? 

Ağzımız dış dünya ile iletişim kurduğumuz, hayatımızı devam ettirmek için beslendiğimiz ve genel sağlığımız için olmazsa olmaz bir organdır. Sağlıklı bir ağız, beyaz dişler, pembe diş etlerinden ibaret değildir. Fonksiyon görebilmesi için dişlerin üzerinde dizili olduğu birbirleriyle uyumlu alt/üst çene kemikleri ve çene eklemine gereksinim vardır. 

  • Sağlıklı bir ağızda dişler diş plağından arındırılmış (yiyecek artıkları ve içerisinde bakterilerin bulunduğu diş yüzeyine yapışık tabaka), çürüksüz ve lekesiz olmalıdır.
  • Diş etleri pembe renkte ve mat olmalı, diş yüzeyine doğru incelerek gelmeli, burada şişkinlik olmamalıdır. Fırçalarken veya diş aralarını temizlerken kanamamalıdır. Dişin kök ucuna doğru uzanmamalıdır.
  • Dişler çene arklarına düzgün bir şekilde sıralanmalı, arkın önünde veya gerisinde konumlanmalıdır. Alt çene üst çenenin 2,5 mm gerisinde yer almalıdır. 
  • Çene eklemi ağzın 3,5 parmak genişliğinde açılmasına izin vermelidir. Çiğneme fonksiyonu sırasında ses gelmemeli ve ağrı oluşmamalıdır.
  • İyi çiğneme yapmanın öncelikle sindirim sağlığı, daha sonra bilişsel yetenek için önemli olduğu bilinmelidir.

Ağzımızdaki çürük bir diş veya diş eti hastalığı sadece diş kaybı demek değildir. Aynı zamanda ağızdan damarlar yoluyla vücuda yayılan enflamasyon nedeniyle kalp/damar, böbrek ve beyin sağlığınız risk altında demektir. Bunların yanı sıra yapılan çalışmalar, diyabetin kontrol altına alınamaması, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek doğumu, Alzheimer ve kanser oluşumunda da rol aldığını göstermiştir.

Ağzımızda bulunan bakteri ekosistemi, mikrobiyotanın rolü ve önemi nedir? Hangi pratiklerimiz ile bu mikrobiyotanın dengesini bozuyor veya destekliyoruz? 

Ağzımız, bağırsaklardan sonra vücudumuzdaki en büyük ikinci mikrobiyal topluluğa ev sahipliği yapıyor. Milyonlarca mikroorganizma ve 700’den fazla benzersiz bakteri türü ağız boşluğumuzda yaşar. Bu bakterilerden bazıları iyi bakterilerdir ve ağız sağlığımız için bunlara ihtiyacımız vardır. İyi bakteriler, yiyeceklerin parçalanmasına ve belirli proteinler üreterek kötü bakterilerin öldürülmesine yardımcı olur. Nötr veya alkalik ortamda çoğalırlar. Ancak ağız hijyeni sağlanmadığında, şekerli ve işlenmiş karbonhidrattan zengin besinler tüketildiğinde asidik ortam oluşur ve zararlı bakteriler çoğalır. Bunlar diş çürüklerine ve diş eti hastalığına yol açar. Zararlı bakteriler ile iyi bakteriler arasında sağlığın devamı için bir denge olmalıdır. Dengeyi korumak için sağlıklı beslenmeli, düzenli olarak dişlerinizi fırçalamalı, diş aralarını temizlemelisiniz. Ayrıca her 6 ayda bir diş hekiminizi ziyaret etmelisiniz!

Çürük, diş çekilmesi, çene sıkması gibi yaygın ağız rahatsızlıklarına genel anlamda neler yol açıyor? 

Çürük, diş çekilmesi ve çene sıkması gibi yaygın ağız hastalıklarının farklı sebepleri bulunabilir. Çürüğün en büyük etkeni yeterli ağız hijyeninin sağlanmaması ile ağız içindeki mikrofloranın değişimi iken bu floranın değişimi diş eti problemleriyle birlikte aynı zamanda diş çekilmelerine de sebebiyet verebilir. Bunlar dışında çene sıkmasının en büyük nedeni stres ve psikolojik etkenler olabilir.

Kendi pratiklerinizde de sıkça rastladığınız, birçoğumuzun ağız bakım rutininde yanlış veya eksik yaptığı unsur nedir? Özellikle nelere dikkat etmemizi önerirsiniz? 

Bir diş hekiminin hastalarından en sık duyduğu cümle “Ben dişlerimi fırçalıyorum ama dişlerim yine de çürüyor ve diş etlerim kanıyor.” Bu bazı hataların yapıldığını gösterir. Dişlerinizi günde bir kez özellikle de sabah kahvaltıdan önce fırçalıyorsanız dişleriniz hiçbir zaman temizlenmez. Gece fırçalamamak, dişler üzerinde kalan yiyecek kalıntıları nedeniyle bakterilerin çoğalmasına yol açar. Üstelik geceleri tükürük akışı da az olduğundan koruyucu etkisi de ortadan kalkar

Fırçalama yönteminiz veya diş fırçanız yanlış olabilir. Diş etlerinizin ve dişlerinizin yapısına göre hem fırçalama yöntemini hem de doğru diş fırçasını hekiminiz size gösterecektir.

Arayüz fırçası/diş ipi kullanmamak da bir hatadır. Diş çürükleri ve diş eti hastalığının başladığı ve bakteriler için korunaklı bir sığınak olan dişler arası bölgeyi temizlemiyorsunuz demektir. Dolayısıyla ağız bakımınız tam olarak sağlanmıyordur.

Diş macununu fazla kullanmak dişleri daha iyi temizler. Diş macunu fırçalamayı kolaylaştırır, içerisindeki çeşitli bileşenler daha iyi ağız hijyeninin sağlanmasına yardımcı olur. Ancak macunun nohut büyüklüğünde kullanılması gerekir. Önemli bir diğer nokta aşındırıcı özelliği yüksek macunların kullanılmamasıdır; mine yüzeyi aşınır. Dişlerde soğuk hassasiyeti varsa hassasiyet giderici macunlar tercih edilmelidir.

İyi bir ağız sağlığı için günde 2 kez dişlerinizi fırçalamalı, diş aralarını temizlemelisiniz. Sizin için doğru olan yöntem ve araçları hekiminizden öğrenebilirsiniz.

Diş sıkması neden yaşanıyor, kendini hangi semptomlar ve artçı etkiler ile gösteriyor?

Diş sıkma yani bruksizm kendi başına bir hastalık değil, çene kaslarının istemsizce kasılıp sıkma ve gıcırdatma yaptığı bir durumdur. Birincil sebebi stres olmakla birlikte diş düzensizlikleri, alerji ve uyku kalitesi gibi etkenleri de bulunmaktadır. Tedavi edilmediği durumda çene eklemi ile ilgili rahatsızlıklara yol açabilir.

Bu durum gece ve gündüz yapılan diş sıkma aktivitesi olarak ikiye ayrılır. Gündüz yapılan diş sıkma kişi tarafından fark edilebilirken, gece diş sıkan bir kişi bunu sabah kalktığında baş bölgesinde, şakaklarda ve boyunda olan ağrılardan anlayabilir. 

Uzun dönemli bruksizmin sonucunda masseter kas dediğimiz çene ve yanak bölgesinde bulunan kas grubu gelişir, dişlerde aşınmalar olur, yüz yüksekliği azalır ve diş eti çekilmeleri meydana gelebilir. 

Diş sıkması tedavisinde ne gibi yöntemler kullanılıyor? Yaşam tarzı değişimlerinin bu süreçte bir rolü oluyor mu?

Diş sıkması tedavisinde kullanılan birincil tedavi gece plağı olarak bilinen bir aparey ile olmaktadır. Dişlerdeki düzensizliklerden kaynaklı olan diş sıkmalarında ise ortodontik tedavi etkili olmaktadır. Bunun yanında hastalara kas egzersizleri verilmektedir. Kaslarla ilgili ağrılar olduğunda kas gevşetici ilaçlar reçete edilmektedir. Bunlar dışında kullanılan tedaviler masseter kasa botoks uygulaması ile kas kasılmasını engelleme; akupunktur, soğuk-sıcak uygulamaları ve masaj gibi uygulamalarla ağrıyı azaltmaya yöneliktir. Bu uygulamaların hiçbiri diş sıkmasını tedavi etmemekle birlikte dişlerin aşınmasını engeller, çiğneme kaslarının aktivitesi azaltır ve kas aktivitelerinde simetri sağlar. Bu sorunun geçmesi yalnızca stres düzeyinin azaltılması ile mümkün olabilir.


Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 





BLOOM SHOP