YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: SAKARA
In partnerhip with Wings

Nasıl beslendiğimiz sadece o an nasıl hissettiğimizi, enerjimizi veya bedenimizin nasıl göründüğü değil genel sağlığımızı hatta yaşam süremizi şekillendirebiliyor. Bedenimizi en küçük yapı taşından; genlerimizden etkileyebilen gıdalar hastalıklardan uzak, sağlıklı ve uzun bir ömür sürmemize yardım edebildildiği gibi hastalıklara yakalanma riskimizi de arttırabiliyor. Beslenme şeklimizin üzerimizdeki bu “süper gücü” epigenetik bilimi ile açıklanıyor. Hastalıkların ortaya çıkışında genetiğin mermi, çevresel etmenlerinse tetiği çeken olmasının bilimsel açıklaması olan epigenetik bize genlerimizi nasıl beslememiz gerektiği konusunda da yol gösteriyor. Sizin için epigenetik ve beslenme şekli arasındaki ilişkiyi, hangi gıdaların bizi hücresel seviyeden itibaren desteklediğini hangilerininse gen gösterimimizi negatif yönde etkilediğini araştırdık!


Epigenetik nedir?

Bireysel davranışlarımızın, yaşam tarzımızın ve çevresel faktörlerin gen gösterimimiz üzerinde etki gösterebilmesine epigenetik deniyor. Doğuştan sahip olduğumuz, kalıtsal olarak ailemizden geçen DNA’ımız, içerisinde birçok bilgiyi ve potansiyeli barındırıyor. Bu bilgilerin çoğu bizi biz yaparken bazısı da potansiyel olarak hangi hastalıkları geçirebileceğimizi saklıyor. Epigenetik de burada devreye giriyor. Sahip olduğumuz bazı genetik yatkınlıkların -örneğin ailede kanser veya diyabet geçmişi- bizim de başımıza gelip gelmeyeceğini epigenetik yani o genin kendini nasıl göstereceği etkiliyor.

Daha bilimsel olarak epigenetik çalışmaları doğuştan sahip olduğumuz genlerimizin -yapısında herhangi kalıcı bir değişim olmadan- kendilerini neden gösterip göstermediklerini, nasıl “açık veya kapalı” olabildiklerini araştırıyor. Gen gösterimi denilen bu durum da kendini direkt olarak genel sağlığımız üzerinde gösteriyor. Hangi genlerin açık veya kapalı olduğu hücrelerin işlevini, dokuları, organları, bedeni ve sonucunda sağlıklı yaşam süremizi şekillendirebiliyor.

Günümüzde üzerine çokça eğilinen epigenetik çalışmaları da gen gösterimimizin beslenme, hareket, uyku, stres, toksin gibi çevresel faktörlere maruziyet altında değiştiğini gösteriyor.

Beslenme epigenetiği nasıl etkiler?

Epigenetiğimizi etkileyen yaşam tarzı seçimleri arasında en büyük kontrole sahip olduğumuz da nasıl beslendiğimiz oluyor. Gıdaların içerisinde bulunan bazı besin değerleri veya bileşikler epigenetik değişimi tetikleyen bir rol üstlenebiliyor ve gen gösterimini etkileyebiliyor.

Beslenmenin epigenetik ile ilişkisi kimyasal bir süreç olan metilasyon ile açıklanabiliyor. Epigenetiğin en bilinen örneklerinden olan metilasyon DNA zincirine metil grubunun eklenmesinden oluşuyor. Bu ek de zincir üzerinde hiçbir kalıcı değişim yaratmadan bulunduğu yere göre genin açılmasını yani kendini göstermesini veya kapanmasını etkiliyor. Metilasyon da diğer epigenetik süreçler gibi beslenme şeklimizden etkileniyor. Örneğin birçok gıdanın içerisinde bulunan folat, metilasyon sürecinin bir parçası olduğu için beslenme ile yeterli miktarda alınması gerekiyor. Eğer folat eksikliği yaşanırsa metilasyon süreçlerinde aksamalar yaşanabiliyor ve genel sağlığı kötü yönde etkileyecek genler metilasyon ile susturulamadığı için açılabiliyor, bazı hastalıklara yakalanma riski yükselebiliyor.

Folat dışında epigenetik etkisi olduğu bilinen besin değerleri, polifenoller ve resveratrol olarak sıralanıyor. Bu iki bileşen epigenetik sürecinde rol alan enzimlerin sentezlerine katkıda bulunuyor.

Hangi gıdalar negatif epigenetik gösterime yol açıyor?

Folat, resveratrol, polifenol zengini besinlerin aksine bazı gıdalar epigenetik sürecini negatif yönde etkileyebiliyor. Gen gösterimi üzerinde değişimlere yol açabiliyor, diyabet, obetize, insülin direnci gibi hastalıkların oluşumu tetikleyebiliyorlar. Bu gıdaların ortak noktasında ise yüksek oranda yağ içermeleri veya yüksek oranda işlenmiş olmaları yatıyor.

  • Alkol.
  • Rafine şeker.
  • Birçok işlemden geçirilmiş gıdalar.
  • Paketli ürünler.
  • Yüksek oranda tarım ilacı içeren meyve ve sebzeler.
  • Düşük kalitede yağlar.
  • Besin değeri açısından düşük, “içi boşaltılmış” besinler.

Pozitif epigenetik gösterim için ne yemeli?

Epigenetik sürecinin sorunsuz ve sağlıklı şekilde ilerlemesi için beslenmenin gerçek, işlenmemiş gıdalardan oluşması, tam tahıllar, tohumlar ve çekirdekler, sebzeler ve meyveler, baklagiller ve yağsız etler açısından zengin olması öneriliyor. Vitamin, mineral ve antioksidanlar gibi mikro besinler açısından çok zengin olan meyveler ve sebzeler DNA hasarına karşı koruma sağlarken tam tahıllar yüksek lif oranları ile bağırsak sağlığını ve besin değeri emilimini destekliyor. Sağlıklı yağlar ve lif açısından zengin tohum ve çekirdeklerse E vitamini ve magnezyum gibi hücre sağlığı için çok önemli vitamin ve mineralleri karşılıyor. Yağsız etlerin arasında ise özellikle deniz ürünleri Omega-3 yağ asitleri açısından çok zengin olduğu için epigenetik sürecini destekliyor ve hastalıklara yakalanma riskini düşürebiliyor.

  • Organik tarım ürünleri.
  • Gerçek, işlenmemiş gıdalar.
  • Tohumlar. (Chia tohumu, keten tohumu, kinoa, susam, haşhaş.)
  • Çekirdekler. (Ay çekirdeği, kabak çekirdeği.)
  • Yeşil yapraklı sebzeler. (Ispanak, semizotu, pazı.)
  • Probiyotik gıdalar. (Yoğurt, turşu, kimchi, kombucha.)
  • Sülfür açısından zengin gıdalar. (Hindi eti, baklagiller, yumurta, soğangiller, turpgiller, deniz ürünleri, süt ürünleri.)
  • Baharatlar. (Zerdeçal, zencefil.)

Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP