YAZAN: MÜGE SEYHAN ÖZTÜRK
FOTOĞRAF: SONYA KHEGAY
In partnerhip with Wings

Bazılarınız bu başlığı okurken arzuladığınız hayatı imgeleme ile yaratmanın ütopik bir fikirden öteye geçemeyeceğini ve ne kadar isteseniz de bir şeyleri hokus pokus yapar gibi tezahür ettiremeyeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Eğer durum buysa, dünyadaki değişimlere bir bakın. Çoğu aslında birilerinin hayali olarak başlamadı mı? Bu hayaller somutlaşmadan önce ilk olarak birilerinin zihninde canlanmadı mı? Evet, hayal kurarak başlarız birçok şeye ve aslında çoğunlukla farkında dahi olmadan bu hayalleri zihnimizde görselleştiririz. Peki bu görselleştirmeyi bilinçli ve düzenli uyguladığımızda neler olur? Eğer “Ben spiritüel konulardan anlamam, bana bilimsel verilerle gelin” diyenlerdenseniz o zaman hemen söyleyeyim; araştırmalar beynimizin çalışma biçimi nedeniyle imgelemenin yaratım sürecinde etkin bir rol oynadığını kanıtlıyor! Aşağıda detaylara gireceğim. Ama önce, imgeleme nedir, gelin kısacık üzerinden geçelim.


İmgeleme nedir?

İmgeleme, hayatınızda tezahür ettirmek istediğiniz konuları zihninizde canlandırma olarak ifade edilebilir. Bu teknik sadece bir şeyleri yaratmak için değil, aynı zamanda kendinizi geliştirmek, fiziksel veya zihinsel yeteneklerinizi artırmak, bir konuya, bir projeye hazırlanmak ya da sadece sakinlemek ve olumlu hislere odaklanmak için de kullanılabilen bir yöntemdir. 

İmgelemenin hayatımız üzerinde birçok pozitif etkisini görebiliriz. İçsel motivasyonumuz tetiklendiğinden hedeflerimize ulaşmak için gerekli adımları atarız. Bilinçaltımızın harekete geçmesiyle yeni fikirler üretir, beklenmedik çözümler bulur, daha evvel dikkatimizi yöneltmediğimiz şeyleri fark eder, bakış açımızı genişleterek perspektif kazanır, doğru kaynakları, koşulları ya da insanları hayatımıza çekmeye başlarız. İmgeleyerek yapacağımız zihinsel provalarla bir görüşmenin ya da toplantının kolaylaşmasını sağlayabilir, halihazırda sahip olduğumuz becerilerimizi güçlendirebilir, olumlu alışkanlıklara yönelmeye alışabiliriz.

Fakat şu yanılgıya düşülmesin; imgeleme, oturup sadece iyi şeylerin olacağını hayal etmek gibi basit bir yaklaşıma indirgenemez. Altında yatan, beynimizin çalışma mekanizmasından kaynaklı etkin bir güçtür ve bu mekanizmayı anladığımızda harika şeylerin gerçekleşmesine tanık olabiliriz.  

Zihnimizin süper gücü: Yaratıcı imgeleme

Kimilerine abartılı ya da imkansız gibi görünse de aslında zihinsel imgelemenin eylemlerimiz üzerinde büyük bir etkiye sahip olabileceğini destekleyen çok sayıda bilimsel kanıt ve araştırma var. 

İmgelemenin gücü ilk kez 1950’lerin başında Chicago Üniversitesi’nden Dr. Biasiotto tarafından performans üzerindeki etkisi açısından incelenmiş. O yıllardan bu yana, imgeleme üzerine çok sayıda bilimsel araştırma yapılmış. Çalışmaların ortak noktası, imgeleme yoluyla yapılan zihinsel provaların becerileri geliştirmek, performansı artırmak ve hatta kas gücü kazanmak için gerçek uygulama kadar etkili olabileceğini kanıtlaması. Bunun nedeni, beynimizin bir şeyi fiziksel olarak deneyimlememiz ile hayal etmemiz arasında ayrım yapamaması! 

Yani kısacası beynimiz hayal ile gerçeği ayırt edemiyor ve bir eylemi imgelediğimizde, beynin aynı bölgeleri onu fiilen yaptığımız andaki gibi uyarılıyor. Bir şeyi tüm duyularımızı katarak hayal ettiğimizde, beyin kimyamız sanki bu deneyim gerçekmiş gibi değişiyor ve zihnimiz onu gerçek bir anı olarak kaydediyor. 

Bu fenomen retiküler aktivasyon sistemi (RAS) adı verilen biyolojik mekanizmamızla açıklanıyor. Hedef belirleme eylemlerimizi düzenlemede baş rol oynayan bu retiküler aktivasyon, odaklandığımız şeyleri elde etmemiz için bizi yönlendiren bilgileri filtreliyor. Bunun sebebi, beyni data fazlasından korumak amaçlı neyin önemli neyin önemsiz olduğu ayrımını yapmak. 

İşte bu nedenle imgeleme yardımıyla zihnimize neye odaklanacağını iletiyoruz. Yani “Bak, bu önemli!” mesajını vermiş oluyoruz. Bunu yaptığımızda bu imge gerçeklik algımıza ulaşıyor. Dolayısıyla hedeflerimizi, hayallerimizi ve hatta iyileştirmek istediklerimizi imgelediğimizde beynimizin bu çalışma mekanizmasından destek almış oluyoruz. 

İmgeleme teknikleri

İmgelemeye başlamadan önce rahat bir pozisyonda oturun ya da uzanın. Gözlerinizi kapatın, yavaş ve derin nefesler alıp verin. Bedeniniz rahatladığında imgelemek istediğiniz konuya odaklanın. 

İmgeleme esnasında olabildiğince net görüntüler hayal edin ve mutlaka bütün duyularınızı devreye sokun. Beş duyunuzu birden ne kadar aktive edebilirseniz imgelediğiniz görüntüler o kadar gerçekçi olur. İmgelediklerinizi ne kadar derinden hissederseniz beyin o kadar inanır. Beyin bu resme ne kadar inanırsa gerçekleşmesi için o kadar çaba gösterir. 

Eğer imgeleme yapmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız ya da beceremiyorum ben bu işi diyorsanız aşağıdaki egzersizlerle başlayarak bu yetinizi geliştirebilirsiniz.

  1. Önce bir fotoğraf ya da görsel seçin. Ona iyice bakın, analiz edin. Her ayrıntısına dikkat etmeye çalışın. Ardından gözlerinizi kapatın ve seçtiğiniz fotoğraf ya da görseli zihninizde yeniden yaratmaya çalışın. 
  2. Bu kez benzer bir egzersizi üç boyutlu bir obje ile yapın. Kendinize küçük bir nesne seçin. Bu bir biblo, kalem ya da dekoratif bir obje olabilir. Onu etraflıca döndürün, inceleyin, her detayı yakalamaya çalışın. Ardından gözlerinizi kapatıp yeniden zihninizde canlandırmaya başlayın. 
  3. Son egzersizde bu kez kendinizi sizi iyi hissettiren bir yerde hayal edin. Bu bildiğiniz bir yer olabildiği gibi tamamen zihninizde canlandırdığınız bir yer de olabilir. Tüm duyularınızı kullanarak gerçekmiş gibi hissedene kadar canlandırmaya devam edin. 

Bitirmeden şunun altını da çizeyim; ,imgeleme sırasında odaklandığımız olumlu düşünceler ve hisler, yaşamımızın, çevremizin, çevremizdeki dünyanın fiziksel gerçekliğine yansır. Bu nedenle, olumlu değişim yaratan yapıcı düşünceler ve hayaller imgelemek sadece ilerlemek istediğimiz dünyayı görselleştirmekle kalmaz, aynı zamanda bu dünyada somut olarak nasıl yer alabileceğimizi ve ona nasıl katkıda bulunabileceğimizi de imgelememizi sağlar. Böylece biz de daha iyi bir versiyonumuza ilerlemeye başlarız. 


Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Müge Seyhan Öztürk

Rennes II/Upper Brittany Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümü sonrası Galatasaray Üniversitesi'nde aynı dalda yüksek lisansını tamamlayan Müge Seyhan Öztürk, uzun yıllar özel sektörde yazar, editör, senarist olarak çalıştı. 2015 yılında ilk romanı yayınlandı. Yazın hayatının yanı sıra kendi şifa süreciyle başlayan enerji psikolojisi ve şifacılığına olan ilgisi, aldığı birçok eğitim sonrası...



BLOOM SHOP