Bugün, dünyada 800 milyon insan açlık sınırındayken üretilen yiyeceklerin üçte biri çöpe gönderiliyor. Gelir eşitsizliği, sanayileşme, kentleşme ve tüketim bolluğu gibi küresel gerçekler sonucunda arz ve talep arasındaki dengesizlik ciddi oranda büyümekte. Hızlı tüketimi destekleyen gıda markaları, insanı tokken acıktıracak promosyonlu reklam stratejileriyle yemeğin ruhunu tam anlamıyla esir almış durumda.

16 Ekim Dünya Gıda Günü’ne özel olarak, gıda israfının önüne geçebilmek ve üretimin değerine dikkat çekmek amacıyla, dünyaca ünlü üç Michelin yıldızlı İtalyan şef Massimo Bottura’nın “Food For Soul” oluşumunu daha yakından inceleyelim.

“İyileştirmek, geri kazanmaktır

Time Dergisi’ne göre 2019’un en ilham verici kişileri arasında yer alan Massimo Bottura, mutfakta yenilikçi, tabakta sanatçı, lezzette de dünyanın en iyi şeflerinden bir tanesi.

“Benim geldiğim yerde hızlı arabalar ama yavaş gıdalar var.” diyen İtalyan şef için yemek yapmak sevgi, aşk, kültür ve bellekle iç içe geçmiş halde. Öyle ki Bottura’nın restorantı Osteria Francescana, 2016 yılından bu yana “Dünyanın En İyi Restoranları” listesinde ilk sırada yerini koruyor.

Üç Michelin yıldızına sahip şef ve eşi Lara Gilmore, kar amacı gütmeyen kuruluşları “Food For Soul” ile birlikte kıtalar arası mutfak stillerini ortak bir prensip etrafında birleştirmeyi hedefliyorlar: Atıksız, sürdürülebilir, sağlık esaslı üretim aşamalarından çıkan ve duyarlı tüketiciyle buluşan bir yeme kültürü.

Bu sürdürülebilir yeme kültürü sayesinde büyük bir kısmı sebze ve meyve atığından oluşan 13 milyar ton yiyecek atığı, mümkün oldukça faydalı hale dönüşebiliyor. Böylece bilinçli tüketim ve atık dönüşümü geliştikçe yemeğe erişim şansı olmayan ya da kısıtlı imkanlarla günlük yiyecek ihtiyacını karşılayan insanlar için yeni bir şans doğabilir.

İlginizi çekebilir: Röportaj: Emine Aksoydan ile Sürdürülebilir Yaşam

İşlenmiş ve paketli gıdalardan uzak kalarak mevsimine uygun, bitki bazlı, organik yiyeceklerle beslenmek, ihtiyaç kadarını satın alıp doyacak miktarda pişirerek yiyecekleri bozulmadan tüketmek gıda israfını önlemek adına atılacak en önemli adımlardan bazıları.

Projeleriyle bugüne kadar 45 ton gıda atığını yiyeceğe dönüştüren “Food For Soul” kampanyası ise çok daha fazlasını amaçlıyor.

Aşevleri

2015 yılından itibaren sırasıyla Milano, Brezilya, Londra ve Paris’te kurulan aşevlerinin aslında iki büyük amacı var: Biri, gıda yokluğu ve güvensizliği hisseden ihtiyaç sahiplerine iyi kalitede, besin değeri yüksek, lezzetli yiyecekler sunmak. Diğeri de “atık” zannedilip çöpe gönderilen yiyecek fazlalarından hem tat hem görüntü olarak kaliteli menüler var etmek. Bu sayede zengin ve ihtiyaç sahibi arasındaki yiyeceğe ulaşma farkı yok edilmesinin yanı sıra gıda israfının önüne nasıl geçilebileceğine dair güçlü bir örnek de oluşturulmuş oluyor.

Kısacası aşevleri lezzetli ve sağlıklı yemek üretiminin ötesine geçerek sosyal izolasyon ve gıda israfına dair bir farkındalık uyandırma amacında. Yardımseverliği, yenilenmeyi ve dönüşümü destekleyen bu mekanlar, pazartesiden cumaya her gün eğitimli aşçıları ve duyarlı destekçileriyle kapılarını yemek ihtiyacı olanlara açıyor.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı Beslenme Hakkında Merak Edilen Her Şey

Sosyal masalar

Nepal, Bolonya ve Modena’da bulunan sosyal masalar; her hafta düzenli olarak şefleri, gıda üreticilerini, sanatçıları, tasarımcıları ve mutfak kültürüyle ilgilenen herkesi lokal lezzetlerin önünü açabilmek için bir araya getiriyor. Eğitimlerin, yemek yapma tekniklerinin ve çeşitli etkinliklerin ön planda olduğu bu özel günlerde aşevlerinde olduğu gibi yemek servisi yapılıyor ve gıda yoksunlarına sağlıklı yemek seçenekleri sunuluyor.

Bread is Gold

Massimo Bottura ve arkadaşlarından oluşan 50 yetenekli şefin yazmış olduğu “Bread is Gold” bir yemek kitabından çok daha fazlası. İçinde gıda israfına ortam hazırlamadan nasıl yemek yapılacağına dair birçok fikir, sağlıklı ve lezzetli tarif önerisi, yaratıcı ve aydınlatıcı bilgi kaynağı var. Ayrıca kitabın satışlarından elde edilen gelir de yeni aşevleri ve sosyal masaların kurulumuna katkı sağlaması amacıyla kullanılıyor.

Kaynak: Food For Soul, FAO (Food and Agriculture Organization)



Yağmur Baki

1994 yılında doğan Yağmur, Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Erasmus kapsamında Barselona Üniversitesi’nde Filoloji dersleri aldı. Mezuniyetinin ardından basılı yayınlarda editör ve içerik yazarı olarak çalıştı. Aynı zamanda yayınevi bünyesinde dünya edebiyatı kapsamındaki edebiyat, felsefe ve tarih kitaplarını yayına hazırladı. Şu anda Live To Bloom’da editör...



BLOOM SHOP