Kadınların ruh sağlığı için en kritik dönem 20’li yaşlarda başlıyor ve 30’lu yıllarda devam ediyor. Özellikle bu yaşlar, belli başlı psikolojik sorunların temellerinin atıldığı dönem olarak da kabul ediliyor. Örneğin kaygı bozukluğu, tıpkı depresyon gibi genç kadınlar arasında oldukça yaygın bir şekilde görülüyor.
Klinik Psikolog Dr. Michele Barton, kadınların özellikle bu yaşlarda ruhsal sorunlar yaşamaya meyilli olmasının sebebini iyi bir kariyer oluşturma, gelecek ile ilgili önemli kararlar alma ya da çocuk sahibi olma gibi çeşitli kaygılara dayandırıyor.
İlk bakışta basit gibi görünse de 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınlar için bu kaygılar hayatın geri kalanını şekillendirmekle doğrudan alakalı olduğu için son derece önemli. Klinik Psikolog Josh Klapow, gelişimsel ve hormonal değişikliklerin bu dönemde yaşanan ruhsal sorunların üzerinde etkin bir role sahip olduğunu söylüyor.
Eğer siz de 20’li ya da 30’lu yaşlarınızı yaşıyorsanız karşılaşabileceğiniz ruhsal sorunların ne olduğunu öğrenerek olası durumlarla daha rahat baş edebilirsiniz.
Kaygı bozuklukları
Herkes bu dönemde hayatınızın geri kalanında ne yapmak istediğinizi sorar, akıl verir, öneride bulunur ve bu dönemde alacağınız kararların tüm hayatınızı etkileyeceğini söyler. Terapist Kimberly Hershenson, “Fiziksel ve ekonomik açıdan bağımsız olduğunuzda sorumluluklarınız da artar. Faturaları ödemek, ilişkiler kurmak ve kendine bakma zorunluluğu kaygı uyandırabilir” diyor.
Yeme bozuklukları
Yeme bozuklukları genellikle ergenlikle ilişkiliyken, bu dönemlerde kadınlar ve erkekler de benzer sorunları yaşayabiliyor. Elbette bunda sosyal medyada kendimizi başkalarıyla kıyaslamamızın da rolü büyük. Özgüveni zayıf kişilerde özellikle bedensel kaygılar artıyor. Bu da genç kadınlarda yeme bozukluklarına yol açabiliyor.
Bipolar bozukluk
Genleriniz bipolar bozuklukların gelişiminde rol oynuyor. Fakat Hershenson’a göre genç kadınların bu dönemde yaşadığı stres, gelecekte yaşanacak bipolar bozuklukların da temelini atabiliyor. Bu bozuklukları erkekler de aynı oranda yaşıyor fakat kadınların hormonları bu tecrübeyi biraz daha farklı hale getiriyor.
Borderline kişilik bozukluğu
Borderline kişilik bozukluğu (BKB) 20’li yaşların başında gelişen bir ruhsal sorun. Terapist Amy Moreira bu sorunun, iş yerinde, okulda ve kişisel ilişkilerde bozulmalar yaşanmasıyla belirginlik gösterdiğini söylüyor. Genç kadınlara duygulanımda dengesizlik yaşatan bir bozukluğu tanımlayan borderline kişilik bozukluğunda, kişiler kendi imajlarını bütünselleştiremedikleri için sorunlar yaşıyor.
Depresyon
Klapow’un da belirttiği gibi, depresyon genç kadınlar arasında yaşam tarzı değişiklikleri ve stres yüzünden sık görülen bir sorundur. Ama aynı zamanda, yalnız hissetme, üzüntü, değersizlik veya suçluluk şeklinde etkiler de ortaya koyabilir.
Yalnızlık
Her ne kadar klinik bir mesele gibi görünmese de genç kadınlar için yalnızlık duygusu, ileride anksiyete gibi farklı sorunlara yol açabilir. Kendinizi izole etme eğiliminiz varsa ve sosyalleşme faaliyetleriniz sanal dünyanın dışına çıkmıyorsa bu durumu yeniden değerlendirmenizde yarar var.
Sanal dünyada fazla zaman geçirmek kendimizi gerçek dünyadan kopararak yalnız hissetmemize neden olabilir ve oradan çıkıp gerçek hayatta sosyalleşmeyi daha da zorlaştırabilir.
Tükenmişlik sendromu ve stres
Tükenmişlik sendromu, çalışan kadınlar arasında stres kaynaklı sorunların başında geliyor. Kariyerinizde yaşadığınız stres ve baskı, ruhsal durumunuzu da etkiliyor. 30’lu yaşlarda kadınlar kişisel bakıma daha az odaklanıyor bunun yerine diğer isteklerini ve başarı umutlarını karşılamaya çalışıyorlar. Bu da tükenmeye neden olabiliyor.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (“DEHB”)
DEHB genellikle daha genç yaşlarda ortaya çıkar. Ancak, terapist Amy Moreira bu durumun kimi zaman 20’li yaşlara kadar fark edilemediğini de söylüyor: “Kadınlardaki DEHB vakalarının çoğu 20’li yaşlarda teşhis ediliyor çünkü iş yerinde odaklanma sorunları okul yaşamındakinden daha belirgin oluyor ve tabii bu da daha büyük bir sorun teşkil ediyor.”
Adet öncesi disforik bozukluk
Zihinsel Bozuklukların Teşhisi ve İstatistiksel El Kitabı’nın, beşinci baskısında yazdığı üzere adet öncesi disforik bozukluk, genellikle 20’li yaşların sonlarında ortaya çıkıyor. Moreira, “Adet öncesi disforik bozukluğun, sağlık geçmişinde ve ailede depresyon öyküsü olan kadınlarda görülme ihtimali daha yüksek” diyor.
Gebelikle ilgili sorunlar
Bir bebeğe sahip olmak son derece heyecanlı olabilir ancak bu süreç bazı zihinsel sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Postpartum depresyon, anksiyete, doğum travması gibi sorunların yanı sıra gebelik kaybı, kısırlık, üreme komplikasyonları gibi farklı problemler de ortaya çıkabilir.
Doğum öncesinde depresyon, kaygı veya travma öyküsü olan kadınlarda bu sorunların ortaya çıkabilme ihtimali daha yüksek. Bu nedenle, eğer sizin de böyle bir geçmişiniz varsa hamile kalmaya karar vermeden önce durumu doktorunuza bildirmenizde yarar var.
İlişki sorunları
İlişki sorunları her yaşta yaşanabilir ancak 20’li ve 30’lu yaşlarda daha endişe uyandırıcı olabiliyor. Psikolog Dr. Elayne Daniels, kadınların vücut saatiyle bu durumun ilişkili olabileceğini söylüyor: “Belli bir yaşta evlenmeyi planlıyorken herhangi bir sebepten dolayı ilişkiniz sonlandıysa, bu durum ruhsal sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Profesyonel destek almakta yarar var.”
Bağımlılık
Klapow’a göre madde bağımlılığı bu yaşlardaki kadınlar için önemli sorunlardan biri olabiliyor. Sigara, uyuşturucu ya da alkol… Eğer yaşamınızdaki baskıdan bu gibi bağımlılıklarla kurtulmaya çalışıyorsanız yardım almaktan korkmayın.
Şizofreni
Bunu düşünmek korkutucu olsa da ihtimaller arasında. Şizofreni bu yaş aralığında ortaya çıkabilir. Eğer şizofreni belirtilerine sahipseniz, durumu iyi değerlendirmeniz ve bir hekime başvurmanız gerekiyor.
Çoğu kadın için şizofreni belirtilerinin ilk olarak ortaya çıktığı zaman dilimi 20-30 yaş aralığı. Tuhaf davranışlar, sanrılar ve paranoya gibi belirtileri bulunuyor. Aslında altı farklı şizofreni türü var. Bu semptomların doğası gereği hastalara çeşitli gerçeklik testleri uygulanmak zorunda.
Çünkü bu belirtiler başka sorunların göstergesi de olabilir. En iyisi, böyle bir belirtiyle karşılaşıldığı an bir hekime başvurmak ve durumu tüm gerçekliğiyle aktarmak.
Unutmayın, her ne yaşarsanız yaşayın bu sorunların hepsinin bir çözümü ve tedavisi var. Psikoloğunuzla bu konuları konuşmaktan asla çekinmeyin.
Kaynak: Bustle, The Zoe Report