Partnerinizle olan cinsel yaşamınız sekteye uğradı ve bu durumla nasıl başa çıkabileceğinizi bilmiyor musunuz? Seksolog Carli Blau, Healtline’a verdiği bir röportajda, çiftlerin birbirleriyle cinsel ilişkiye dair tercihlerini konuşmaları gerektiğini ve bu konuşmalar ile ortak zevke ulaşabileceklerini belirtiyor. Blau’ya göre asıl sorun, genel olarak insanların ne istediklerini pek bilmemesinden ve ilişkilerine dair karar vermekte zorluk çekmelerinden kaynaklanıyor.

İlişkiyi sıcak tutmanın gerekliliğine dair bir toplum baskısı da mevcut; “Düzenli seks hayatı!” gibi bir kavram ve sosyal medya gibi bir olgu hayatımızda önemli yer tutarken çevremizdeki insanların gerçekçi olmayan değerlendirmelerine nasıl direnebiliriz ki? Oysa çok mutlu görünen çiftlerin bile, bazen aylarca cinsel birliktelik yaşamadıkları da bir gerçek!

Colorado Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, yaşıtlarından daha az seks yaptığına inananların daha mutsuz, yaşıtlarına göre daha fazla seks yaptığına inananların ise daha mutlu oldukları ortaya çıkarıldı. Sosyal medyada yer alan mutlu çift paylaşımlarının da etkisiyle, birçok insan ilişkisinde daha az cinsel birlikteliğin olduğunu düşünerek, mutsuz oluyorlar.

Bu aslında çiftler arasında oldukça yaygın bir konu. Düzenli cinsel yaşantınızın sekteye uğraması ilişkinizin sonu demek değil. Seks ve ilişki terapisti profesör Megan Fleming’e göre ise, ilişkide kıyaslama yapmanın yanlış bir yaklaşım olduğunu ve her çiftin kendine özgü ilişkiyi yaşama biçimlerinin olduğunu vurguluyor.

Kısaca, kıyaslama yaparak kendimizi her noktada mutsuz ediyoruz! Peki cinsel yaşamımızı yoluna koymak için nasıl bir yol izlemeliyiz? 

Soru sorun! İlişkiniz hakkında merak ettiğiniz noktaları tespit edin ve sorun.

Tüm iletişim kanallarınızı açık tutarak işe başlayın. Her konuşma fırsatını değerlendirin. Fakat suçlayıcı ya da kıyaslayıcı olmayın. Seks terapisti Holly Richmond, bu konunun çok hassas olduğunu ve soru sorma şeklinden sorunun sorulduğu zamana kadar uzanan geniş bir perspektifte tüm bileşenlerin çok önemli olduğunu söylüyor. Örneğin yatmadan önce, yemekten önce, uyku ve açlık gibi bedensel ihtiyaçların baskın geldiği anlar, bu tür konuşmalar için doğru zaman değil. Restoran ve bar gibi kamuya açık alanlar da uygun mekanlar değil. En iyisi baş başa kalabildiğiniz samimi ortamınız, yani eviniz ve mümkünse oturma odanız.

Soruyu sorma şekliniz de önemli bir konu! Örneğin “Neden bizim de diğer insanlar gibi cinsel hayatımız yok?” ya da “Neden eskisi gibi sevişmiyoruz?” soruları incitici olabilir. Olaya biraz daha sakin, düşünceli ve nazik yaklaşmakta yarar var. Kırıcı olmak ya da partnerinizi incitmek içinde bulunduğunuz durumu daha da kötüleştirebilir.

Dinleyin! Gerçekten karşılıklı olarak birbirinizi iyi dinleyin.

Gerçeği konuşmak gerekirse, birçok insan iyi bir dinleyici değil. Partnerinizin söylediklerinin başını dinleyip, geri kalanında da kuracağınız cümleyi kafanızda planlıyorsanız, siz de pek iyi bir dinleyici sayılmazsınız! Aslında dinlemek diyalogun çok önemli bir kısmını oluşturmakta. Partnerinizi iyi dinlerseniz ihtiyaçlarına ya da arzularına dair küçük ama önemli ayrıntılar da yakalayabilirsiniz.

Ortada tahmin ettiğinizden daha farklı bir sorun olabilir. Kaygı bozukluğu, stres ya da depresyon gibi farkında olmadığınız bir sorun yüzünden tüm cinsel yaşamınız etkilenmiş olabilir. Ya da duygusal olarak tatmin olmadığınızı hissediyorsanız da cinsel yaşantınız yolunda gitmiyor olabilir. Bu durumda cinsel yaşantınızdan önce odaklanmanız ve düzeltmeniz gereken asıl soruna eğilmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır!

Plan yapın! İkinizi de mutlu edecek bir plan oluşturun.

Konuşmaya başladınız ve ilişkinize devam etme konusunda hem fikir oldunuz, asıl sorununuzu da tespit edebildiyseniz birlikte doğru bir plan yapma vakti geldi demektir. Bu aşamada tespitlerinizi iyice analiz etmeniz olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.

Eğer ilişkinizde iyi bir diyalog kuramıyorsanız ve kurmaya çalıştığınızda birbirinizi incitici konuşmalar yapıyorsanız, ilişki terapistine danışmanız daha iyi yöntem olabilir. Böylelikle sıkıştığınız döngüden çıkabilirsiniz.

Partnerinizi kırmadan çözüme odaklanın. Bunlar dışında fiziksel yakınlığı artırmak için küçük dokunuşlardan yararlanabilirsiniz. Unutmayın bazen okşamak, dokunmak, kısa ama ateşli bir öpücük uzun süren bir cinsel ilişkiden daha fazla haz verebilir. Şefkat duygunuzu kaybetmeden, sabırla ve sevgiyle bu konuyu çözebilirsiniz.

Konu ile ilgili “daha fazla” bilgiye aşağıdaki yazılardan da ulaşabilirsiniz:

Kaynak: Healthline, Bustle






BLOOM SHOP