Live To Bloom’u kurarken iyi yaşamayı hedefleyerek, bu yaşam farkındalığını da kitlelere yaymayı amaçladık. İyi yaşamın, “Sağlıklı bir bedene sahip olmanın yanı sıra zihnin, duyguların ve ruhun bütünleşebilmesi, duygusal ve sosyal ilişkileri iyi bir şekilde sürdürebilmek, yaşama karşı pozitif ve tatminkar olabilmek ve bizi kucaklayan doğa ile uyumlu yaşayabilmek” ile mümkün olabileceğine inandık! Özellikle de bu yaşam tarzının bir “seçim” olduğunu vurguladık! 2018 yılının wellness trendlerini de bu seçimler doğrultusunda listeledik. Karşınızda 2018 yılının wellness trendleri!
1. Doğayı korumak
İklim bilimciler ve atmosferik araştırmacılar, doğal afetlerin şiddetinin bu denli artmasına insan eylemlerinin sebep olduğunu vurgulamakta. New York Magazine’in Temmuz ayında yayınlandığı bir makalede ise, doğaya zarar veren eylemlerimizi bırakmadığımız takdirde önümüzdeki 100 yıl içerisinde yaşanılabilir bir dünyamızın olamayacağı gerçeğini açıkladı.
Geleceğimizi tehdit eden ilkim değişikliğinin, gündelik yaşantımıza ve sağlığımıza olan olumsuz etkilerini yaşamaya başladık bile! Aşırı sıcaklardan dolayı oluşan kuraklık; kuralık sonucu oluşan gıda temini sorunları, hava kirliliğinin ve sıcakların etkisiyle kronik hastalıkların oluşması ve bu tür sorunların ruh sağlımıza olan etkileri!
Bu duruma birçok şirket de kayıtsız kalmayarak şimdiden bilinçli tüketim stratejilerini oluşturmaya başladılar. Sürdürülebilirlik ve etik protokollerine öncelik vermeye başlamaları da tesadüf değil, elbette! Bu politikaları uygulamaya başlayan markalardan biri de Nike!
Yeni yılda gezenimizi korumak için gerekli bireysel önlemlerimizi almakta faydalar var. Çevreci ürünleri tercih etmek, karbon ayak izimizi azaltmak ve geri dönüşüme katkıda bulunmak alacağımız önlemlerin ilk adımları olabilir!
2. Teknolojiye olan bağımlılığımızı azaltmak
Teknoloji uygulamaları ve sosyal medyanın, eğlenceden, habere birçok alanda bilgi sahibi olmamıza ve bazı alanlarda yaşamımızı kolaylaştırmaya olanak sağlaması, hayatlarımızı onlar olmadan sürdüremez hale getirdi!
Fakat yapılan yeni araştırmalar, sosyal medyada daha çok vakit geçirenlerin daha stresli olduğunu ve verimliliklerinin de daha düşük olduğunu ortaya çıkardı. Endişe verici bir diğer araştırmaya göre, gençlerin beyin kimyasının bozulmasına sebep olup, kaygı ve depresyonu tetiklediğini de göstermekte. Facebook’un kurucu eski başkanı Sean Parker, “İnsanların zamanlarının büyük bölümünü FB’ta geçirmelerini nasıl sağlarız ve dikkatlerini mümkün olduğunca bu platforma nasıl odaklayabiliriz?” sorusuna cevap aradıklarını ve platformun amacının da bu olduğunu itiraf etti! Bu platformlarda vakit harcamamız tesadüf değil…
Eski bir Google proje yöneticisi Tristan Harris ise bir röportajında, “Kabul edin ya da etmeyin, bu aplikasyonlar insanların düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini şekillendiriyorlar. Kısaca insanları programlıyorlar!” diye belirtti. Teknolojinin kancasına asılmış insanlar olarak hızla ilerliyoruz. Telefonlarımızı sürekli olarak kontrol ediyoruz ve bundan da keyif alıyoruz çünkü aplikasyonların dizaynları ilgi çekici!
Son derece ironik bir durum olsa da teknolojik bağımlılığımıza yine aplikasyonlar ile çözüm buluyoruz! Forestapp telefon dışında harcadığınız süre üzerinden adımıza ağaç dikiyor, Moment aplikasyonu günlük telefon kullanımımıza sınır getirme imkanı veriyor. Timetologoff.com ise bir aplikasyon değil, ancak dijital detoks yapmak isteyenlere kamp düzenleyip, tüm dijital aletlere sınır koymamızı öneriyor. Bu kampla birlikte, çeşitli açık hava etkinlikleri düzenleniyor. Böylece elektronik aletlerden uzak birkaç gün geçirebiliyoruz.
Zihnimiz gerçek dünya ile bağlantı kurmak ve gerçek deneyimleri öğrenmek üzere tasarlanmış. Teknolojiyle bu denli bir yaşantı genel sağlık durumumuza da olumsuz etki ediyor. Bu yüzden, yeni yıldan beklentimiz, gerçek dünya ile daha dengeli bir yaşam sürmek!
3. Nefes çalışmalarına katılmak
Günümüzde stresli ya da kaygılı olmayan bir insana rastlamak neredeyse mümkün değil! Birçoğumuz, bu sorunlardan muzdarip olup duygularımızı yönetebilmenin, ilişkilerimizi iyileştirebilmenin, teknolojinin bitmek bilmeyen dürtmelerine sakince yanıt verebilmenin kısaca daha konforlu yaşayabilmenin yollarını aramaktayız. Teknoloji ile yeterince iç içe geçmiş hayatlarımızda da şifayı meditasyon, mindfulness ve nefes teknikleri gibi geleneksel yöntemlerde aramayı tercih ediyoruz.
Nefes teknikleri, günlük yaşam akışımızda her an uygulanabilir olması dolayısıyla diğer tekniklere göre daha avantajlı konumda sayılabilir. Aynı zamanda zihnimizi temizlemede, enerji seviyemizi yükseltmede ve stres seviyelerimizi azaltmada da son derece etkili ve hızlı sonuç vermekte.
Standford Üniversitesi Nörobiyoloji bölümü araştırma departmanında görevli doktor Andrew Huberman, “Nefes teknikleri, bedeninizi ve sinir sisteminizi kontrol edebilmenizi sağlayan çok güçlü bir kontrol düğmesidir.” diyerek önemini bilimsel yönden de vurguluyor. Stresi hayatımızdan çıkarmak çok mümkün olmasa da yaşamlarımızın kontrolünü bedenimizde sahip olduğumuz güç ile yönetebiliriz. Zihninize ve bedeninize daha çok özen göstermek istediğiniz bir yıl olsun istiyorsanız, nefes çalışmaları gibi doğal rahatlama yöntemlerinden faydalanabilirsiniz!
4. Uyku kalitesini artırmak
İyi uyumanın, genel sağlık durumumuz üzerindeki önemi her geçen gün daha çok vurgulanmakta. Araştırmalar, uykusuzluğun kilo almaya, stres hormonunun daha fazla salgılanmasına ve konsantrasyon sorunları yaşamamıza neden olduğunu gösteriyor. Geçmişte 4 ila 6 saat uyumanın yeterli olduğu gibi bir kanı olmasına rağmen, yeni araştırmalar bu söylemleri de çürütmekte. Amazon’un CEO’su Jeff Bezos gibi bilinen başarılı iş insanları özellikle yeterli uykuya dikkat çekerek, başarılarında önemli bir faktör olduğunu da vurguluyor!
Kaliteli bir uyku uyumak için yatmadan önce sosyal medyayı kurcalamak, film keyfi yaparak ekran ışıklarına maruz kalmak gibi alışkanlıkları bırakıp iyi birer uyku ritüeli edinmemiz de yarar var! Örneğin odanızı derecesini ayarlamak, uyumadan bir saat öncesinde tüm elektronik cihazlarınızdan uzaklaşmak ve birkaç gevşeme hareketi (yoga pozları veya esneme hareketleri yapılabilir) ile zihninizi ve bedeninizi rahatlatarak rahat bir uyku uyuyabilirsiniz. Aynı zamanda, iyi bir uyku uyumanız için üretilen yatak, yastık ve yorganların yanı sıra, yine aplikasyonlar ile de uyku döngünüzü de ölçebilirsiniz. 2018 yılında, daha sağlıklı bir zihin ve beden için iyi uyumaya önem vermenizde fayda var!
5. Sağlıklı yaş almak
Yaşlanma üzerine yürütülen ileri düzey çalışmalar, uzun ve sağlıklı yaşamanın arkasındaki bilimsel gerçekleri açıklayabilmeyi mümkün kılmaya başladı. Bu çalışmalar, bedenimizin en mikroskobik elementlerinin yaşlanma sürecine nasıl katkıda bulunduğunu açıklayan düzeyde.
Son zamanlarda adını sık duymaya başladığımız “Telomer efekti” konusu 2009 yılında biyolog Elizabeth Blackburn’e Nobel ödülü kazandırmayı sağlamıştır. Bu çalışmada, DNA’larımızın uçlarında bulunan ve kromozomları koruyan parçalar olan telomerlerin uzaması ile daha uzun ve sağlıklı yaşamanın mümkün olacağı ortaya çıkarıldı. Basitçe açıklamak gerekirse, telomerler uzadıkça ömrünüz uzarken, telomerler kısaldıkça da yaşlanma süreci hızlanıyor. Telomerlerimizi uzatmak mümkün, telomerlerimizin uzamasına imkan veren aktiviteleri de önümüzdeki günlerde paylaşacağımız yazıda açıklayacağız.
Mitokondriler yani hücrelerin pili ve mitokondrial gücümüz ise, uzun ve sağlıklı yaşamanın bir diğer gereksinimi. Uzun ve sağlıklı yaşama hedeflerimiz 2018 yılında da, bedenimizin en mikroskobik elementlerine uzanarak yani telomerlerimizi uzatarak ve mitokondrial gücümüzü artırarak devam edecek.
6. FemTech (Kadın sağlığı teknolojisi)
Doğurganlık, genel sağlık durumunun bir ölçüsü olarak görülmeye başlandıkça teknoloji şirketleri de kadın sağlığını daha iyi anlamak üzere bu alana daha çok fon ayırmaya başladı. Reçeteli doğum kontrol aplikasyonları ve tampon alternatiflerinden giyilebilir doğurganlık izleme aplikasyonları ve internet bağlantılı meme pompaları ile sektör sıçrayış yaptı.
Tüm bu teknoloji uygulamaları da FemTech yani Female Technology (kadın teknolojisi) başlığı altında kadın sağlığı, doğurganlık çözümleri, menstruasyon dönemi izleme aplikasyonları ve yine kadınlara yönelik sağlıklı cinsel yaşam aplikasyonları ile genişlemekte.
Cinsel sağlık, doğurganlık gibi konuların, genel sağlık durumumuz hakkında bilgi edinmemize imkan tanıyan kadın sağlığı teknolojisi ile kendi biyolojimize uygun olarak, kararlarımızı daha bilinçli bir şekilde alabileceğiz gibi gözükmekte!
Kaynak: Well and Good, MindBodyGreen, The New York Times