Kokulu bitkiler ve kokular, binlerce yıldır sadece fiziksel yaralarda değil psikolojik olarak yaralı olduğumuz zamanlarda da etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde modern yöntemler ile vücuttaki etki mekanizmalarını ölçerek esansiyel yağların psikoaktivitemiz üzerinde büyük çapta bir etkiye sahip olduğunu anlayabiliyoruz.
Öncelikle şunu belirtelim, kokuların beyin üzerinde yarattığı değişiklikleri ölçebiliyoruz. Örneğin, yapılan araştırmalarda depresyona giren kişilerde, birçok farklı belirti ile birlikte koku duyusundaki hassasiyetin azaldığı bilinmektedir. Bu tip rahatsızlıklara sahip kişilerle yapılan “kontrollü koku çalışmaları” olumlu sonuçlar vermektedir.
Koku duyumuz ve kokuyla ilişkili nöral bağlar, diğer beş duyumuza kıyasla biraz farklı çalışmaktadır. Koku sinirleri için “beynin dışarı olan uzantısı” ifadesi kullanılmaktadır.
Bu nedenle esansiyel yağlarla yapılan uygulamalar ile stres ve kaygılarımızı hafifletebiliriz. Stres ve kaygıya bağlı ağrı, uykusuzluk, bulantı gibi rahatsızlıklar için de yapılan pek çok çalışma var ve bizler de hastane ortamında bunları uygulamaktayız.
Kaygıların hafiflemesine ve stresin yatışmasına yardımcı olan uçucu yağlar hangileridir?
Yapılan çalışmalarda en çok tıbbi lavanta (L.angustifolia), melez lavanta (L.x intermedia), tatlı portakal (c.sinensis), bergamot (C.sinensis), gül (R.damescana), frankinsens (B.carteri) gibi birçok uçucu yağlara rastlıyoruz. Belli aroma bileşenlerinin sinerjik etkileri çok ön plana çıkıyor.
Bu konuyla ilgili birçok çalışma da bulunmaktadır. Örneğin Amerika’da kliniklerde yapılan 21,554 adet aromaterapi seansının sonuçları çok ilginç. Tamamı hastalarla yapılan bu çalışmada; ağrılarda yüzde 32,45, anksiyete bozukluğunda yüzde 47,39, bulantıda ise yüzde 50,61 iyileşme görülüyor. Yine 2013’de yayınlanan bir meta analizde de belirtildiği üzere; esansiyel yağların serebral nörotransmitterlari uyararak serotonin ve dopamin salınımını arttırdığı biliniyor.
Anksiyete bozukluğu tedavisinde aromaterapinin rolü
Bütünsel tedavinin özünde insanın kendisi vardır. Bunu anlatan çok güzel bir Japon atasözü var: “Her hastalık zihinde başlar”. Hastalıkların ortaya çıkması gibi tedavisi de zihinde başlar. En başta kendimizi olduğumuz gibi kabul edip sevmek, ait olduğumuz doğa ile daha yakından iletişim kurmak çok önemli.
Aromaterapi de doğayla aramızdaki bağları tekrar güçlendirebilecek güzel kokulu ve çok keyifli bir yoldur. Bu arada aromaterapide sadece esansiyel yağlar değil, aynı zamanda hidrosol ve sabit yağlardan da çok faydalanmaktayız. Burada sadece koku uygulamaları değil cilt yüzeyine yapılacak birbebir uygulamalar da etkilidir. Kronik hastalığı olan ve sürekli bakım gerektiren kişiler üzerinde aynı zamanda bazı dokunma tekniklerinden de faydalanmak mümkündür. Ayrıca aromaterapinin bir bölümü fitoterapi olarak da değerlendirilir. Burada kapsül, supozituvar, ovül gibi dahili kullanımlar da hekim ve eczacı kontrolünde kullanılmaktadır.
Aromaterapik yağların doğru kullanımı nasıl olmalı?
Kullanılan yağın kalitesi çok önemlidir. Ne yazık ki hem ülkemizde hem de dünyada konuyla ilgili problemler yaşanmaktadır. Piyasada “tağşiş” dediğimiz adı başka, ama içeriği bambaşka uçucu ve sabit yağlar satılmaktadır. Bu nedenle yağların markalarına ve yağları satın aldığınız yerlere çok dikkat etmelisiniz.
Uçucu yağlar, elde edilme yöntemleri nedeniyle çok konsantre bileşenlerdir. 4 ton gül yaprağından veya 150 kilo lavanta çiçeğinden sadece 1 kilo uçucu yağ elde edilir. Bu nedenle tüm uçucu yağların seyreltilerek kullanılması gerekir. Yaşlılarda ve bebeklerde hem yağ seçiminde hem de oranlarda çok dikkatli olunmalıdır.
Kaygı anında zihni sakinleştiren etkili bir uçucu yağ!
Kaygı ve stres ile ilgili yapılmış araştırmalarda kullanılan uçucu yağlardan örnekler vermek gerekirse; defne, narenciye türleri, çeşitli göknar türleri, tıbbi ve melez lavanta, mercanköşk (S.sclarea), kişniş (C.sativum), vetiver, ylang ylang gibi türlerden bahsedebiliriz. Ama burada en önemli konu, kokunun kişide canlandırdığı zihinsel bağlara da dikkat etmektir. Koku hafızası ve kişinin koku tercihleri önceliklidir.
Kendi aromaterapik yağınızı oluşturabileceğiniz 2 reçete:
Stresli bir cildi rahatlatmak için:
- 2 damla melisa,
- 1 damla gül,
- 7 damla lavanta,
- 1 damla da nane uçucu yağ karışımını,
- 20 ml jojoba,
- 20 ml avokado ve
- 20 ml de kuşburnunu sabit yağ karışımında çözdürün.
Oluşan yağ karışımını, sabah ve akşam temiz cilde uygulayın. Bu karışım hem cildinizi sakinleştirecek hem de yaşlanma karşıtı bakım yapacaktır.
Romantik bir akşam atmosferi yaratmak için:
- 1 damla yasemin,
- 2 damla neroli,
- 1 damla ylang ylang,
- 2 damla paçuli uçucu yağlarını karıştırdıktan sonra koku lambası veya buhurdanlığınıza 2-3 damla damlatın. Aşkınızı tazelemek için harika bir karışım olacak.