YAZAN: UZMAN KLİNİK PSİKOLOG İREM EZİCİ

Bizler anı yaşayan fakat anda kalmayı unutan, başka anılara veya geleceğe sürüklenen varlıklarız. Bunu yıllarca meditasyon yapmış ve anda kalmaya ant içmiş bireyler bile yaşıyor. Düşünceler ve duygular bizi alıp getiriyor. Fakat tam şimdi ve burada olanlar, bize bizimle ilgili o kadar çok anlatıyor ki… Belki de yaşadığımızı, hatta niye yaşadığımızı en iyi bu ana odaklanarak anlayabiliriz. Aldığımız her nefesi bedenimizin en derinine kadar izleyerek, yediğimizin bir şeyden, biriyle ettiğimiz sohbetten keyif alarak ya da bu yazıyı okurken omuzlarımızı kasmayı bırakıp yasladığımız veya uzandığımız yeri daha çok hissederek anlayabiliriz. Bunu deneyimlemenin bir yolu da kitaplardan geçiyor. Bir solukta okuyabileceğiniz, güzel bir yaz gününde sizi keyiflendirecek temmuz ayı bitmeden okumanız gereken 5 kitap önerisi hazırladık.


Kendine Ait Bir Hayat – Marion Milner

Henüz anda kalmanın ve anın getirdiklerine kalbini açarak onlardan keyif almanın ne demek ve nasıl olduğu tam olarak konuşulmayan 1930’larda, yazar kendi hayat deneyimlerini ele alarak bunu başarıyor. Zihninde ve bedeninde hissettiklerini sınır koymadan, arzuladığı zamanlarda not ederek ve notlarına geri dönerek kendisiyle, hayatıyla ilgili farkındalıklar kazanıyor. Hayatla barışıyor, böylelikle de kendisiyle… Yazar bunu o kadar güzel yapıyor ki, okurken kendi notlarınızı çıkarmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız. 

Bütün bu şeylerin içindeki benlik bilmiyor, sadece oluyor. Kendimi kalbime bırakıp sadece olacağım.


Olağanüstü Bir Gece- Stewen Zweig

Seçkin ve burjuva hayatını sürdürmekte olan genç bir adamın dertsiz ve tasasız bir hayatı vardır. O kadar ki, genç adamın hayatında heyecanlı pek bir şey olmamaktadır. Çünkü genç adam bu heyecanı yaratacak herhangi bir teşebbüste bile bulunmuyordur. Ta ki karşısına bir kadın çıkana kadar. Sadece ona bakmak, onu fark etmek ve ona ulaşamamak genç adamı hiç hissetmediği bir heyecanı hissetmeye sürükler. Genç adam sanki yıllardır boğuluyormuş ve artık sudan çıkıp etrafını görmeye başlıyormuş gibidir. Kendini, etrafından olup bitenleri, insanları fark etmeye ve onlara merak duymaya başlar. Hepimizin uyanmaya ihtiyacı olduğu bir takım meselelerimiz var. Gelin bu meseleleri Zweig’ın kitabıyla fark edelim.

Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı bulmuş olan bütün insanları anlar.


Simyacı – Paulo Coelho 

Hayallerinin peşinden koşmayı fantastik ve bir o kadar da gerçekçi bir dilden anlatan bir kitap. İnsanın tüm yüreğiyle inandıklarının ve olması istediklerinin eninde sonunda gerçekleşeceğini, bunun için insanın kalbinde sevginin hiç eksik olmamasını önemini anlatıyor. Ana karakterle derin ve mucizelerle dolu bir serüvene çıkarken kendi serüveninize renk ve anlam kattığınızı fark edebilirsiniz.

Bir şeyi gerçekten istersen,” demişti yaşlı adam ona, “onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.


Yürüme – Oruç Aruoba

Oruç Aruoba’nın hem okuması kolay hem de derin düşüncelere daldıran şiirsel kitabı. Hep yürüme halindeyiz. Bunu ayaklarımızı yere iyice basarak hissedebilir ve ne için yaşadığımızı daha derinlikli düşünebiliriz. Öbür yandan nereye bastığımızı bile fark etmeden ya da hep sonraki adımı düşünerek sürüklenip gidebiliriz. Her nerede ve hangi şartlarda olursanız olun kendiniz için yürümek, anlamak, hissetmek ve çabalamak istiyorsanız bu kitap size göre…

Hep daha fazlasını isteriz elimizdekinden daha fazlasını; elde edebileceklerimizden daha fazlasını hep, daha, daha, daha da fazlasını sonunda, elimizde olanı da yitiririz elimizde olabilecek olanı da elde edemez hale geliriz.


İnsanın Anlam Arayışı- Viktor Frankl

Bir Nazi kampında esirken, gizli gizli düşüncelerini kaleme döken ve onları saklamayı başararak kitaba dönüştüren yazarın hayat hikayesini okuyoruz. En zor şartlarda anlam bulmaya ve bulduğunu doyasıya yaşamaya davet eden bir hikaye. Sevginin içten geldiğini ve tüm bedeni sararak onun hem kurtarıcı hem de iyileştirici etkisini Frankl sayesinde daha da iyi kavrıyoruz. 

İnsanın özleyebileceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir. O anda, insan şiirinin, insan düşünce ve inancının vermesi gereken gizin anlamını kavradım: İnsanın sevgiyle ve sevgi içinde kurtuluşu. Dünyada hiçbir şeyi kalmayan bir insanın, kısa bir an için de olsa, sevdiği insana ilişkin düşüncelerle ne kadar mutlu olabileceğini anladım…





Uzman Klinik Psk. İrem Ezici

1994 yılında İstanbul’da doğdu. İlk-orta-lise eğitimini Koç Okulunda aldı. 2016’da Bilgi Üniversitesi’nde Psikoloji dalı üzerine lisans eğitimini tamamladı. Daha sonra İngiltere’de Goldsmiths Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji üzerine yüksek lisans eğitimini tamamladı. İngiltere’de bulunduğu süre boyunca Türk ve yabancı uyruklu bireylere psikoterapi hizmeti ve seminerler verdi. 2017’den beri İngiltere’de vermeye başladığı psikoterapi...



BLOOM SHOP