FOTOĞRAF: GOOP
Her yeni yıl, upuzun olan insan ömrünü küçük parçalara böldüğü için önemlidir. Bir baş ve bir son oluşturur. Yeni yıla girerken geçen yılın muhasebesini yapmak ve yeni yılda gerçekleştirilecek hedefleri saptamak, birçoğumuz için olmazsa olmazdır. Ama bunları yaparken şu iki şeye çok dikkat etmek gerekir; geçen yılın muhasebesini yaparken kendimize adil ve şefkatli davranmak ve gelecek yılın hedeflerini saptarken gerçekçi, ayakları yere basan hedefler koymak!
Yeni yıla girerken geçmişe şefkatli geleceğe gerçekçi bakış
Geçmişin muhasebesini yaparken, sadece yapamadıklarımıza ya da yeteri kadar iyi yapamadıklarımıza odaklanırsak, hissedeceğimiz o yetersizlik duygusuyla birlikte, yeni hedeflerimizi gerçekleştirme ihtimalimiz de çok düşük seyreder.
Gelecek yıl için hedefler düşünülürken de amacımız, tüm hayallerimize bir yıl içinde kavuşmak değil de, gerçekten ilerleme kaydedebileceğimiz alanları saptamak ve çok büyük olmayan hedefler koymak olmalıdır.
21 gün kuralı: Gerçek mi mit mi?
Yeni sağlıklı alışkanlıklar edinmek en sık rastladığımız yeni yıl hedeflerindendir. Yeni alışkanlık edinme denince de akla ilk 21 gün kuralı gelmektedir. Peki bu kural gerçekten işe yarıyor mu?
21 gün kuralı, bir plastik cerrah olan Mark Maltz’ın hastaları üzerinde yaptığı gözlemler sonrası ortaya attığı bir teoridir. 1960 yılında yazdığı kitabında, hastaların fiziksel değişimlerine en az 21 günde alıştıklarını söyler. Değişimler ve yeni davranış kazanımları üzerine düşünmeye ve gözlem yapmaya devam eden Maltz, birçok konu için en az 21 gün gerektiğini farketmiş ve şöyle belirtmiştir:“Eski bir zihinsel görüntünün çözülmesi ve kişinin zihninde yeni fenomenin şekil alması için en az 21 gün gerekmektedir”.
Maltz’ın kitabı çok meşhur olmuş, çok satılmıştır ama gözlemleri sonucunda ulaştığını “en az 21 gün” teorisi, yayıla yayıla yanlış bir form almıştır. Birçok kişisel gelişim kitabı 21 günde yeni alışkanlıklar kazanabilirsin diyerek insanları yanlış yönlendirmeye başlamıştır.
Alışkanlık kazanmada bilinçliliğin önemi
Bir davranışı alışkanlığa dönüştürmekte “zaman” önemli kavramlardan birisidir ama tek önemli kavram değildir. Her sabah spor yapma alışkanlığını kazanmak istiyorsam, 21 gün boyunca her sabah bunu tekrarlamam yeterli olmayacaktır. Kazanmak istediğim alışkanlığın üzerine düşünmeli, bu alışkanlığın hangi ihtiyacıma iyi geleceğini farketmeye çalışmalıyım. Kazanmak istediğim alışkanlığın bana, yapıma, geçmiş deneyimlerime uygun olup olmadığını anlamalıyım.
Unutmayalım ki, bizim sistemimiz her zaman bizi bildiğinde, tanıdığında tutmaya ayarlıdır. Eski bir alışkanlıktan kurtulup, bir yenisini oluşturmak sandığımızdan çok daha zordur. Bu süreçte, yapamadığımızda kendimize kızmak yerine, zor birşey yapmaya çalıştığımızı kendimize hatırlatmalıyız.
Ruh ve zihin sağlığımız için bu sene hepimize dileğim, şefkatli bir merak duygusuyla, kendimizi yargılamadan anlamaya ve tanımaya daha çok zaman ayırabilmemiz. Hepimiz bir değer olarak bu dünyaya geldik, değerli olmak için sürekli bir mücadele vermek zorunda değiliz. Olduğumuz şeklimizle değerli ve yeterliyiz.
