Her birimiz kadın veya erkek fizyolojisiyle dünyaya geliriz ancak bu, içimizdeki dişil ve eril enerji ile ilgili bir durum değildir. Benliğimizi oluşturan esas faktör nasıl göründüğümüz değil, nasıl hissettiğimizdir. Bu hisleri de doğuran iki ana enerjinin ruh halimizdeki oranıdır.
Dişil enerji
Beynin sağ tarafını temsil eden dişil enerjinin ilgi alanında zeka, sevgi, içgüdü, güven, yaratıcılık, hassasiyet, empati, denge, uyum ve sabır gibi kavramlar var.
Cinsiyete göre şekillenmeyen dişil enerji, bir bedende yalnızca tek başına var olduğunda; karar verme, hırs, yönetim, özgüven gibi konularda kişi kendini zayıf hissedebilir, objektifliğini kaybedebilir, içindeki gücü ve potansiyeli bulma alanında yeterli düzeyde kararlılık gösteremeyebilir. Çünkü dişil enerji, duygularla ve sezgilerle bağdaştırılan bir enerji türüdür.
Eril enerji
Beynin sol tarafını temsil eden eril enerjinin ilgi alanında ise analitik düşünce, pratik zeka, başarı tutkusu, rekabet, üretim ve organizasyon gibi kavramlar yer alır.
Eril enerji, dişil enerjinin sağladığı duygu bütünlüğü olmadığında bir robottan farksızdır. Odak noktası mantık üzerine kurulu olan, her daim hazırda beklettiği bir plana ve hedeflere sahip eril enerji; kaybetme korkusu ve ego savaşı içinde sürüklenmeye müsaittir.
Güncel hayattan örneklerle eril ve dişil enerji
Hayatımızla ilgili önemli bir karar alacağımızı varsayalım. Örneğin bu uzun zamandır içinde bulunduğumuz iş alanını değiştirmek olsun. Eril enerji kaba hatlarla tabir etmek gerekirse işin maddiyat ve fayda kısmıyla ilgilenir. Yeni iş, belki de çok daha yoğun şartlar altında çalışmamızı gerektirerek sosyal ve aile hayatımızı kısıtlayacak. Ama madalyonun diğer tarafına baktığımızda, maddi ve manevi yönden kazançlarımız çok daha fazla olacak.
Bu durumda sadece eril enerjiyle alınan bir karar; değiştirdiğimiz işimizde çok üretken, çok hırslı ve başarılı olmamızı sağlayabilir ve bizleri kariyer anlamında tatmin edebilir. Ama zaman geçtikçe “neden kendimi mutsuz hissediyorum” sorusunu dişil enerjiye sormamız gerekecektir. Çünkü dişil enerji, durup bir nefes almamızı, hayattaki tek amacımızın başarmak olmadığını savunur ve mutluluk kavramının altını çizer.
Özetleyecek olursak, eril ve dişil enerjinin ortaklığıyla alacağımız bir karar yeni işimizi hem mantık hem de duygusal açıdan değerlendirmemize olanak sağlar. Orta yolu bulabilmek eril ve dişilin doğru kombinasyonuyla mümkün hale gelir.
Kaynak: Chopra, Annathea