Aromaterapi maceram birkaç sene önce başladı. Aslında ilk görüşte aşk yaşamadık. Zaman içinde beni kendine doğru çekti! İlk defa çok sevdiğim arkadaşım Merve, Türkiye’de gazetecilik yaptığı sıralarda bana röportaj yaptığı bir aromaterapistten bahsetmişti, o zaman duymuştum ama çok ilgimi çekmemişti.
Birkaç ay sonra başka bir arkadaşım Petra bizi Hawaii’de havaalanından karşılamaya geldi. Bir sürü yağlar sürmüş. Yol boyunca saçlarını çekip çekip kokladım. “Ne sürdün sen?” diye sorunca, “Bilmem birkaç yağ sürdüm” dedi ve uçucu yağ koleksiyonunu kucağıma fırlattı. Paçayı o ara kaptırdım sanırım…
Sonra oturdu bana hepsinin faydalarını, hormonlarını bu yolla nasıl dengelediğini, bir sürü hastalığını geçirdiğini uzun uzun anlattı. Ben de denemek için birkaç şey ısmarladım. Sonra kitaplar aldım ve okumaya başladım. Meğer aromaterapi, ayurvedanın da tedavide önemli bir bölümünü oluşturuyormuş!
Aromaterapi dünyasının içine girerken
Aromaterapinin içine daldıkça bulabildiğim kadar saf ürünle, yapabileceğim her şeyi elimden geldiğince kendim yapmaya karar verdim. Şu sıralar şekersiz çikolatamız, granolamız ve bitki sütlerimizin yanında, losyon ve kremlerimi, yüz ve makyaj temizleyicilerimi, deodorantlarımızı ve daha birçok şeyi evde kendim yapıyorum. Hatta bazı bazı iyileştirici şeyler bile hazırlıyorum! Kas gevşetici masaj yağları, enflamasyonu giderici karışımlar, antigribal formüller…
Sonra bu girişimlerimi, okuma ve araştırmalarımı taçlandırmak üzere, Kuzguncuk’ta bir aromaterapi kursuna katıldım. Öğretmenim Aslı San Bilgin’i de ürünlerini de çok sevdim. Sadece bu konuya hakim olması ve girişimciliği değil; aynı zamanda da samimi ve alçakgönüllü hali son derece etkiledi beni.
İşini çok iyi ve sevgiyle yapıp; havalara girmeyen, otantik bir şekilde keşfetmeyi ve öğrenmeyi sürdüren profesyoneller beni benden alıyor.
Okuduklarımdan süzerek aromaterapi ile ilgili birkaç önemli noktayı sizlerle de paylaşmak istiyorum:
Aromaterapi, binlerce yıllık (nereden baksanız 6000 yıl) iyileştirici bir bilim dalı. Özellikle de ayurvedada çok kullanılıyormuş. Hindistan’da aşrama gidince susam yağlı masajlar yaptırıyordum ama bunu hiç aromaterapiyle bağdaştırmamıştım doğrusu. Gül, misk ve amber kokuları da size Osmanlı’daki kullanımlarıyla ilgili fikir verebilir.
Aromaterapi sadece spaya gidince ve masaj yaptırırken değil; evlerimizde de misler gibi kokup, kullanıp faydasını görebileceğimiz bir alan. Boğaz ve nefes açıcı okaliptüs yağından, mışıl mışıl uyumak için lavantaya; enerjinizi yükseltmek için narenciyelerden sindiriminizi güçlendirmek ve başınız ağrıdığında şakaklarınızı ovmak için acı nane yağına; bağışıklığınızı yükseltmek için biberiyeden, cildinizi pırıl pırıl yapması için gül yağına kadar minik bir yan etkisiz ecza dolabı yaratabiliyorsunuz evinizde.
Aromaterapi yağları ilk bakışta biraz pahalı görünebilir fakat hem doğal oldukları için hem de fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığımız üzerinde son derece etkili olduklarından tercih etmekten hiç çekinmedim. Uzun vadede cildinizi iyileştirecek, bağışıklığınızı arttıracak ve pek çok alanda maliyeti düşürecekler çünkü. Hem de bu yağları en güzel şekilde kullanmayı öğrendikten sonra kimyasallarla dolu olan tüm temizlik ve güzelllik malzemelerinizi fırlatıp atabilirsiniz.
Bir uçucu yağlar var bir de bu uçucu yağları seyreltmek için taşıyıcı yağlar var. Uçucu yağlar tonlarca bitkinin sıkıştırılmasından ortaya çıktığı için, haliyle bir hayli yoğunlar. Uçucu yağları taşıyıcı yağlarla karıştırıp kullanıyorsunuz. Aromaterapi yağlarını tercih ederken en doğal ve saf olanını almalısınız. Taşıyıcı yağlarınızın soğuk sıkım olması gerekiyor.
Her uçucu (öz) yağın bir faydası var. Mesela, benim ilk sorum, “Başlangıç için hangilerini almalıyım?” olmuştu. Arkadaşım Petra, “Buradayken al, sonra İstanbul’da hepsini bulamayabilirsin. Çok alışacaksın, bu esanslar yaşıyor, senin bir parçan olacaklar” demişti. Haklı çıktı. Sonra sonra bir baktım ortaya karışık bir çoğunu almışım. Ama ilk alacaklarınız, lavanta, çay ağacı, limon, acı nane (peppermint) ve okaliptüs olabilir. Ruhsal ve meditatif bir şeyler arıyorsanız, günlük frankincense yağını tavsiye ederim.
Uçucu yağların başlıca faydaları
1. Lavanta
Rahatlatıcıdır, uyku ilacınıza alternatiftir. Cilde iyi gelir. Babaannem uyumadan önce yastığına sürer.
2. Çay Ağacı (Tea Tree)
Sivilceniz mi var, bir gıdım üstüne sürün, söner :)) Sivrisinek mi ısırdı, üzerine sürünce kaşıntınız geçer. Antiseptiktir. Temizlik için harikadır. Enfeksiyonlara ve mantara iyi gelir.
3. Limon
Enerji verir, antioksidandır. Soğuk algınlığına ve astıma iyi gelir. Mideye ve sindirime iyi gelir. Konsantrasyonu ve bağışıklığı arttırır.
4. Acı Nane (Peppermint)
Sindirime çok iyi gelir. Kas gevşeticidir. Antimikrobiyaldir. Baş ağrılarına birebirdir.
5. Okaliptüs
Astım, boğaz ağrıları, soğuk algınlığı için harikadır.
**Bu yazının orjinali arzuozev.blogspot.com.tr‘ de yayınlanmıştır.