Her ocak ayı Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı olarak anılıyor. Geçmiş yıllarda kadın ölümünün birincil nedenlerinden olan rahim ağzı kanseri günümüzde düzenli takip, erken tanı ve başarılı tedavi yöntemleri ile yüzde 90-95 oranında iyileştirilebiliyor. Peki durum bu noktaya gelmeden alabileceğimiz önlemler yok mu? Koç Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünden Dr. Doğan Vatansever ile rahim ağzı kanserine yakalanma riskimizi nasıl düşürebileceğimizi konuştuk.
Rahim ağzı kanseri nedir ve neden oluşur?
Rahim ağzı kanseri, rahmin vajinaya açılan kısmında oluşan bir kanser çeşididir. Smear testi keşfedilmeden önce dünyada en fazla kadın ölümüne yol açan kanser çeşidiydi. Günümüzde ise 3. en sık jinekolojik kanserdir.
Rahim ağzı kanseri için en önemli risk faktörü, HPV’dir (İnsan Papilloma Virüsü). HPV, rahim ağzı kanseri dokularının %99,7’sinde tespit edilmiştir. Dolayısıyla HPV ile karşılaşma ihtimalini artıran her durum rahim ağzı kanserine yakalanma ihtimalini de artırır. HPV denilen virüs rahim ağzına yerleşerek buradaki hücrelerin genetik yapısında değişiklik meydana gelmesine neden olur. İşte bu değişiklikler kansere ilerleyebilecek bir yolun kapısını açar.
Rahim ağzı kanserine yakalanma riskimizi nasıl düşürebiliriz?
Rahim ağzı kanseri riskini artıran faktörlere örnek vermek gerekirse; erken yaşta cinsel ilişkinin başlaması, çok sayıda cinsel partner, partnerin çok sayıda cinsel partner öyküsünün olması, erken yaşta doğum yapmış olmak ve çok doğum yapmış olmak, sigara kullanımı ve bağışıklık sistemini zayıflatan durum ya da hastalıklar (HIV, organ nakli öyküsü) sayılabilir. Dikkat edilirse, bunların hepsi HPV ile karşılaşma riskini artıran ya da bağışıklığı bozan durumlardır. Dolayısıyla, aşı olmak, sigara kullanmamak, düzenli bir hayat sürmek ve tabii düzenli bir şekilde muayene ve kontrollerin yapılması riski azaltacaktır.
Her HPV rahim ağzı kanserine neden olabilir mi? Hangi koşullarda HPV’nin rahim ağzı kanserine dönüşmesi söz konusudur?
Her HPV rahim ağzı kanserine neden olmaz. HPV’nin 200’den fazla çeşidi vardır. Ancak, bunlardan özellikle 14’ü rahim ağzı kanseriyle ilişkilidir. Bu 14 tip içerisinde de özellikle iki tanesi, yani HPV Tip 16 ve Tip 18, her 10 rahim ağzı kanserinin 7’sinden sorumlu olan tiplerdir.
HPV’ye yakalanma olasılığı çok yüksektir. Ancak, bu HPV enfeksiyonlarının çok azı rahim ağzı kanserine ilerler. Özellikle HPV enfeksiyonunun inatçı bir şekilde devam ettiği kişilerde rahim ağzı kanseri gelişme riski daha fazladır.
Rahim ağzı kanseri nasıl tespit edilir ve tedavi planı nasıl ilerler?
Rahim ağzı kanseri, en sık rutin jinekolojik muayene esnasında tespit edilir. Çoğunlukla bulgu vermez. Bulgu verdiğinde en sık bulguları adet dönemi dışında olan vajinal kanamalardır. Yine özellikle ilişki sonrası meydana gelen vajinal kanamalar da çok önemlidir.
Rahim ağzı kanseri tanısı, klinik şüphe ya da PAP Smear testi ve HPV testinde bir anormallik saptanması sonrası yapılan rahim ağzı biyopsisiyle konur. Bir kez tanı konduktan sonra hastalığın hangi aşamada yani evrede olduğunu tespit etmek için radyolojik görüntülemeler yapılır. Sonrasında ise, evresine göre ya cerrahi ya da ışın tedavisi (radyoterapi) ve kemoterapiyle tedavi edilir.
Rahim ağzı kanserinde tamamen iyileşme oranları ne yöndedir?
Erken tanı aldığında tedavi başarısı çok yüksektir. Erken evrede yakalanan bir hastalıkta uygun tedaviyle %90-95 başarı sağlanır.
Peki HPV’nin neden olduğu başka bir kanser türü var mıdır?
Kesinlikle. HPV’nin Amerika’da bir yılda neden olduğu rahim ağzı kanserinden daha fazla sayıda neden olduğu bir başka kanser türü de gırtlak ve ağız kanserleridir. Bunun dışında, vajina, dış genital bölge olan vulva, anüs ve penis kanserine de neden olabilmektedir.
HPV enfeksiyonumuz olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Bunun için doktorunuza başvurarak bir HPV testi yaptırmanız yeterlidir.
PAP Smear testinin hangi sıklıkta yapılmasını öneriyorsunuz?
HPV testi ile beraber bakıldığında PAP Smear testinin güvenilirliği çok artmaktadır. Cinsel olarak aktif olan her kadın 21 yaş itibarıyla taranmaya başlanmalıdır. Her şey yolundaysa, 29 yaşa kadar 3 yılda bir PAP Smear yapılması gerekir. 30 yaş ve sonrasında HPV ile beraber tarama yapmak çok önemlidir. Burada hem HPV yoksa hem de PAP Smear normalse, 3 ila 5 yılda bir tarama yapılmalıdır.
Rahim ağzı kanserine karşı korunmada HPV aşısı olmak yeterli bir önlem midir?
Rahim ağzı kanseri aşısı çok önemli ve etkin bir korunma metodudur. Ancak yine de yukarıda bahsettiğimiz riski artıran durumlardan kaçınmak da önemlidir.
Kimlerin, ne zaman aşı olmasını önerirsiniz?
Aşının en etkin olduğu zaman 11-12 yaş civarıdır. En ideali 12 yaşında aşılama yapılmasıdır. Ayrıca, HPV aşısı yalnızca kız çocuklarına değil, erkek çocuklarına da önerilmektedir. Bu mümkün olmadıysa, ikinci en önemli faktör HPV ile karşılaşmadan aşı olmaktır. Bu nedenle, mümkünse ilk cinsel ilişkiden önce aşıların tamamlanmış olması gerekir. Bunun dışında, kadınlarda yaş kısıtlaması olmadan aşı olmak faydalıdır.
Yaşam tarzı seçimlerimiz rahim ağzı kanserine yakalanma riskimizi düşürüp yükseltebilir mi? Bu konuda özellikle nelere dikkat etmeliyiz?
HPV ile ilgili riski artıran faktörlerden yukarıda bahsetmiştik. Bunun dışında, düzenli yaşam, iyi ve kaliteli uyku, stresten kaçınma, sigara kullanmama, dengeli ve kaliteli beslenme dikkat edilmesi gereken diğer yaşam tarzı değişiklikleridir.
Beslenme şeklimizin rahim ağzı kanserini önlemede bir rolü olabilir mi?
Aslında beslenme ve kanser ilişkisini değerlendiren çalışmalar birçok başka faktörden de etkilendikleri için bize çok iyi bilgi vermemektedir. Ancak şunu söyleyebiliriz, ne kadar dengeli, doğal, aşırıya kaçmadan ve rafine gıdalardan uzak kalarak beslenirsek, vücudun savunma sistemi o kadar iyi çalışır.