Sırrı bir türlü çözülemediğinden mi yoksa her gün yeni bir malzemeyle karşımıza çıktığından mı bilinmez, rüyalar her zaman tartışma konuları arasında en üst sıralarda yerini korumayı başarıyor. Kimine göre ilgi çekici bulduğu detayları bünyesinde toplayan, kendine has bir gündelik uyku rutini olan rüyalar, kimine göre de bilinçaltı düşüncelerinden oluşan bir yansıma olarak kabul görüyor.

Psikanalizin öncülerinden Jung ve Freud, hayatlarını ikinci seçeneğin ihtimallerine adamışlar. Öyle ki Freud’un rüya teorilerine göre, bütün algı ve davranışsal düzeni oluşturan bilinç dışı (unconscious) sadece rüyalarda ortaya çıkıyor ve benliğin esas keşfi hatırladığımız veya hatırlamadığımız rüyaların sembollerinde yatıyor.

Teorileri daha da ileri taşıyarak rüya deneyimiyle gerçek hayat deneyimini ayırt etmek için geçerli bir veri bulunmadığını savunanlar da var

Fransız filozof Descartes, rüya dünyasıyla gerçek hayatın konularını birbirine o kadar benzer buluyor ki hangi noktalarda rüyaya veya gerçekliğe temas ettiğimizin farkında dahi olamayacağımızı ileri sürüyor.

Sahiden de rüyalar gerçek olacak kadar bizden bir parça durumundalar mı? Gördüğümüz tüm detaylar, derin uykudaki bilincin kendini ifade ediş şekli mi?

Freudyen Rüya Sembolleri

“Rüya, bir sanat eseri gibidir. Dışarıdan anlaşılır göründüğü halde kendisini hiçbir zaman açıklamaz ve hiçbir zaman açık bir anlam taşımaz. Rüya, hiçbir zaman tavsiye vermez ya da gerçek budur demez. Sadece doğanın bir bitkiyi yetiştirişi gibi bize bir imge sunar ve sonuç çıkarmayı da bize bırakır.” Sigmund Freud

Psikanalatik kuram, bastırma (repression) kavramı üzerinde durarak bilinçaltımıza etki eden tüm olay ve travmaların geçmişte yaşadığımız bir duygu veya olaydan kaynaklandığını savunur. Bu nedenle rüyaların, birtakım nevrotik işaretleri tanımamıza yardımcı olacak araçlar olduğunu söyleyebiliriz.

Ev

Rüyada görülen ev imgesi, insan bedenini sembolize eder. Geniş, düz duvarlı bir ev erkek bedenini işaret ederken balkonlu ve kirişleri olan bir ev kadın vücudunu tasvir etmektedir.

Evi iyi veya kötü durumda görmek, eve ulaşmaya çalışmak, evden kaçmak, evde kaybolmak gibi olgular kişinin kendisiyle ilgili bilinç dışı (unconscious) fikrine dair işaretler sunmaktadır.

Otorite figürü

Rüyada görülen kral, kraliçe veya otorite figürü anne ve babayı temsil eder. Bu figüre duyulan korku, figürle olan ilişki, otoriteden gelen yargı ve hükümler kişinin ebeveyniyle olan ilişkisine ışık tutar. Polis, asker gibi figürler babayı temsil ederken hemşire figürü anneyi çağrıştırır.

Su

Su ile olan ilişki doğumu temsil etmektedir. Suya atlama, sudan çıkma, birini sudan kurtarma ve bunun gibi eylemler varoluşsal düşüncelere, anne-çocuk ilişkisine ve çocukluk yıllarına ait anılara atıfta bulunur.

Yolculuk

Freud’a göre bir yerden bir yere gitmek, taşınmak, yolculuğa çıkmak veya hazırlanmak; ölüm fikrine ve ölüm korkusuna işaret eder.

Kilitli alan/bodrum katı/yeraltı

Kilitli bir alan, yeraltı, karanlık ve izbe köşeler, kimsenin olmadığı mekanlar; bilinçaltını temsil eder. Kişi, rüya esnasında bu alanlardan kaçıyor veya cesaretle alan içerisine ilerleyerek birini arıyor/kurtarıyor olabilir.

Zıtlıklar

Rüyada ölmek yaşamakla, kendini kalabalıklar içinde görmek yalnızlıkla, çıplaklık yeni bir iş dolayısıyla gelen varlık, makam veya üniformayla ilişkilendirilir.

Cinsel semboller

Freud’un “The Interpretation of Dreams” kitabında konu aldığı sembollerin büyük bir çoğunluğu  erkek ve kadın cinsel organını, cinsel ilişkiyi ve cinsel arzuyu temsil etmektedir.

Phallic (fallik) sembol: Erkeklik organını çağrıştıran objeler fallik semboller olarak kabul edilir. Rüyada 3 rakamı ve boyu eninden fazla olan şemsiye, sopa, silah, bıçak, kalem, anahtar gibi nesneler fallik sembollerdir. Cinsellik arzusunu veya nesnenin rüyada konumlandığı duruma göre cinsellikle ilgili bir durumu/şikayeti belirtir.

Yonic sembol: Kadınlık organını çağrıştıran objelere de yonic semboller adı verilmektedir. Rüyada mağara, kapı, çanta, mücevher, çiçek gibi daireselliği ve muhafaza etmeyi çağrıştıran nesneler yonic sembollerdir.

Cinsel ilişkiyi çağrıştıran semboller: Rüyada merdiven çıkmak, araba kullanmak, uçmak, kapıdan veya koridordan geçmek, ata binmek, asansör kullanmak gibi eylemler cinsel birleşmeyi çağrıştırır. Vahşi hayvanlar cinsel arzunun, yılan ise cinsel tatminsizliğin sembolüdür.

Kaynak: Simply Psychology, Frontiers In Psychology

İlginizi çekebilir!



Yağmur Baki

1994 yılında doğan Yağmur, Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Erasmus kapsamında Barselona Üniversitesi’nde Filoloji dersleri aldı. Mezuniyetinin ardından basılı yayınlarda editör ve içerik yazarı olarak çalıştı. Aynı zamanda yayınevi bünyesinde dünya edebiyatı kapsamındaki edebiyat, felsefe ve tarih kitaplarını yayına hazırladı. Şu anda Live To Bloom’da editör...



BLOOM SHOP