İster deniz kenarında isterseniz yeni bir şehrin keşfinde olun, tüm senenin yorgunluğu ancak doyurucu bir tatil ve kitap eşliğinde atılması mümkün olur. Dinlenirken, zihnini ve bedenini de doyurmak isteyenlere temmuz ayında okunması gereken kişisel gelişim kitapları önerisini listedim! İşte birbirinden etkili 4 kişisel gelişim kitapları.
Gandhi’den Yaşam Dersleri – Arun Gandhi
Hindistan’ın bağımsızlığı ve eşitlik için daima savaşmış olan Gandhi’nin torunu tarafından kaleme alınmış bu kitap, okuyucuya yaşama dair farklı bir yaklaşım sunuyor.
Gandhi’nin düşünsel felsefesini, öfkeden uzak ve barışçıl yaşam anlayışını derinlemesine inceleyen kitap, şiddete karşı çıkarak dünyadaki şiddetin kaynağının Toplumun Yedi Günahı olduğunu belirtiyor. Bu günahları ise emeksiz servet, bilinçsiz haz, ahlaksız ticaret, insaniyetsiz bilim, kişiliksiz bilgi, özverisiz ibadet ve ilkesiz siyaset olarak sıralıyor. Gandhi’nin şiddetsizlik felsefesinin temelinde yatan ilkeleri daha iyi anlamak ve öğrenmek isteyenlere bu kitabı tavsiye ederim.
Rezonans Kanunu İsteklerin Yönetimi – Pierre Franckh
Pierre Franckh tarafından yazılan kitap Rezonans kanununa dair oldukça önemli bilgiler veriyor. Kitap, evrende var olan her şeyin titreşimler aracılığıyla birbirlerine bağlandığını, bu nedenle uyumlu titreşimlerin birbirine yaklaşacağını söylüyor.
Olumlu düşünme eyleminin önemini bilimsel verilerle destekleyen yazar, rezonans bölgemizi değiştirdiğimizde ve olumsuz düşüncelerden uzaklaştığımızda olumlu eylemleri kendimize çekeceğimizi ve çevremizdeki insanların da olumlu yönde değişeceğini belirtiyor.
Zihin Haritaları – Tony Buzan, Barry Buzan
“Zihin Haritaları” kitabı hafıza güçlendirme, konsantrasyonu artırma, ikna kabiliyetine destek olma gibi pek çok konuda okuyucuda dönüşüm yaratmayı vadediyor.
Not alma tekniği ile zihni geliştirmenin ve hayatı kolaylaştırmanın mümkün olduğunu söyleyen kitap hem öğrenciler hem de çalışanlar için planlı bir yaşamın, kolayca parlak fikirler üretmenin anahtarını veriyor.
Ev Yapımı Bir Paraşüt – Berrak Yurdakul
Kitap en yalın biçimiyle zihni tanımak ve onu eğitmek üzerinde temelleniyor. Kendi zihnini tanımış kişi düşünceleriyle de başa çıkabiliyor ve onları yönlendirebiliyor.
Günlük yaşam içinde çevremizdeki insanlara, nesnelere yapıştırdığımız “iyi, kötü, dost, düşman” gibi etiketleri aslında genel geçer tanımlamalardan oluşmuyor. Bunun zihnin algılayış biçiminden kaynaklandığını belirten Yurdakul, doğru şekilde kullanılmayan zihinler için çözüm önerileri sunuyor.